Kelebekler translate Portuguese
290 parallel translation
Hey! Ne tuhaf kelebekler böyle.
Ora, que borboletas estranhas.
Göğsüne yeşil bir ejderha ve omuzlarına da kelebekler.
Um dragão verde no peito, e uma borboleta em cada ombro.
Ne küçük parmaklar, kelebekler kadar narin.
Que mãozinhas pequeninas! Duas borboletinhas! Malandra!
Bu sabah nehir kıyısında mavi kelebekler gördüm.
Vi borboletas azuis ao pé da ribeira, esta manhã.
Kelebekler hakkında çok şey bildiğin anlaşılıyor.
- Sabe muito de mariposas.
Sadece kelebekler ve tavşanlar.
Só borboletas e coelhos.
Bunlar son kelebekler.
Elas são as últimas borboletas...
- Kelebekler mi?
- Borboletas?
- O kelebekler toplanmıyor değil mi?
- Ele não colecciona borboletas?
O kelebekler yok artık
Os nervos passaram
O kelebekler gitti
Os nervos passaram
Kelebekler bu delikten çıkıyor.
As borboletas saem a voar deste buraco.
Anne... bir bakışınla büyüledin beni, bu odada, şafağın coşkusunu gören birinin. Kelebekler, karanlıktan danseden çiçekli bahçelere, buraya, gelecekler yakında.
Mãe... Desculpe, está alguém em casa? Com licença!
Öpücüklerim, geceyi, büyük şeffaf gölleri okşayan kelebekler kadar narindir.
Os nosso beijos são ligeiros como os efémeros Que acariciam pela noitinha os grandes lagos transparentes
Bebek doğduğunda da çiçekler istiyorum. ... müzik kutuları balonlar sonra kelebekler!
E quando o bebê chegar... quero flores, caixas de música e balões...
Eğer dünyayı ben yaratsaydım, vaktimi asla kelebekler ve nergislerle harcamazdım.
Se eu estivesse a criar um mundo, não perderia tempo com borboletas nem com narcisos.
Kelebekler gibi mi?
Como uma borboleta...
İşte muhteşem Dominique ve büyüleyici kelebekler!
E eis agora a fabulosa Dominique e as borboletas encantadas!
Kelebekler.
" Borboleta...
Kelebekler çiçekten çiçeğe uçar. Ve üzerinde kalırlar.
A borboleta voa para a flor... e fica com ela.
- Dizlerim titriyor artık Karnımda kelebekler uçuşuyor.
- Os meus joelhos estão a tremer...
Kelebekler mi?
Borboletas?
Lazer, sülfürik asit ve kelebekler üzerine deneyler yapıyorum.
Estou a fazer experiências com lasers, ácido sulfúrico e borboletas.
Esas konu, o gece verandaya çıktım. Yarasalar ve kelebekler gelmesin diye ışıkları açmadım.
Naquela mesma noite, fui para a varanda... sem acender a luz para não atrair morcegos e mariposas.
- Ve kelebekler...
- As mariposas.
böcekler, kelebekler, örümcekler.
Insectos, moscas, aranhas.
Şeyde diyor ki, şeyde... ateşleme kitapçığında, Patlamadan sonra çevrede uçan kelebekler görürseniz, bir problem yok demektir.
Diz no,... manual de detonação que se forem vistas borboletas após a detonação, está tudo bem.
Büyük çoğunluğumuz,... bu güçlerin, bizleri, dünya çevresinde kanat çırpan kelebekler kadar bile etkileyebileceğini kabul etmek istemediler.
Nós tomamos isso como garantido e não acreditamos que essas forças nos afectam mais do que o bater de asas de uma borboleta do outro lado do mundo.
Yani, onu düşününce midemde kelebekler uçuşuyor.
Dá-me um frio na barriga quando penso nele.
- Kafamda kelebekler dönüyor.
Estou nervoso.
Elleri kelebekler gibiydi, öyle hafif.
As suas mãos eram como borboletas, tão leves.
Bana kelebekler veriyor.
Ela me deixa louco
Hasır kelebekler.
borboletas de vime.
Benim karnımda kusan kelebekler uçuşuyor.
O meu estômago está às voltas.
Benim karnımda kusan kelebekler uçuşuyor. Tamam, hadi bakalım.
Pronto.
Lambanın etrafındaki kelebekler gibi.
Como borboletas para uma brasa.
Ve daha sonra tıpkı sizdeki kelebekler gibi mutlu bir şekilde ölür gideriz.
Depois, como a vossa mosca da fruta, morremos, e caímos no solo, felizes.
Valerie, midemin içinde kelebekler... uçuşuyormuş gibi hissediyorum.
Valerie, sinto que tenho um monte de borboletas... às voltas no meu estômago.
Midemdeki kelebekler daha önce... hiç hissetmediğim gibi uçmaya başladılar.
As borboletas no meu estômago andam às voltas... como nunca tinha sentido antes.
Kelebekler için yap.
- Fá-lo pelas borboletas.
Kelebekler mi?
- Borboletas?
Seni için döndüm, baba... annem ve kelebekler için döndüm.
- Consegui por si, paizinho. E pela mãezinha e pelas borboletas.
Burada kelebekler yok.
Aqui não há borboletas.
Kelebekler ve diğer şeyler.
Sentia até frio na barriga.
- Evet. Kelebekler ve diğer şeyler var mı?
Frio na barriga e tudo mais?
Yakında bu kelebekler kaybolacak.
Logo esses frios na barriga vão desaparecer...
Sanki bana kelebekler gibi geldi.
Isso a mim soa-me a borboletas.
Kelebekler, kendi kıçına.
Borboletas, uma ova.
Göbeğinde kelebekler mi uçuşuyor?
Está com medo?
Güvercin büyüklüğünde kelebekler.
Borboletas do tamanho de pombos!
Kelebekler uçuyor.
O frio na barriga.