Kestim translate Portuguese
1,141 parallel translation
İlaç tedavisini kestim.
Não tomei a medicação.
Kanadını kestim, hepsi bu.
Só te cortei a asa, mais nada.
Postaları kestim.
Parei o correio.
Postayı kestim.
Parei o correio.
- Çite takıp kestim.
Cortei-me numa vedação.
- Elimi kestim.
- Cortei-me.
Yanağımı kestim.
Magoei-me!
Kaptanın casusu olduğuna inanmak, kestim...
Acreditando que ele era espião do Capitão, cortei-lhe a...
- İletişimi kestim.
- Cortei as comunicações.
- Kestim, kestim.
Seca. Muito bem.
Biz de çocuğumuz olsun istedik ama ben artık umudumu kestim.
Nós esperávamos ter um filho, mas duvido.
Sözünüzü kestim, özür dilerim.
Desculpem a intromissão.
Sözünüzü kestim ama bir sorun var.
Detesto interromper, mas tenho um problema.
Saçını kestim.
Cortei seu cabelo.
Ama şimdi ikimiz de yatîp uyusak iyi olur tatlîm. Baksana, kolumu kestim.
Mas neste momento acho que devemos ir dormir.
Eğer bileğe biraz daha yakın olsalar... Nerede kestim demiştiniz?
Se tivesse feito isto a uns poucos centímetros do pulso... como disse que se cortou?
Sonra, taksiye binerken beni yakaladı ve kafamı kaldırıma çarptım ve duduağımı da ıslık çalarken kestim.
Quando eu ia a entrar num táxi, deitou-me ao chão! E eu bati com a cabeça no passeio e cortei o lábio no apito.
- O gece kemerin geçtiği yerleri kestim ve Yönetici doğdu.
Que feliz descoberta. Então, nessa noite, cortei as presilhas e nasceu o Executivo.
Ve sonra içeri uzanırken elimi kestim.
Cortei a mão toda, ao tentar abrir a porta.
Sahile gittik bıçağımı çektim avucumu kestim ve sonra senin avucunu kestim daha sonra kanımızı suya damlattık.
Fomos até à praia. Agarrei na minha faca e cortei a palma da mão. Depois cortei a tua.
Ben... dün parmağımı yanlışlıkla kestim.
Na noite passada, tirando os meus braceletes, magoei o meu dedo.
Konuşmayı kestim. Kusura bakmayın.
Desculpe tantas interrupções.
- Elimi kestim.
- Cortei a mão!
Aptal günlüğümü yazdım ve aptal saçımı kestim ve geriye daha da aptal bir halde döndüm.
Escrevi no meu estúpido diário, cortei o meu estúpido cabelo, e regressei mais estúpida do que nunca.
Yalnızlık hayalinizi yarıda kestim korkarım.
Interrompi o seu devaneio solitário.
Galiba az önce elektriği kestim.
Acho que deitei a luz abaixo.
Onu ne aldım ne de kestim.
Não a roubei, nem a rasguei.
Birincisi : Çantalar çok ucuz. Ayrıca o sırt çantalarından birini kendim de kestim, ve size tam olarak ne bulduğumu söyleyeceğim.
São muito baratas e, para além disso, eu próprio rasguei uma e sabe o que encontrei?
Ve şimdi de beni, sizin yabandomuzunuzdan kaçtıktan sonra parmağımı kestim diye kınıyor musunuz?
E agora, vai condenar-me por ter cortado o dedo depois de escapar ao seu javali favorito?
1979 yılında kahverengi Dodge marka arabası olan birine kilise yakınlarında ceza kestim.
Em 1 979, multei um homem por estacionar numa zona da igreja.
Baba, sineklikle yine elimi kestim.
Vamos. Pai, cortei-me na portinhola outra vez.
O kongre merkezinin kurdelesini ben kestim.
Eu cortei a fita daquele centro de convenções.
- Değişken bana saldırdığında elimi kestim.
Cortei a mão quando o metamorfo me atacou.
İletişimi kestim, Komutan, ve bunu kazara olmuş gibi gösterdim.
Eu terminei a transmissão, Comandante, e fiz com que parecesse uma interrupção acidental.
Gücü hemen kestim, ama çok geçti.
Cortei a corrente, mas já era tarde de mais.
Sonra kafasını kestim...
Então cortei-lhe a cabeça e ela caiu...
- Bileklerimi kestim.
Cortei os pulsos. Desculpe.
Yoksa önemli bir şeyi yarıda mı kestim?
Que foi? Interrompi alguma coisa de importante?
Evet, parmağımı kestim.
Cortei o dedo.
Fotoğrafı o kadar beğendim ki, göğüs ucunu kestim ve şimdi sağlık kulübü kimlik kartımda kullanıyorum.
Gostei tanto da foto que apaguei o mamilo e a pus no cartão do ginásio.
Odo'nun dinleme cihazının bağlantısı kestim.
Desliguei os dispositivos de escuta do Odo.
Gücü kestim ve ışıklar söndü.
Corto a corrente, e as luzes apagam-se.
Az evvel beynine giden kan akışını kestim.
Cortei-te o fluxo de sangue para o cérebro.
Beynine giden kan akışını kestim.
Cortei a corrente de sangue para o teu cérebro.
Az önce beynine giden kan akışını kestim.
Cortei o fluxo de sangue para o teu cérebro.
Ben kestim ve onu kullanmayacaksın bile ha?
Eu serrei isto e nem sequer vai usa-la?
Kestim.
Cortado.
Tam yirmi altı adam kestim.
Despachei vinte e seis gajos.
Herhalde kapıda kestim.
Devo ter-me cortado no portão.
- Maaşından kestim bile.
- Vou deduzir ao teu salário.
Buda neydi? Bir yerimi kestim.
O que se passa?