Keşke yapabilsem translate Portuguese
163 parallel translation
Keşke yapabilsem.
Se pudesse, negava.
Keşke yapabilsem, fakat imkansız.
Eu gostava de poder, mas não posso.
Keşke yapabilsem.
Gostaria que pudesse.
- Keşke yapabilsem. Ama kızım ellerinde.
Desejaria poder recusar mas eles estão com a minha filha.
Keşke yapabilsem, ama kaçağı ana hattan çıkarmamız için sadece 5 dakikamız var yoksa Kuzeydoğu Ekspresi'yle çarpışacak.
Quem me dera, mas temos 5 minutos para tirar o comboio da linha principal, ou teremos uma colisão com o Expresso do Nordeste.
- Keşke yapabilsem!
- Quem me dera!
Keşke yapabilsem.
Quem me dera.
Keşke yapabilsem, ama tüm gezegende o kadar fıçı yok.
Quem me dera poder, mas não há tantas cubas em todo o planeta.
Keşke yapabilsem ama istediğin şey yanlış.
Quem me dera poder, mas o que me pedes está errado.
Tanrıdan dileğim keşke yapabilsem.
Quem me dera poder.
Evet, keşke yapabilsem, Homer.
Sim, quem me dera puder faze-lo, Homer.
Keşke yapabilsem herşeyden çok istiyorum.. ... ama yapamam.
Quem me dera poder... mais do que tudo mas não posso.
- Onlara seyahatte olduğunu söyle. - Keşke yapabilsem.
- Diz-lhes que foste viajar.
Keşke yapabilsem.
- Quem me dera fazê-lo.
Keşke yapabilsem.
Gostava de poder.
- Keşke yapabilsem ama...
Gostava muito de poder, mas...
- Keşke yapabilsem, Charl.
- Bem que gostaria, Charl.
Keşke yapabilsem.
Quem me dera puder.
- Keşke daha fazlasını yapabilsem.
Gostaria de poder fazer mais.
Keşke daha fazlasını yapabilsem, ama yapamıyorum.
Eu gostava de saber mais, mas não sei.
Sevgili dostum, keşke yapabilsem! Ama etrafımda bir sürü engel var!
Querido amigo, se eu pudesse!
Biliyorsun, keşke bunu yapabilsem, senin tam olarak anlamanı sağlayabilsem, biliyorsun, bir yazar yazamazsa... - Bunun neye benzediğini de anlıyorum. -... o iktidarsız kalmış gibi olur.
Sabes, se pudesse somente... se eu pudesse fazer-te compreender que... quando um escritor não pode escrever é como ser impotente.
* Yapabilsem keşke şimdi *
Wish I could
* Yapabilsem keşke şimdi *
I Wish I could
Keşke elimden gelse de bunu kolaylaştıracak bir şeyler yapabilsem.
Gostaria de poder fazer algo para ajudá-la.
Keşke ben de biraz yapabilsem. Ne tarafa gidiyorsun?
Quem me dera fazer o mesmo.
Keşke bunu her gün yapabilsem. Heyecana bak!
Todos os dias, ele irrita-me!
- Keşke ben de yapabilsem.
- Quem me dera a mim.
Keşke sana karşılığında bir şey yapabilsem.
Quem me dera que houvesse uma maneira de te recompensar.
Keşke seninki gibi bir araba yapabilsem.
Quem me dera conseguir construir um carro como o teu.
Keşke yapabilsem.
Oxalá pudesse.
Keşke bir şeyler yapabilsem.
Se ao menos pudesse fazer alguma coisa...
Keşke ben de yapabilsem. Kendini nasıl hissediyorsun?
Só aguardo poder fazê-lo também.
Keşke birşey yapabilsem, ama bir tane daha boşa harcayamam.
Gostava de te ajudar, mas não posso gastar duas.
Keşke daha fazlasını yapabilsem.
Gostaria de poder ajudar mais, mas estamos de partida.
Keşke yapabilsem ama beceremiyorum.
É uma coisa em que não sou bom, como a... na verdade sou bom em tudo. Eu queria, mas não consigo!
Keşke o işi sizin için yapabilsem.
Quem me dera poder acabar o serviço.
Keşke bunu hergün yapabilsem.
Quem dera poder fazer isto todos os dias.
Keşke daha fazlasını yapabilsem.
É o mínimo que posso fazer.
Keşke ben de öyle bir şey yapabilsem.
Quem me dera conseguir fazer aquilo.
Way. Keşke bunu ben de yapabilsem.
Puxa, gostaria de poder fazer isso.
- Keşke yapabilsem.
- Não penses, deixa-te ir.
- Keşke bir şey yapabilsem.
- Eu queria fazer alguma coisa.
Keske yapabilsem.
Se eu pudesse...
"Tanrım, keşke ben de yapabilsem." diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Eu pensava : "Deus, eu gostaria de fazer isso." Mas eu não posso.
Will ikinci kez bize yardım etti. Keşke onun için daha fazlasını yapabilsem.
Foi a segunda vez que o Will foi valioso para nós, eu gostaria de poder fazer mais por ele, a sério.
Keşke, sizin için, verdiğim rahatsızlığı telâfi edecek bir şeyler yapabilsem.
Desejaria fazer algo por você para vê-la mais feliz. Para poder pagar os incômodos que te ocasiono.
Keşke bunu kendi başıma yapabilsem. Erkek olmadan.
Eu gostava de poder fazer isto sózinha... sem um homem.
Aynı şeyi eşimle de yapabilsem keşke.
Quem me dera poder fazer isto com a minha mulher.
Dinle, Peyton... keşke sana yardımı dokunacak bir şeyler... yapabilsem, söyleyebilsem.
Olha, Peyton, quem me dera poder dizer ou fazer algo... para te ajudar neste momento.
Keşke ben de bunu yapabilsem.
Quem me dera ter essa possibilidade.