Keşke bilseydim translate Portuguese
511 parallel translation
Keşke bilseydim.
- Edgar... Se eu tivesse sabido...
- Keşke bilseydim Randolph.
- Bem, se eu soubesse, Randolph.
Keşke bilseydim.
Eu gostaria de saber.
- Keşke bilseydim.
- Quem me dera saber.
Sabrina, keşke bilseydim.
Sabrina, se eu o soubesse.
Keşke bilseydim.
Gostava de saber.
Keşke bilseydim ama...
Quem me dera saber, mas...
Keşke bilseydim Jimmy.
Quem me dera saber, Jimmy.
Keşke bilseydim.
- Quem me dera saber.
Keşke bilseydim.
Quem me dera saber.
Keşke bilseydim ne olduğunu.
Queria saber o quê, exactamente.
- Keşke bilseydim.
- Gostava de saber.
Gerçekten keşke bilseydim!
Realmente, gostava de saber!
Keşke bilseydim.
Quem me dera ter sabido.
- Bilmiyorum, keşke bilseydim.
- Eu não sei, gostaria de saber, mas não sei.
Bob, keşke bilseydim.
Quem me dera saber.
Keşke bilseydim, ama...
Gostava de acreditar, mas...
Bilmiyorum. Keşke bilseydim.
Maddie Hayes.
Keşke bilseydim.
Bem que eu gostaria de saber.
Keşke Bay Leland'ın nerede olduğunu bilseydim.
Eu gostaria de saber onde anda o Sr. Leland.
Keşke size güvenebileceğimizi bilseydim.
Quem me dera saber que podemos confiar em si.
Keşke daha fazlasını bilseydim.
Eu desejaria poder saber algo más, mas receio que não.
Keşke bugün geleceğini bilseydim. Birlikte yemek yiyip bol bol dedikodu yapabilirdik.
Se soubesse que vinhas hoje, podíamos ter estado juntas, ter almoçado e conversado.
Keşke bunu seni tanımadan önce bilseydim.
Foi pena não saber isso antes de te conhecer.
Keşke yüzme bilseydim.
Quem me dera saber nadar.
Keşke ben bilseydim!
Eu desejava saber!
- Keşke sırrını bilseydim.
- Quem dera soubesse seu segredo.
Keşke kim olduğunu bilseydim.
Quem me dera saber quem o senhor é.
Keşke uçakta olduğunu bilseydim.
Sim? Quem me dera ter sabido que ela vinha no avião.
Keşke cevabını bilseydim.
Gostava de poder responder a isso.
Keşke bilseydim Arthur.
Gostava eu de saber, Arthur.
Keşke bilseydim...
Queria saber de onde tiram coragem.
Keşke bilseydim.
Desejava por Deus saber.
- Nedenini bilseydim keşke.
- Queria saber porquê.
- Nedenini bilseydim keşke.
Tenho algumas coisas para verificar.
Keşke analistimin nerede tatil yaptığını bilseydim.
Se ao menos soubesse onde meu psicanalista passa as férias.
Keşke senin hakkında daha çok şey bilseydim dün hakkında, bugün hakkında...
Gostava muito de saber mais. Sobre si. Ontem...
- Nereden başlayacağımı bilseydim... keşke Maya burada olsaydı, o bir şeyler çıkarabilirdi.
A Maya é que descobria logo isto...
Keşke bilseydim.
Não faço ideia.
Keşke hangisinin doğru olduğunu bilseydim.
Quem me dera saber o que està certo.
- Keşke cevabı bilseydim.
- Quem me dera ter as palavras.
Keşke ne olduğunu bilseydim.
Só não sei exactamente como agir.
Ama keşke seni öpmeden önce hasta olduğunu bilseydim.
Mas podia ter me dito que estava resfriada antes de me beijar.
Keşke cinlerin seni götürmesi için ne demem gerektiğini bilseydim.
Desejava saber mesmo o que dizer para que os goblins te levassem embora.
Keşke evde olduğunu bilseydim bebeğe bakmadan erken gelirdik.
Podias ter dito que estavas cá. Viemos cedo da festa.
Keşke bilseydim. Biraz korkuyorum.
Tenho um pouco de medo.
Keşke burada kimlerle karşı karşıya olduğumuzu bilseydim.
Se eu apenas soubesse com o que estamos a lidar.
Keşke söylenmesi gereken doğru kelimeleri bilseydim, ama bilmiyorum.
Gostaria de ter algumas palavras sábias, mas não tenho.
Keşke adını bilseydim.
Gostava de saber o teu nome.
Keşke doğum günün olduğunu bilseydim böylece sana bir şeyler getirebilirdim.
Se soubesse que fazias anos, tinha-te comprado um presente.
Keşke ne hakkında olduğunu bilseydim.
Gostava de saber sobre que foi.