Klâs translate Portuguese
34 parallel translation
Benim adamım klâs.
O meu é de classe.
Bir zamanlar Dodge City'de en klâs silahşorları tanıdım.
Senhores! Estive em muitas cidades e já vi todos os maiores atiradores!
Çok klâs biriydi, kendine özgü bir tarzı vardı...
Não passava duma miúda. Muito estilo, muita classe...
Klâsınız nerede?
- Onde está a tua classe?
Stil. Klâs değil.
Estilo, não classe.
Buna bayılacaksın, klâs ve güzel.
Vai adorá-lo. lsto tem estilo e beleza.
Gerçekten dünya klâsında bir ganimet.
Um troféu de classe mundial.
Biliyorum, biz klâsız.
Bem sei, somos clássicos.
Başka bir şehirde, "detektif." diyorlar müfettiş daha klâs.
Que é que se pode fazer? Noutra cidade, chamar-me-iam "detetive". "Inspetor" tem mais classe.
La Parla'da bu kadar çok klâs, görgülü kadın bulabilirken buna ne gerek var ki?
Nem todos nos podemos dar ao luxo de entreter as mulheres mais sofisticadas que encontramos em La Perla, pois não?
Dünya klâsında bir önemsemezlik ifadesi.
Subestima mundialmente conhecida.
Çok klâs.
Sim, tens classe.
- Nereden olacak. Borç almalar, en klâs arabalar.
Bem, dinheiro emprestado, e o carrão impressionante.
En azından senin bir klâsın var.
Pelo menos tens nível.
Vay, klâs bir oyuncu olmalı.
Huauh, ela parece ser uma actriz com classe.
Gerçekten klâs bir şey.
É muito bom.
- Gerçekten klâs espri.
- Isto é de qualidade, é mesmo.
Tanıdıklarım arasında en klâsı sensin.
És o mais porreiro de todos.
Ne klâs, ne zarafet.
E tudo por causa de um pouco de cabelo acima do lábio.
Panama City Beach, Florida gibi klâs bir yerden olmam gerekiyor.
Tenho de ser de algum lugar chique como Panamá City Beach, na Florida.
Şimdi unutma, klâs takılacağız.
Muito bem, agora lembra-te de agir normalmente.
Çok klâs.
Muita classe.
Klâs değil mi?
Porreiro, não? À melhor de três?
12 valf 631 beygir. Önceki arabanızdan çok daha klâs bir araba. Ayrıca!
Tem um motor V12, 631 cavalos e é muito melhor do que aquele que teve antes.
Rica ederim. Bizim klâsımız var, bizim numaralarımız var... Adamım Boots.
O Styles, o Tricky, o Lil'Tricky, o meu amigo Boots e eu, o Cole Fusion.
Gerçekten de klâs bir lokantası vardı.
Um restaurante de classe.
Çok klâs.
Que classe!
Pek klâs, ha?
Tem classe, não?
O kadar klâs bir yere giyecek kıyafetim yok ama.
Não tenho roupas adequadas, para um lugar tão chique.
Evet, öyle klâs biridir.
Pois. Tem muita classe.
Ayrıca senin tam tersine oldukça da klâs biri.
Sim, ele tem classe, contrariamente a ti.
- Ki bu arada klâs insanlar 10 dolar bırakır -... memnuniyetle bu parayı seninle paylaşırım.
Eu iria dividi-la contigo.
Yukarıda çok daha klâs arabalarımız var.
Temos carros fabulosos lá em cima.
Klâsım düşükmüş gibi hissediyorum.
Eu me sinto ultrapassado.