English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kralık

Kralık translate Portuguese

1,711 parallel translation
İki yetişkin adamı parçaladı... yapancı ona kılıcını soktuğunda... Kralı yemek üzereydi.
Ele desfez dois homens adultos... e estava prestes a comer o próprio rei... quando o Estrangeiro espetou a sua espada nele.
Bu bir Kral kılıcı, atalarımdan yadigar.
Esta é uma espada de Reis que foi passada pelos meus ancestrais.
Gene kralın kılıcı.
A espada de Reis.
Yunan Kralı'nın, kendi kızını Yunan halkı gibi yiğit bir adamla evlendirmeye hakkı var.
O rei dos gregos tem o dever de unir a filha àquele cuja coragem iguala a do seu povo.
Şöyle olacak... Madem kızımın arzusu böyle... Kralın arzusu da aynısı olacak, yani.
Resumindo, se tal é a vontade da minha filha, tal é a do rei, portanto...
Kazanan icadımı, Kral'ın şık, küçük suratına salacağım ve sonra o da ayağımın altında sürünen biri olacak!
Eu vou libertar a minha invenção na cara presunçosa do Rei, e depois será ele a ajoelhar-se a meus pés!
Kızlarını kralın gözüne sokmaya başlayacaklardır. Durumdan başkası faydalanmadan önce.
Antes de ver outras pessoas a lucrar, veríamos...
Kızın bağlantıları çok iyi, babası kralın kuzeni.
A rapariga tem bons contactos. O pai dela é primo do Rei.
Mary loğusa döneminde olduğu için kral artık onunla birlikte olamaz.
Agora que a Mary está a repousar, o Rei já não vai regalá-la.
Anne, kızlar yeni Kral Mathias'ı görmek için Viyana'ya gidiyor.
Mãe, as raparigas vão a Viena ver o novo Rei Mathias.
Öyleyse ben artık aslan kral değilim.
Então, deixo de ser o leão dominante.
Kral Tut... Kıçta.
Dardo no rabo.
Belki de gerçekten Telmarin Kralı olmaya layık birisin.
Talvez, afinal, sejas da matéria de que se faz um rei.
Yine de, büyük kral ne yazık ki çekilmem gerekiyor. Kuyruğu bir farenin onur ve şerefidir.
Ainda assim, Supremo Rei, receio ter de me retirar, pois a cauda é a honra e a glória de um Rato.
Ne yazık ki, Kral, evliliğini kusursuzlaştırma hırsı uğruna filoya, yılın en kötü zamanında denize açılma emri verdi.
Infelizmente, na ânsia de consumar o casamento, o Rei Philip ordenou que a frota velejasse na pior época do ano.
Şehrin yöneticisi Ratchasena, kralın varisine karşı mı çıkıyor?
O administrador da cidade, Chao Praya Seena, não procura opor-se ao herdeiro do Rei.
Fakat bir kral, kılıç gücüyle imparator olma hırsıyla nam salmıştı.
Mas havia um rei com uma impiedosa ambição, tornar-se imperador pela força da espada.
Maymun Kral ölümsüzdü. O yüzden yapabileceği tek şey kehanette belirtilen arayıcı ortaya çıkıp, silahını geri getirene ve onu özgür bırakana dek taştan hapishanesinde beklemekti.
Sendo imortal, o Rei Macaco não pode morrer, mas ficou petrificado, aguardando que o viajante da profecia lhe entregue a sua formidável arma e finalmente o liberte.
Kral'ın kılıcı.
A espada do rei.
Seni televizyonda Kral Hüseyin'le el sıkışırken gördüğünü söylüyor.
" Ela afirma que te viu na TV, a cumprimentar o Rei Hussein.
Senin alık kralının aksine düşmanlar McCullen'ın sadece silah satmada değil savaşlar yönlendirmede de usta olduğunu biliyor.
Ao contrário do vosso rei simplório, os seus inimigos sabem que o verdadeiro destino dos McCullen não é apenas fornecer armas, mas comandar as guerras!
Kral Kobra. Muhteşem bir yaratık.
A cobra-real, criatura estupenda.
Ben Kahmunrah, en büyük kral, kralların kralı, tarihin karanlık derinliklerinden çıkıp tekrar hayata döndüm!
Sou Kahmunrah, o grande rei dos reis e das maiores profundezas da história antiga, voltei à vida!
Sör Simon Swafford, listelerin kralı, dünyanın gelmiş geçmiş en güzel kızıyla evleniyor.
Sir Simon Swafford, rei das tabelas, casará com a rapariga mais bela.
Hardal tohumu kaplı yabani kral somon tandır fırınında kızartıldı ve mango turşulu beurre blanc ile tamamlandı.
É salmão real selvagem com crosta de sementes de mostarda e depois assado no forno tandoor e acabado em manteiga branca com picles de manga.
Bir zamanlar bir Kral ve çok sevdiği bir kızı varmış.
Era uma vez um rei e a sua amada filha.
Bir gün, Kral'a kızının eli karşılığında olağanüstü bir hediye teklif eden bir Sultan'a rastlamışlar.
Um dia, eles encontraram um sultão Que ofereceu ao rei um presente extraordinário Em troca da mão da sua filha.
Lord Wicked Amca, ben Bıçak Kral'ın kızıyım.
Lorde Wicked, eu sou o Second Dream.
Kral, artık oynamak istemiyordu bu nedenle istirahatına döndü.
O Rei não querendo brincar mais, voltou para a sua clausura.
Yoğurtlar Kralı baban hayal kırıklığına uğrardı.
O teu pai, o Rei dos Gelados, ficaria muito desiludido contigo.
"Üç kişi atmıştık, Kralım" diye.
E os homens do rei responderam :
Artık balo kralı gibi görünmüyorsun.
Já não pareces o rei do baile.
Ortalık toz duman olduğunda Goldman'ın Wall Street'in kralı olarak sonuçlanmasını garanti altına alacak çıkış noktalarını hükümetin içerisindeki Goldman çocukları söyler.
E com os meninos "Goldman", que agora são os que mandam dentro do Governo, eles assegurariam que a "Goldman Sachs" iria acabar como os reis de "Wall Street", quando a poeira assentasse.
Yani, Kral Arthur mitolojisindeki kılıç mı? Evet.
A espada do mito do Rei Artur?
İnsanlar sizi Kral'ları gibi sevmek istiyor..... eğer Kral'lık için kutsal bir hakkınız olduğunu soylulara ispat ederseniz, insanlar sizi izler.
O povo quer amá-lo como o seu Rei. Se conseguir provar o seu direito divino aos nobres, então o povo segui-lo-á.
Soylular benim Kral'lık için kutsal hakkımı görecekler.
Os nobres terão a sua prova do meu direito divino para ser Rei.
Hastalık geçtiğinde Prens John'un, tıpkı babası gibi İngiltere'nin gerçek Kral'ı olduğu ispatlanacak.
Quando ela estiver curada, o Príncipe John será consagrado, tal como o seu pai antes dele, para ser o legítimo Rei da Inglaterra.
Yeni burun yaptırdım, ünlü oldum, Ve şimdi L.A. Clippers'in sayı kralıyla çıkıyorum.
Arranjei um nariz novo, fiquei famosa e agora namoro com o jogador principal dos L.A. Clippers.
Efendimiz İsa, ülkemiz, şişman kralımız sadık eşinin külünü dökmesi gibi yegâne bir sebeple Protestan olmasına rağmen, yanımızda olduğunu biliyoruz.
Jesus Cristo, apesar do nosso país se ter tornado Protestante pela única razão do nosso gordo e malvado rei se pudesse livrar da sua infiel esposa, sabemos que estás do nosso lado.
Ama bu şık kral ve kraliçeye birhaberim var.
Bem, tenho novidades para as putas das rainhas e reis aqui.
Porno kralı olarak biraz haşarılık ettin.
Já tiveste o teu reinado na pornografia.
Alison Tisdale, emlak kralı Jonathan Tisdale'in kızı.
Alison Tisdale. Filha do magnata imobiliário Jonathan Tisdale.
Kuzey krallıklarının halkları sürüldü. Artık unutulmuş olan, Kralın soyu iyice yitip gitmiş, yabanda avare dolaşan, Kolcular olmuşlardı.
Os habitantes do reino do norte estavam dispersos, os descendentes dos Reis esquecidos reduzidos a Rangers vagueando por terras selvagens.
Üzgünüm, dostum. Ancak ben Kral'ın emrinde yaşayıp öleceğime dair bağIıIık yemini ettim.
Lamento, velho amigo, mas fiz o juramento solene como cavaleiro, assim como tu, de viver e morrer pelas leis do Rei.
Silas'ı sen ve ben kral yapmadık.
Não fomos nós que fizemos do Silas rei.
"Kral için savaştık ve kanımızı döktük ama eğer toprağımızı almak isterse ona karşı savaşırız."
"Lutámos pelo rei e derramámos o nosso sangue, mas se ele tentar tirar-nos a nossa terra lutaremos contra ele."
Senin gibi sadık birine sahip olduğu için kral çok şanslı.
Ele tem sorte de ter alguém tão leal como tu.
- Kralına karşı mı çıkıyorsun?
- Estás a recusar o teu rei?
Kral olmak gençlerin işi ve o artık yaşlandı.
Ser rei é um jogo de homens novos e ele envelheceu.
Kral Philip kendi kendine bizim zenginliğimizi kıskanırdı.
O Rei Filipe era ciumento pela nossa riqueza.
Kralın kızı.
É a filha do rei.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]