Kızım nerede translate Portuguese
645 parallel translation
Kızım nerede?
A minha filha?
Kızım nerede? Geri dön!
Onde está a minha filha?
Kızım nerede?
Onde está a minha filha?
Dadı. kızım nerede?
Ama, onde está a minha filha?
- Kızım nerede? - Bilmiyorum efendim.
- Onde está a minha filha?
Anita! Kızım nerede?
135 nas minas de Monfalcone... "
Kızım nerede?
- Onde está?
Kızım nerede?
Onde está minha filha?
Benim kızım nerede?
Então onde está a minha filha?
Şimdi, kızım nerede?
Onde está a minha filha?
- Kızım nerede?
Onde está a minha filha?
Vaftiz kızım nerede?
Onde está a minha afilhada?
Kızım nerede?
E a menina?
Kızım nerede?
Que fez da minha filha?
Aklıma gelmişken, benim küçük güzel kızım nerede?
A propósito, ónde está minha garota?
Nerede? Nerede, kızım?
Onde, diga?
- Kızım, sen nerede büyüdün? Karılarını öldüren Büyük Amcam Penruddock'u hiç duymadın mı?
Onde é que foi criada Nunca ouviu falar do meu Tio-Avô Penruddock
Kızım nerede?
Onde está ela?
Hoşunuza gitmeyecek bir şey yapacağımı sanmıyorum ama artık beni tamamen özgür bırakmalısınız. Ne giyeceğime, nerede uyuyacağıma, ne okuyacağıma ben karar vereceğim.
Não acho que eu vá fazer nada para Ihe desagradar... mas, mãe, de agora em diante, precisa me dar total liberdade... incluindo decidir o que visto, onde durmo, o que leio.
Kilometrelerce uzakta olduğu halde, nerede olursa olsun hala benim kızım olduğunu hissederdim.
Houve épocas em que ela estava muito longe de mim... mas mesmo assim, eu sabia que onde quer que ela estivesse... ela era a minha menina.
Kızım, sana verdiğim madalyon nerede?
Onde está a medalha que te dei?
Kırmızı şarabım, o nerede?
Onde está o meu vinho tinto?
Bunlar bana sadece ince bir görüntü vermiyorlar, gardiyanların şeritlerin nerede bitip benim nerede başladığımı belirlemelerini de olanaksız kılıyor.
Elas não só me dão este aspeto esguio, como também impossibilita os guardas de saberem se estou da parte de dentro ou da parte de fora.
Kızım, o nerede?
- Minha filha. Onde ela está?
Sanırım Kızılderililerin nerede olduklarını biliyorsunuz. Para için ne düşünüyorsunuz?
Imagino que saiba onde os índios estão, não?
Artık nerede yıkanacağımızı biliyoruz.
Já sabemos onde podemos tomar um banho quente.
Kızımın kolyesi nerede?
Onde está o colar? Diz!
- Kızını mı? Nerede?
Pensou ver a sua filha?
Tek ihtiyacın yeni uğurlu kızıl, onu nerede bulacağımızı biliyorum. BAYANLAR SALONU
Agora só precisas de outra ruiva e eu sei do local perfeito para encontrar-mos uma.
- Avukat isteme hakkım var. - Kız nerede?
Tenho direito a um advogado.
İnanır mısınız, biraderlerim ve tek dostlarım sizin sadık anlatıcınız kundaktaki savunmasız bir bebek gibi birden nerede olduğunu fark etti ve neden "evin" ona tanıdık geldiğini anladı.
E acreditem ou não, meus irmãos e únicos amigos ali estava o vosso fiel narrador sendo acarinhado como um bebé e compreendendo subitamente onde estava e por que esse "lar" lhe parecia tão familiar.
- Kımılda! - Seninle nerede buluşacağımızı söyle. Tanrı aşkına.
Diz-me onde o devo encontrar.
Nerede yanlış yaptığımızı bulmaya çalışırdık.
Tentaríamos descobrir onde errámos.
- Kırk. Nerede reklam yapacağımızı söylemiştim sana.
- Já te disse onde publicitamos.
Sana bütün hikayeyi anlatacağım kızın nerede olduğunu, neden orada olduğu ve ne yapman gerektiği.
Contarei toda a história. Onde ela está, porque está lá e o que tem que fazer.
Kız arkadaşımın nerede olduğunu bilmek istiyorum!
Quero saber onde está a minha namorada!
Kız arkadaşım nerede?
Bem, onde está a minha menina?
Kız arkadaşım nerede?
Onde está a minha menina?
Lütfen, bana kızımın nerede olduğunu söyleyin.
Como posso ajudá-la?
Kızım nerede? Kızın bizim mahkumumuz. - Burada mı?
Para já quero que participes numa experiência... uma experiência científica, pouco usual envolvendo-te a ti e a ela.
Şey, bakalım, nerede kalmıştık.... lafımız kesilmeden önce?
Bem, onde é que nós estávamos antes de... sermos interrompidos?
Yaklaşık dört ay önce, Şubat ayında, bize nerede yaşadığımızı öğrenmek üzere Times gazetesinde bir ilan çıktığı söylendi.
Há cerca de quatro meses, em Fevereiro, descobrimos que alguém colocara um anúncio no "Times" à nossa procura.
Kız nerede, yukarıda mı?
Onde é que ela está? Lá em cima?
Kızım nerede? Bunu ben size soruyorum.
- Eu é que devia fazer essa pergunta!
Carmen nerede, kız arkadaşım?
Onde está a Carmen, a minha namorada?
Nerede benim küçük kızım?
Onde está a minha menina?
Kızım, Lisa belki nerede olduğunu bilir.
A minha filha, Lisa, talvez saiba onde ele foi.
Nerede benim küçük kızım? Nerede benim bebeğim?
- Que quer o senhor?
Kızım nerede?
- O seu fígado empalado.
Sana nerede tanıştığımızı söylemeye utanmalıyım ama utanmıyorum. Artık hiçbir şeyden utanmıyorum.
Eu devia ter vergonha de dizer onde é que nos conhecemos mas já não sinto vergonha de nada.
En kısa sürede Drescher'ın çalışma odasına yeniden girecek birine ihtiyacımız var. Bu araştırmanın nerede yapıldığını öğrenip daha fazla ilerlemeden durdurmamız gerek.
Precisamos de alguém que possa voltar ao estúdio de Drescher e descubra onde se realiza este trabalho antes que seja tarde demais.
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
nerede o 1480
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
nerede o 1480
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135