Lord translate Portuguese
6,255 parallel translation
Lord gece aniden ölünce biri kendi yatağında bulundu.
Quando o falecido Senhor morreu subitamente de noite, foi encontrada uma assim junto ao seu leito.
Ona göre Lord korkudan öldü.
Na opinião da Princesa Jiaxin, o falecido Senhor morreu de medo.
Lord Tian burada.
O Senhor Tian está aqui.
Teğmen McGraw. Aziz dostum Lord Peter Ashe.
Tenente McGraw, o meu bom amigo, Lorde Peter Ashe.
Lord Hamilton kendisine karşı tedbir almamızı gerektiren biri değil. Tam tersine kulak vermemiz gereken birisi.
O Lorde Hamilton não é uma pessoa que devemos temer, ele é exactamente o tipo de homem que devíamos dar ouvidos.
Lord Ashe'i ikna ettiğinizi varsayarsak.
Presumindo que o teu apelo ao Lorde Ashe é persuasivo.
Lord Ashe'in ondan isteyeceğiniz şeyi başarma imkanı varsa bile bu hem sizin hem de başkalarının Urca altınına el sürmemesi şartıyla mümkün olur.
Se o Lorde Ashe quiser ter algum sucesso no que lhe pedes, não só tu não poderás recuperar o ouro do L'Urca, como mais ninguém daqui o poderá fazer.
Lakin Lord Ashe'i ikna etmekle Urca altınını elde etme planlarının çeliştiğini de görmezden gelemem.
Mas também digo que é incontestável que estes dois planos, de convencer o Lorde Ashe e recuperar o ouro do L'Urca, estão a trabalhar um contra o outro.
Lord Boothby, Lordlar Kamarası'nın seçkin bir üyesiydi.
Lorde Boothby era um distinto membro da Câmara dos Lordes.
Boothby reddetmişti fakat dostluk bağı kurulmuştu. Ve sapık lord yakın zamanda Ron'un dairesine konuk olmuştu.
O Boothby recusou o projecto, mas seguiu-se uma amizade e o lorde tarado depressa se tornou uma visita habitual em casa do Ron.
Garip bir şekilde durumu kurtaran kişi Lord Boothby'di.
Estranhamente, foi Lorde Boothby quem resolveu o problema.
Değerli dostlarım sabahleyin Lord Vishnu rüyama geldi.
Queridos amigos de manhã cedo o Deus Vishnu visitou-me no meu sonho.
Bir marangozun oğlunun bir Lord ile görüşme şansı elde etmesi...
O filho do carpinteiro com a hipótese de socializar com um lorde.
Lord Hamilton ile olan ilişkimi etkilemeyecek.
Não se reflecte nas minhas aptidões continuar a manipular o Lorde Hamilton.
Babası Lord Peter Ashe. Carolina Sömürge Valisi.
O pai dela é o Lorde Peter Ashe, Governador da Colónia de Carolina.
Lord Ashe'i hafife alma.
Não se brinca com o Lorde Ashe.
Lord Alfred Hamilton.
O Lorde Alfred Hamilton.
Baban Lord Peter Ashe değil mi? Carolina Sömürge Valisi.
O teu pai é o Lorde Peter Ashe, Governador da Colónia da Carolina.
Lord Ashe?
O Lorde Ashe?
Carolina Valisi. Lord Peter Ashe değil mi?
O Governador na Carolina, é o Lorde Peter Ashe, não é?
Lord Ashe'in kızı.
A filha do Lorde Ashe.
Aziz dostum Lord Peter Ashe.
Tenente McGraw, este é o meu bom amigo, o Lorde Peter Ashe.
Durant şimdi, Kuzeyi oğulları Lord Artus ve Romain ile yönetiyor. Kalanlar korku içinde yaşıyor.
Aqueles que sobrevivem, vivem sob medo constante.
William, her Lord'un ona 200 adam göndermesini istiyor.
O William exige que cada Lorde envie duzentos homens.
Lord Romain geliyor!
O Lorde Romain está a chegar!
Lord Romain geldi.
O Lorde Romain chegou.
Lord Ashe'i yanına çekmeye çalışmak ve Urca altınını ele geçirmek birbiri ile çelişen şeyler.
Convencer o Lorde Ashe e recuperar o ouro do L'Urca, são objetivos incompatíveis.
Ve Lord Ashe ile görüşme mi talep ettin?
E quereis uma audiência com o Lorde Ashe?
Hain bir keşiş olan Lord Pi, Altın Nektar'ın kontrolünü elde eden kişinin ölümsüzlük kazanabileceğini öğrenir.
Lorde Pi, um monge renegado, descobriu que quem controlasse o Néctar Dourado poderia alcançar a imortalidade.
Aşırıya kaçan Lord Pi'ın şansı sonunda tükenir.
Lorde Pi tinha finalmente ido longe demais na sua jogada cósmica.
Efsaneye göre, Lord Pi'ın hayaleti hala bu ücra dağlara dadanmakta ve bulabildiği her kaynaktan chi çalmaktadır.
Agora, diz a lenda que o fantasma de Lorde Pi ainda assombra as montanhas, roubando chi de qualquer fonte que encontre.
Lord Pi'ın hayaletini durdurmamız için daha kaç can alması gerekiyor?
Quantos mais levará o fantasma de Lorde Pi antes de o travarmos?
Lord Pi'ın hayaleti bir kızı daha öldürdü.
O fantasma de Lorde Pi matou outra rapariga.
Ya gerçekten Lord Pi'ın hayaleti yapıyorsa?
Mas e se for o fantasma de Lorde Pi?
Ama ben Lord Pi'ın hayaletinin yaptığını biliyorum.
Mas eu sei que é o fantasma de Lorde Pi.
O Lord Pi.
É Lorde Pi.
Lord Pi!
Lorde Pi!
Gördüğün gibi, bence Lord her ikimizi de sınıyor.
Veja, eu acredito que o Senhor está a testar nós os dois.
Artık lord olduğumu sanmıyorum.
Eu não acho que sou mais um. Um lorde.
Babanı öldürürsen lord kalır mısın?
Você continua um Lorde se matar seu pai?
Yeni Lord Kumandan olarak Sör Alliser seçilirse...
Se Ser Alisser for feito o novo Lorde Comandante...
Hoşça kalın, Lord Royce.
Adeus, Lord Royce.
Tek istediğim, inandığım bir lord için savaşmaktı.
Tudo que eu queria era lutar por um Lorde em quem eu acreditasse.
Lord Royce'a Parmaklar'a gideceğimizi söyledin.
Disseste ao Lorde Royce que estávamos a ir para Os Dedos.
Lord Royce sandığı kadar onurlu biri olabilir ama o kalede yalnız değil.
Lorde Royce pode ser tão honroso quanto ele acha que é. Mas ele não está a sós naquele castelo.
Erkek ya da kadın, genç ya da yaşlı lord ya da köylü, seçeneklerimiz aynı.
Homem ou mulher, novo ou velho, senhor ou camponês, nossas escolhas são as mesmas.
Genç lord gözlerinden sorun yaşamaya başladı.
O jovem Lorde começou a ter problemas nos olhos.
Büyük bir lord olmanın, kaderinde olması gerektiğini bana sen öğrettin.
Ensinou-me que o caminho para ser um grande lorde está predestinado.
Lord Burgred'i tanıyorsundur.
Sabeis o que se passa com o Lorde Burgred.
Lord Burgred'in nerede olduğunu bilmiyorum, ana inanın.
Não sei onde está o Lorde Burgred. Acreditai em mim.
- Lord Arryn hiçbir zaman...
Este aqui Lord Arryn nunca será um grande guerreiro