English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ M ] / Marshmallows

Marshmallows translate Portuguese

314 parallel translation
Bilirsiniz, şekerleme yuvarlamalar, don çalmalar, şey kullanmayı öğrenmek...
Sabe, grelhar marshmallows e os calções.... a aprender a usar o nosso...
Marshmallows'ları yangını söndürmeye göndermeleri gibi!
É como enviar Marshmallows para apagar um fogo!
Bir zamanlar ateş başında marshmallow pişirirdik.
Costumávamos assar destes marshmallows na fogueira.
Bu mikro dalga fırın marşmolovları hiç doğru dürüst eritemiyor.
Este micro-ondas nunca derrete bem os marshmallows.
Ben söylemezdim. Mecburum.
Marshmallows.
Kapıdan gireceğim, Peg bir şey söylemeden önce yani çok hızlı olmam gerekiyor ona ne kadar muhteşem gözüktüğünü söyleyeceğim.
Lá fora, a vomitar marshmallows. Parece Inverno lá fora.
Şu an şuursuz ve ben de buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyorum.
Os marshmallows estão prontos! Marshmallows outra vez?
Bizi takip etmeye kalkışmayın, çünkü bütün arabalarınızın tekerleri söküldü.
Deixa-me subir-te para uma cadeira! Eu ia comprar uma torta de marshmallows com aquele dinheiro, meu!
Şekerleme sunulduktan sonra ne yapacağız?
Diga-me, Spock. Que se faz depois de assar os "marshmallows"?
Kestaneleri unuttum.
Esqueci-me dos marshmallows.
- Mangal yapalım.
- Vamos assar marshmallows.
Mangal yapılır.
Os Marshmallows.
Ağaçtaki bir kediye yardım edebilir, Kızıl Haç için yardım toplayabilir veya izcilerle kamp ateşi bile yapabilir.
Tem razão. Ou ajudar um gato descer da árvore. Ou ir de porta em porta fazer colectas para a Cruz Vermelha, ou quem sabe... assar uns marshmallows com os escuteiros.
Tatlı mantar!
Marshmallows!
Ve masanın üzerinde iki büyük şişe vardı. Limonata, kremalı bir pasta... Sıcak çikolata, iki paket marshmallow, büyük bir kutu.
E em cima da mesa havia duas grandes garrafas de limonada, um bolo de creme, dois pacotes de chocolate de cozinha, uma caixa grande de marshmallows.
Masanın üzerinde iki büyük şişe vardı. Limonata, krem kek, sıcak çikolata, marshmallow. Ve Maria "Bak, bunlar senin için" dedi.
Em cima da mesa havia duas garrafas de limonada, um bolo de creme, chocolate de cozinha, uma caixa de marshmallows, e a Maria disse "Olha, é tudo para ti."
Ben ikinci şişeyide içtim. Çikolata, şekerleme ve pastaları bitirdim.
Bebi a segunda garrafa e acabei com o chocolate, os marshmallows e o bolo.
Tek yaptıkları ata binip gün boyu pamuk helva yemek.
Só andam a cavalo e comem "marshmallows" todo o dia.
İçi jel ile kaplı çikolata.
Marshmallows com chocolate?
Marshmallow kızartmayacak mıydık?
Não temos direito aos marshmallows assados?
Bu arada biz şekerleme yerken.. ... sen komşuyu mu götürdün? "
então, você comeu a vizinha... enquanto estávamos a assar marshmallows? "
Şekerleri eşmerkezli daireler halinde koymak ister misin.
Queres colocar os marshmallows em círculos concêntricos.
Sonra hepsi duzgunce dizilmiş Küçük yumusak şekerlerden.. alırlar Sonra çocuklar onlari yedikten sonra Düşünürlerki ;
E com pequenas figuras de marshmallows... colocados nos cereais... quando as pessoas os comem, pensam...
Göbekdeliğinden küçük lokum emdim.
Chupei marshmallows miniatura do teu umbigo.
Al sana 35 şeker.
Aqui, vê. 35 marshmallows.
Şekerli Graham krakeri olsun, küçük şekerli olanlardan.
Biscoitos e marshmallows, os pequenos marshmallows.
Onlar lokum.
Isso são marshmallows.
Krema, tatlı kraker, çikolata?
Marshmallows, bolachas, chocolates?
Kremayı ben getiririm?
Posso levar os marshmallows?
Marşmelovlar nerede?
Onde estão os marshmallows?
Marşmelovları bana bırak.
Deixa-me ficar os marshmallows.
- Hey, sen, gelincik.
- Marshmallows...
Yakmalı mıyız? - Lokum getirmiştim.
- Trouxe marshmallows.
- Emin misin? Kurabiye yapabiliriz.
Porque se quiseres podemos assar marshmallows.
Kurabiye?
Marshmallows?
Takıl bize. Sonradan lokum kızartıp, "kumbayah" söyleyeceğiz.
Fique por aí, vamos comer marshmallows... e cantar "cumbaiá".
Onun dokuz şekeri var, benimse sadece yedi.
Ela tem mais marshmallows do que eu.
- Ateş yakmaya çalışıyorlar gibi gözüküyor ayrıca bunun şekerlemeleri kızartmak için olduğunu sanmıyorum.
- Parece que estão a tentar acender uma fogueira, só que não me parece que seja para assar marshmallows.
Çok güzel tabaklar hazırlamışlardı, biri de en sevdiğim yemekti... tanrıların yemeği, bilirsiniz, marshmallowlu meyve salatası... Hindistan cevizi ve kirazlar.
Íamos cozinhar iguarias fantásticas, uma era a minha sobremesa preferida, ambrósia, sabem, a salada de frutas com marshmallows, coco e cerejas.
Şekerleme istiyor muyuz?
Queremos marshmallows?
Girdiğim tek risk, lokumların bitmesi.
O único risco que estou a ter é acabarem os marshmallows.
Ve yine Krema Dağında sıkışıp kaldım.
E eu estou preso na montanha de Marshmallows outra vez.
Eskiden tanıdığın adamla artık aynı kişi değil. Ve krema bunu ekstra iyi yapıyor.
Não é o mesmo homem que eu conhecia... e com os marshmallows, fica ainda melhor.
Biraz şekerleme ister misin?
Queres alguns marshmallows?
- Çubuk şekerler bebek şekerlemeler, tavşan çikolatalar.
- Bengalas de açúcar, marshmallows, coelhos de chocolate. Está tudo aí.
- Scooter Pie'nin kısaltması.
É uma abreviatura para "Scooter Pie" ( bolos com chocolate e marshmallows )
- Şekerleme var mı?
- Como? - Há marshmallows?
Ve lokumlarımızı kızartalım.
E tostar marshmallows?
Evet, ama şu anda ciddi bir tatlı krizi geçiriyorum.
Pois, mas agora apetecem-me mesmo marshmallows.
Bu lokum çok iğrenç oldu.
Os "marshmallows" são super.
Ama Şekerlerden kalmadı.
Lamento, querida, não há marshmallows.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]