Mora translate Portuguese
4,315 parallel translation
Biliyorum çünkü oturduğum yer onların yanında.
Sabes, eu sei porque o meu vizinho mora perto deles.
Burada başka kim yaşıyor?
Quem mais mora aqui?
Bu Billy nerede yaşar?
Onde é que esse Billy mora?
Babam saçını yaptı, ben de mora boyadım.
O papá fez o cabelo. Eu pintei-o de violeta.
Shmeil, şu anda Tel Aviv'in dışında bir huzur evinde yaşıyor.
Shmeil mora perto de Tel Aviv, num condomínio para idosos.
Yalnız yaşıyor, cinayet gecesinde başka yerde olduğuna dair bir kanıtı yok.
Ela mora sozinha, não tem álibi para a noite do assassínio.
Knoxville'li sürtüğe yaşadığı yeri söylerken duydum.
Eu ouvi-o dizer aquele coiro de Knoxville onde é que mora.
- Evet, Race sokağında oturan Kenny Blanks adında bir serserininmiş.
- Chegou agora. É um traste chamado Kenny Blanks mora na Race Street.
- Hikayesi ne? En azından beş yıldır sokaklarda yaşıyormuş.
Mora na rua há pelo menos cinco anos...
Beaumont, 1215 Bitteroot Caddesinde oturuyor.
Ela mora na Estrada Bitteroot, 1215, em Beaumont.
Caleb annesi ile birlikte kalıyor.
O Caleb mora com a mãe.
- Biriyle yaşadın mı?
- Não. - Mora com alguém?
Kim Calabasas'ta yaşar ki?
Quem mora em Calabasas?
Bin. Görmeniz gereken adam, Point'daki Üç Parça Takım Elbiseli Duffy'dir.
O homem que precisa de ver chama-se Three-Piece Duffy e mora em Points.
- Nerede oturuyorsun?
Onde mora?
Aynı eve taşındıktan sonra kayın pederle aramın nasıl olduğunu mu merak ediyorsun?
Se tu queres mudar drasticamente a tua relação com o teu sogro? Mora com ele.
Bu civarda mı yaşıyorsunuz, Bay Badger?
Mora na vizinhança, Sr. Badger?
Buralarda mı oturuyormuş?
- Ela mora por aqui?
Orada kimin yaşadığını söyleyebilirim.
E posso dizer-te quem mora aí.
Durun biraz. Demek oluyor ki Margo Hannah'ın öldürüldüğü yerin hemen köşesinde oturuyor.
Isso significa que a Margo mora na esquina de onde a Hannah foi morta.
Misafir odasında nem giderici ve eski vergi beyannamelerim ile yaşayan orta yaşlı, iki kere boşanmış gariban bir adam.
Um tipo falido de meia-idade, divorciado duas vezes, que mora no quarto de hóspedes, com um desumidificador e nem paga os impostos.
Eğer, burada yaşamayan söz konusu bayanı görürseniz Oscar'ın geldiğini ve konuşmak istediğini söyleyin.
Se, por acaso, vir essa mulher, que não mora aqui, diga-lhe que o Oscar está na cidade e precisa muito de falar com ela.
Ama arkadaşım çok uzakta yaşıyor.
Mas o meu amigo mora longe.
Annesiyle beraber yaşayan mı?
Jean Ferrat, esse não é o que mora sózinho... com a mamã?
- Nerede yaşıyorsun?
- Onde mora?
Hayır.
Mora comigo.
Bayan Dobrica bekar, tek yaşıyor sosyal medyayla arası pek yok ve haftada 60 saat çalışıyor.
Dobrica é solteira, mora sozinha, não usa redes sociais e trabalha 60 horas por semana.
Monroe'nun nerede yaşadığını buldunuz mu yani?
- Descobriram onde o Monroe mora? - Descobrimos.
38 yaşında, yalnız yaşayan biriymiş.
38, solteira, mora sozinha.
- Rachel burada oturuyor.
Rachel mora aqui.
- Benimle kal!
Mora comigo.
Neicey artık burada yaşamıyor.
A Neicey já não mora aqui.
Kirası ayda 4 bin dolar vardır muhtemelen.
Mora em Mintwood Place, aluguer à volta de 4 mil dólares.
Tamam, şimdi, kırmızı ve beyazı kahverengine, maviyi de mora bağlayacağız.
Agora vamos ligar o vermelho e branco ao castanho e o azul ao roxo.
Adı Thomas Hoapili, 46 yaşında yerel bir balık dükkanı çalıştırıyor. Dul ve bir kızı var. Maggie Hoapili, 21 yaşında Miliani'de yaşıyor.
O nome é Thomas Hoapili, 46 anos, comanda um mercado local de peixe por atacado, viúvo, uma filha, Maggie Hoapili, 21 anos, mora em Miliani.
Nerede yaşadığını biliyor musunuz?
Sabe onde ele mora?
On blok ileride oturuyorken pahalı otel odasına para harcamak pek mantıklı değil.
Não tinha motivos para se ostentar num quarto caro quando se mora a 10 quarteirões do lugar.
Hayır, o şehirde burada yaşıyor.
- Não, mora aqui na cidade.
O Tokyo'da yaşıyor.
- Ele mora em Tóquio.
Yusuf'un nerede yaşadığını biliyorsan niye Emir'i kaçırırsın?
Porque levar o Amir se sabes onde mora o Yusef?
Belki yakınlarda yaşayan biridir.
Talvez alguém que mora nas redondezas.
Onunla yaşamam için.
Você mora com ele.
Hem Alexis burada bile değil.
A Alexis já não mora aqui.
Karımın Paris'de yaşan bir kız kardeşi var.
Tenho uma cunhada que mora em Paris.
Glades'i yuvanız yapmışsanız bu adamın kim olduğunu da bilirsiniz.
Se mora em Glades, sabe quem é este homem.
Tahmin edin şimdi nerede yaşıyor. St. Paul.
Adivinhem onde ele mora agora.
Sabahtan akşama kadar müzik çalan o evde yaşıyor.
Ele mora na casa que tem música aos berros todo o dia. Mãe, ele é fixe.
Ailesiyle birlikte Henderson'da oturuyor.
Ela mora na casa dos pais em Henderson.
Bu şekilde yaşayan bir asistanım var.
- Eu tenho um assistente que mora por ali. - Ah, sim?
Yalnız başınıza mı kalıyorsunuz?
Você mora sozinha?
Sen bende, ben de sende yaşıyorum. Sen benim için, ben de senin içinim. Burada aşk bulmak o kadar kolay değil.
"Você mora em mim, eu moro em você." "Você é para mim, estou para você." = "Não é fácil encontrar o amor aqui." "Nem todo mundo... encontra o amor..." "Nem todo mundo... encontra o amor..." Irmão.