English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ M ] / Müzik başlar

Müzik başlar translate Portuguese

19 parallel translation
Oraya çıkarsın, müzik başlar ve sen hissetmeye başlarsın.
Entra-se em cena, a música começa, começamos a senti-la.
Ve sonra, müzik başlar. Anılar..
E, depois, surge a música.
Müzik başlar başlamaz ağlamaya başlıyor.
Assim que a música começou ele começou a chorar.
Açılış başlıkları ve müzik başlar.
Títulos de Abertura e Música
Ayrıca müzik başlar başlamaz puanlama süreci de başlar.
Outra coisa, assim que a música começar, a pontuação começa.
Müzik başlar çalmaya.
♪ A música começa a tocar ♪
Tamam işte istediğim şey, müzik başlar başlamaz... - Müzik mi?
Assim que a música começar...
Müzik çalmaya başlar.
Estilo comédia musical.
Müzik gelir, isimler akmaya başlar... filmin bitmiş olduğunu anlarsın.
Ouve-se a música, aparece o genérico e sabemos logo que já acabou.
Belki de müzik yapımcılığına başlamalısın. Belki başlarım ama bende müzik kulağı yok.
Talvez, um dia, falta-me ouvido para a música.
Müzik buradan başlar.
A música... Começa aqui.
Müzisyenler, selam! Biraz müzik çalmaya başlar mısınız, lütfen?
Vocês aí da banda, podem começar a tocar, por favor?
Müzik, delice çalın! Akıllarını başlarından alın!
Música a fundo!
Ve hüzünlü müzik çalmaya başlar.
- Deixa musical triste, herói derrotado.
Müzik çalışmasına yardımcı oluyormuş. Peter çalmaya başlar başlamaz Walter kendinden geçti. İşe yarıyor da.
- A música ajuda-o a pensar.
Ve müzik genelde "Ben, Brittany, sürtük" dediğimde ya da büyülü dönüşlerimden birini yaptığımda başlar.
"É a Brittany, sua vaca" ou faço uma das minhas piruetas mágicas.
Bu Hatecore fanlar biri, müzik kadar pompalanır, gider Padia sonra, öldürür onu ve örtbas etmek için yangın başlar.
Um destes fãs raivosos, impulsionado pela música, tenha ido atrás do Padia, mata-o, e começa o incêndio para o encobrir.
Zac'le birlikte sahneye çıkıp müzik aletlerimizi olabildiğince iyi çalmak ve insanların akıllarını başlarından almak istedim. Çünkü aslında ikimiz de oranın yabancısıydık.
Quero dizer, queria ir lá para cima com o Zac, e tocar os nosso instrumentos ao vivo o melhor que podíamos e espantar as pessoas, porque, de um modo bizarro, éramos ambos forasteiros.
Saat on civarı müzik kutusunda Minnie Riperton çalmaya başlar.
Por volta das dez, passa a Minnie Riperton na jukebox.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]