Nasıisınız translate Portuguese
189 parallel translation
- NasıIsınız?
- Como está?
- Neumüller. NasıIsınız?
- Bom dia, Herr Neumüller.
- Günaydın bayım, nasıIsınız?
Bom dia, senhor. Como está?
- NasıIsınız?
- Sim, isso depende do que são.
NasıIsınız?
Como estão hoje?
NasıIsınız?
Como vai?
NasıIsınız, Majesteleri?
- Como está, Sua Alteza?
- NasıIsınız?
- Como está? - E você?
NasıIsınız Bay Hagedorn?
Como está, Sr. Hagedorn?
NasıIsınız?
Como é que está?
- Memnun oldum. NasıIsınız?
- Como está?
NasıIsınız?
Como vai isso?
- Eşim. - NasıIsınız?
A Dawn...
NasıIsınız?
Como está?
NasıIsınız?
Como têm passado?
NasıIsınız?
Como estão?
Ah, merhaba, Doktor. NasıIsınız?
- Olá, Doutor, como está?
Uzun zaman oldu. NasıIsınız?
Como tem passado?
- NasıIsınız?
- Terry, como está? - Bem.
Doktor Jackson, ben Doktor Gary Meyers. NasıIsınız?
Dr. Jackson, sou o Dr. Gary Meyers, bom dia.
- NasıIsınız?
- Vamos comer.
- Bugün nasıIsınız bakalım?
Como se sente hoje?
NasıIsınız?
Como estais?
Sizi gördüğüme çok sevindim! NasıIsınız?
Meu Deus, como é bom ver-vos!
NasıIsınız?
- Como vai?
NasıIsınız, efendim?
Como é que está, senhor?
- NasıIsınız?
- Tudo bem?
NasıIsınız?
Menina da Genética!
- NasıIsınız? - NasıIsınız bayım?
Não devia cumprimentar com a mão esquerda.
Burası çayırlıklar ülkesi. Her dakikanın hesabını yapıp iş çıkarmalıyız yakında tepeliklere varacağız ve her tür sorunla karşılaşabiliriz.
Estamos nas pradarias e temos que aproveitar cada segundo porque logo chegaremos às colinas e é provável que encontremos problemas.
Nasıl bir iş çıkardınız?
Que trabalho fizeram?
En geç bir saat sonra söyleyeceğin size ; nerde pusu kuracağınızı, tam sırasını kollayıp nasıl davranacığınızı. Bu akşam bitmeli bu iş.
Em uma hora no mais tardar, farei com que saibais onde deveis se postar... e apresentarei o perfeito espião do tempo... o momento propício, pois isso precisa ser feito esta noite... e à distância do castelo.
Başınıza nasıl bir iş aldığınızın farkında mısınız?
Sabe no que se está a meter?
O şartlarda böyle bir iş yapmaya zorlandığınızı düşünsenize.
Imaginem serem obrigados a construir aquilo nas condições em que estão.
- NasıIsınız, şef?
- Como vai, Chefe?
NasıIsınız?
- Posso fazer-lhe duas perguntas?
Bu iş nasıl biterse bitsin bütün yaptıklarınız için size teşekkür etmek istiyorum ve benimle dönmek konusunda fikrinizi değiştirirseniz...
Não importa como as coisas acabem... Quero agradecer-lhe por tudo o que fez e... Se mudar de ideias sobre regressar comigo...
Düşündüğümden de fazla ödeme yapacağınız bu iş nasıl bir şey olabilir ki?
qual é o caso, ou o trabalho, segundo o Sr. que devo fazer?
Işık hızını geçmeyi nasıl başardınız?
Como conseguiram viajar mais depressa do que a luz?
NasıIsınız.
Como está?
NasıIsınız?
Como está, Ginnie?
Adam "İş tecrüben var mı?" Dediği zaman... nasıl yıkıldığınızı hatırlıyor musunuz?
Lembre-se como se sentiu desiludido quando o tipo disse... "Que tipo de experiência tem?"
Çok güzel garson kızlarımız var. Çalıştırın onları. Onlara biraz iş verin ve dolgun bir bahşiş bırakın.
Temos garçonetes muito bonitas aqui, então... coloquem-nas para trabalhar e dê a elas gorjetas bem gordas.
Oğullarımızın başka kültürlerini öğrendiklerinde ve diğerlerinin ekonomilerini, iş davranışlarını, pazarlıklarını nasıl yürüttüklerini anladıklarında elde edecekleri avantajları göz önünde bulundurun.
Então, agente.
NasıIsınız?
- Vi-o jogar umas mil vezes.
Bunu açıklayamam, işte bu yüzden bu gece burada olmanızı istiyorum,... Samuel'in nasıl tanrısal bir iş yaptığını görmeniz için.
Não consigo explicá-lo. É por isso que vos estou a pedir que estejam presentes logo, para que possam ver por vós mesmos o Samuel a fazer o trabalho do Senhor.
Işık altında iyi görünmek için yanağınızı bu şekilde koyulaştırmalısınız.
Para ficar bem nas luzes, é preciso escurecer as faces.
Initech'de yaptığınız iş... müşterilerden tarifnameleri alıp... onları yazılımcılara vermek mi?
O que tu fazes na Initech... é pegar nas especificações dos clientes... e dá-las aos engenheiros de software?
Başarılı iş stratejilerini koca bulmak için nasıl kullanırsınız?
"Como aplicar grandes estratégias comerciais para encontrar um marido".
- Sadece iş ortağınız mı? - Yeter Wayne. Peki nasıl istersen.
Eu gostaria de saber se ela é mais do que sua colega.
Acınası, yalnız bir yaşlı kadın olacaksın sonunda. İş arkadaşlarına kedisinin zavallı yaş günü partilerini videodan seyrettiren bir kadın.
Vais acabar como uma mulher patética e sozinha... que obriga as colegas de trabalho a assistir vídeos das festas de aniversário rascas da gata.