Neymiş bu translate Portuguese
686 parallel translation
- Neymiş bu?
- Como deve ser?
Neymiş bu kadar komik olan?
Qual é a piada?
- Neymiş bu sebepler? - Kes sesini.
- Quais são essas razões?
- Peki sence, neymiş bu gerçekler?
- E quais são eles, em tua opinião?
- Peki, neymiş bu?
E que é isso?
Görelim bakalım neymiş bu gösteri!
Vamos lá a ver o que se passa.
Ee neymiş bu esrarengiz durum?
Então, qual é o grande mistério?
Neymiş bu kanunlar?
E quais são estas regras?
Neymiş bu kadar komik olan?
De que ris?
Neymiş bu "oldukça farklı bir yol"?
O que é "maneiras muito diferente"?
Şimdi söyle, neymiş bu?
Agora explica o que é isso.
Neymiş bu Dachau?
O que é Dachau?
- Neymiş bu üç şey?
- Que três coisas?
- Ortak bir meşgalemiz var bizim. - Neymiş bu? - Pul biriktirme.
Temos um hobby em comum.
Ee... neymiş bu ölüm kalım meselesi?
Então, que problema é esse de vida ou de morte?
Neymiş bu çözülecek olan şey?
O que è que isto irá resolver?
Neymiş bu?
O que é isto?
Neymiş bu berbat haber?
Quais são as notícias péssimas?
Yani... tam olarak neymiş bu?
E... o que é isso exactamente?
Neymiş bu rüya?
O que é?
Neymiş bu? Porto Rico içkisi mi?
Isso é língua de Porto Rico ou parecido?
Peki neymiş bu plan?
Qual é?
Eee, neymiş bu'şerbet tasarı'?
Então, afinal o que é um contado pobre?
Eee, neymiş bu'şerbet tasarı'? "Berbat kasaba".
- O que é um "macareno purgo"?
Bu da neymiş?
E o que é isto?
Bu adam sorgulama neymiş görecek. Adalet abidesi, kanunların Kazanova'sı... baronun baronu onu sorgulayacak.
Este tipo vai enfrentar o astuto, incansável... defensor da justiça, o Casanova do tribunal, o jurista da barra.
Bu da neymiş böyle!
O que temos aqui?
Bu Doris Tinsdale'in olayla ilgisi neymiş?
O que tem essa Doris Tinsdale a ver com o caso?
Seni bu kadar popüler yapan neymiş?
Por que és tão popular?
Şimdi bu işteki bit yeniği neymiş bakalım?
Que há de tão duvidoso neste rasto?
- Neymiş onu bu kadar iyi yapan?
- Não te compreendo.
Peki, bu koşulsuz barışın koşulları neymiş?
E quais são as condições dele para esta paz incondicional?
Bu ninniyle yasa yapmak, idari kararlar almak ya da vergileri hafifletmek hoş göründü gözüme. Neymiş köylünün biri inek sahibi olacakmış.
E nesse tempo, descobri como é bom escrever uma lei, criar um imposto mais justo ou decidir quem recebe uma vaca.
Sabaha kadar bekleyemeyecek bu önemli şey de neymiş?
Que é tão importante que não possa esperar até amanhã?
Neymiş peki bu doğrular?
E qual é a verdade?
Bu da neymiş?
O que é isto agora?
Bu sefer neymiş?
- O que foi, desta vez?
Düşününce, en iyisi bu zaten. - Neymiş o?
Pensa nisso, seja com for é o melhor caminho.
Neymiş bu?
Qual é?
Bu güç, bu tehlike neymiş?
Que força é essa? Que perigo é esse?
"Neymiş asıl bu politik amaçları?" dedim.
"Qual é a política principal?"
Biraz dinlenebileyim diye. Aya bile robot gönderdiler ama şu filleri bütün gece sessiz tutacak şeyi bulamadılar. Neymiş bakalım bütün bu velvele.
Podem mandar um robô para a lua, mas não mandar um elefante ficar quieto!
Neymiş bu haberler.
Que notícia?
Bu neymiş?
O que há aqui?
Bu iddia da neymiş?
Qual era essa aposta?
Roger bu kadar iyiyse, seninle neden evlenmiyor, sorun neymiş?
Se este Roger é tão bom, por que não se casou contigo?
Ee, bu mesaj da neymiş?
Agora, qual é a mensagem?
Demek kitap bu. Neymiş?
É o livro de que me falavas?
Tam olarak neymiş bu?
Erm, o que é, exatamente?
Bu neymiş?
O que temos aqui? Muito bem.
O zavallı çocukcağız gaz odasında ölecek, senatörün asistanı kalkmış diyor ki... neymiş efendim, bu işe karışmaları uygun düşmezmiş.
O pobre miúdo vai morrer na câmara de gás e vem aquele assistente dizer-me... que não acha correcto que eles se envolvam.