Nin karısı translate Portuguese
597 parallel translation
Lefty'nin karısını tanıyor musun?
O pequeno tomate. Conhece a mulher do Lefty?
- Yaşlı Johnnie'nin karısı olmalısın.
- Você deve ser a mulher do velho Johnnie.
Shawn Regan Eddie'nin karısıyla kaçtı.
O Shawn Regan fugiu com a mulher do Eddie.
Ablamla efendim, Bayan Gargery, demirci Joe Gargery'nin karısı.
Com a minha irmã, senhor, a Sra. Joe Gargery, mulher de Joe Gargery, o ferreiro.
- O Flusky'nin karısı.
- E a mulher do Sr. Flusky.
- Blasetti'nin karısına mı, elbette.
Naturalmente, para a esposa de Blasetti.
Paddy'nin karısına haberi kim verecek?
- Quem vai dizer à mulher do Paddy?
Ritchie'nin karısı mahvolmuştu.
A mulher do Ritchie estava destroçada.
Kendisi bir şey demez ama Dink, o Vinnie'nin karısıydı.
Há uma coisa, que você não sabe. Ela era a mulher de Vinnie.
Görüyorsunuz, mağazanın onu oraya yerleştirmesinin tek nedeni yırtığı kapamak, Chaundry'nin karısına götürmek üzere çantayı aldığı gün bu işlem yapılmıştı.
Sabe, a loja só as pôs lá para cobrir um rasgão no couro, no mesmo dia em que o Chaundry foi buscar a mala para levar para a esposa.
O Barney'nin karısı mıydı?
Era a mulher do Barney?
Tony'nin karısı için.
É para a viúva do Tony e para o filho.
Ulysses'nin karısını sevdiği, ancak karısının onu sevmediği.
que a Odisséia é a história de um homem cuja mulher já não o quer.
Sayın Başkan, Grady'nin karısını bulduk.
Sr. Presidente, temos a mulher do Grady.
Frenchy'nin karısı.
A mulher do Frenchy.
Reverend Yearby'nin karısı Angie de buradaydı.
Angie e a esposa do reverendo Yearby estava aqui também, de visita.
Adım Helen Cooper. Harry'nin karısıyım.
Chamo-me Helen Cooper, sou esposa do Harry.
Evet, belki de kaçırdın. Tyree'nin karısı istediği hiçbir şeyi reddedemeyeceğini söylemişti.
A mulher do Tyree disse que, agora, não lhe pode recusar nada.
Sen Gölge'nin karısı mısın?
És a mulher do Sombra?
Çünkü beyefendi çekip gitmeyi ve Tony'nin karısıyla bir daha görüşmemeyi kabul etti, eğer... eğer Tony... eğer Tony ona 50,000 dolar verirse.
Porque o cavalheiro concordara em desaparecer e em nunca mais ver a mulher do Tony, se o Tony... Se o Tony lhe desse 50 mil dólares.
8. Henry'nin karısı Clevesli Anne, oralıydı.
Ana de Clèves, uma das mulheres de Henrique VIII, nascera lá.
Durumuna üzülmemin Eddie'nin karısına bir faydası olur mı?
Minha compaixão ajudaria em algo da mulher de Eddie?
Hile yapmadı ama ışıklar kapandıktan sonra ayakta olmamızdan ve sigara içmemizden o kadar korktu ki, hemen söylemiş, - bir de Kennedy'nin karısını tuvalette gözlediğimizi de söylemiş.
Ele nem sequer copiou, mas está tão assustado que confessou que fuma,... e que não dorme quando apagam a luz e que saiu do campo para espiar a mulher do Kennedy.
Yueh'nin karısını tanırdım.
Conheci a esposa de Yueh.
Bay Lal, Mihrace'nin karısının adı ne?
Sr. Lal, que nome dão à mulher do Marajá?
Yüzbaşı Calhain'nin karısının katili bulunana kadar anlaşmalar iptal.
Todos os acordos estão cancelados... até apanharmos quem matou a mulher do capitão Calhain.
Charley'nin karısı ikinci adam mı?
A esposa de Charley foi o segundo homem?
- Tibey'nin karısına.
- Pela mulher do Tibey.
- Tibey'nin karısı mı?
- Pela mulher do Tibey?
Tibey'nin karısına mı aşık oldun?
Apaixonaste-te pela mulher do Tibey?
Babamın ve Dudley'nin ölümünden dolayı kafam çok karışık.
Estou só chocada com a morte do pai e do Dudley.
- Uffe'nin ağzı bir karış açık kaldı.
- E o Uffe ficou ali a olhar.
Halklarına götürebilecekleri tek şey, Lord Antony'nin beni bağışlayın, karısını aşağılayıcı ve gereksiz bir şekilde boşanması ve heyeti reddetmesi olabilir.
Eles só podem levar ao povo o divórcio de Lorde António perdão, insultuoso e desnecessário e a rejeição deles da parte do Lorde António.
Ve Bayan Tao Li'nin karışımı ısıtmaya hazır.
Se a menina Nicole quiser jantar, é só aquecer.
İnanıyorum ki onlar Navajo, Mohican ve Delaware'nin bir karışımı.
E são. Uma mistura de navajos, moicanos e Delaware, creio eu.
Cadmo'nun karısı olan Ino, aynı zamanda Atamante'nin ikinci karısıydı.
Ino era esposa de Cadmo... e segunda esposa do rei dos Orcomenos... que se chamava Atamante.
Fife Beyi'nin bir karısı vardı.
O Cavaleiro de Fife tinha esposa.
Bunlara ilaveten, bir gece önce Bayan Blaney'nin kulübündeki garson karısına karşı saldırgan bir tutum sergilediğini söyledi.
E há uma empregada de mesa no clube de Mrs. Blaney que também viu a agressividade de Blaney para com a mulher.
Oldukça garip bir kazada kendi adını taşıyan şarap imalathanesinin mirasçısı, Enrico Carsini'nin cesedi bu sabah erken saatlerde kıyıdan çıkarıldı.
Após um acidente bastante bizarro, o corpo de Enrico Carsini, herdeiro da vinha com o mesmo nome, foi retirado do oceano esta manhã.
Sonra, Bay de V.'nin serbest bırakılması, fakat kızını ve karısını serbest bıraktırmak için girişimde bulunmaması dikkat çekicidir.
Foi marcante que Sr. de V. foi libertado mas não tenha feito nenhum esforço para libertar sua esposa e filha.
Yüce Leydi Antonia Mark Antony'nin kızı ve soylu Drusus'un karısı.
A grande senhora Antónia, filha de Marco António e esposa do nobre Druso.
Farklı sorunlar gerçi ama yine Racine'nin yazdığı vasiyetnamede karışıklık çıkmış.
Muito diferentes, é verdade. Mas também sobre um testamento. Uma trapalhada.
Dr. Fletcher, Zelig'i tek başına bırakır... ve kuzeni Paul Deghuee'nin tavsiyesi üzerine rahatlamak... için nişanlısıyla birkaç saat dışarı çıkar..
Deixando Zelig sózinho... a doutora ouve o conselho... e ela e o noivo... relaxam por algumas horas.
Hapis, mahkemede okunan özel mektuplarım karakola götürülüp McBryde'nin ellediği karımın fotoğrafı... Sırf İngiltere'den yeni gelmiş genç bir kızın kafasına güneş geçti diye!
A prisão, as minhas cartas pessoais lidas no tribunal... a fotografia da minha esposa nas mãos da polícia e tocada pelo McBryde... tudo porque uma jovem inglesa apanhou muito sol!
Ta ki Yokedici'nin birisi karısını öldürene kadar.
Até que um Trancer lhe matou a mulher.
Misisipi'nin dibinden çıkarılmış gibi gözüküyor.
Mais parece que o rasparam do fundo do rio Mississipi.
Irene'nin Yüzbaşının karısını haklaması lehimize bile dönebilir.
Até pode ter sido bom a Irene ter matado a mulher do capitão.
"... İri Göğüslü Karısının Zalimce Katli " nin hızlı bir provasını yapmıyoruz?
"O assassínio do príncipe Romero e da sua esposa de seios enormes"?
Ve son meclis soruşturması sırasında Maliye Bakanı Takanashi'nin yaptığı yoruma... meclis üyelerinin patlaması ile ortaya çıkan karışıklık gösteriyor ki... hükümet ile muhalefet arasında uzlaşmacı bir anlayış sözkonusu olmayacak. Hey.
E com a confusão instalada entre os membros do Parlamento despoletada pelos comentários do Ministro Das Finanças Takanashi durante um recente inquérito parlamentar, parece não se antever um acordo entre o governo e a oposição.
Hayır, ama cidden hepimiz çok özel bir münasebetten dolayı buradayız ilk oğlum Bob'un..... ve güzel karısı Cherly'nin evliliği için.
Não, sério agora, estamos todos aqui nesta ocasião muito especial o casamento do meu primogénito, Bob, e sua adorável noiva, Cheryl.
Bugün bir trajedi kıl payıyla engellendi. Karısının çıkardığı mükemmel oyunun ardından bowling salonundan evine dönmekte olan bir adam yanan bir binaya girerek on kişilik bir ailenin ve ailenin köpeği Winky'nin hayatını kurtardı.
Uma tragédia foi hoje evitada à tangente quando um homem, ao regressar a casa vindo de um salão de bowling, onde a esposa fizera o jogo perfeito, correu para um prédio em chamas, salvou uma família de 10 e o cão, o Winky.
karışık 25
karısı 112
karısıyım 19
karısı mı 31
nın kızı 33
nin kızı 30
nin kardeşi 22
nın kardeşi 16
nın küçük yardımcısı 16
karısı 112
karısıyım 19
karısı mı 31
nın kızı 33
nin kızı 30
nin kardeşi 22
nın kardeşi 16
nın küçük yardımcısı 16