Olamazsın translate Portuguese
6,066 parallel translation
- Ciddi olamazsın.
- Não pode estar a falar a sério.
- "Şahsi..." bunu demiş olamazsın.
- Não foi... - Não acredito!
Bekle, dur. Ciddi olamazsın.
Não pode estar a falar a sério.
O yüzden bana hâlâ kızgın olamazsın değil mi? Hayır.
Mano... não continuas aborrecido com isso, pois não?
Ne yapayım? Danny, aynı yaşta olsaydınız başka bahane bulurdun nasıl olsa çünkü mutlu olamazsın sen.
Danny, se ela tivesse a tua idade, terias inventado um desculpa diferente, o que quer que fosse, porque não consegues ser feliz.
Ve ölürsen bana yardımcı olamazsın.
Não pode ajudar-me, se estiver morto.
Kurban vermiş olamazsınız.
Voce pode ter cometido nenhum sacrificio.
Gerçekten Yüzbaşı, bu kadar kalın kafalı olamazsınız değil mi?
A sério, capitão? Precisa de ser tão obtuso?
Bugünlerde her koyunun kendi bacağından asıldığını anlamazsan asla mutlu olamazsın.
Se não perceberes que é cada um por si, nunca serás feliz.
Burada olamazsınız, Dr. Brennan.
Não pode estar aqui.
İnsanlara barışa yönelik bir yol göstermeye çalıştım. Dinlemeyi reddettiler. Hayır, buna inanıyor olamazsın!
Tentei mostrar um caminho de paz, recusaram-se a ouvir.
Hillary'yi tren istasyonuna bırakmış olamazsın, değil mi?
Por acaso, não largaste a Hillary nos carris?
Burada olamazsın.
Não pode estar aqui!
- Ciddi olamazsın.
- Deus do Céu, não está a falar a sério.
- Söylemiş olamazsınız.
Não lhe contou.
Öyle ama o kadar yaşlı olamazsın.
Sim. Mas... quero dizer, não seria assim tão velho e... Você devia ter...
Hazırlıklı olamazsın, Maura. Adı üstünde "umulmadık".
Não se pode planear o imprevisto, Maura, daí o termo "imprevisto".
Buradan, içeriden olamazsın.
Não daqui de dentro.
Dinle bemi, eğer kız kıymetliyse, buna dahil olamazsın, nokta.
Ouve-me, mano, se ela faz parte do caso, não podes envolver-te e ponto final.
Ciddi olamazsın!
- Não estás a falar a sério.
Artık kahraman olamazsın, Barbie.
- Acabou-se o heroísmo, Barbie.
Russell, sen olamazsın.
Russell, tu não.
Ciddi olamazsın.
Não me digas!
İçinde bulunduğun kimlik yüzünden asla normal bir hayatın olamaz. ve gücün olmadan da tehditten başka birşey olamazsın.
Nunca podereis ter uma vida normal, por serdes quem sois, sem poder, sois uma ameaça.
Ciddi olamazsın.
- Deve estar a brincar.
- Sen asla patronum olamazsın.
Nunca serás meu chefe.
O günleri tekrar diliyor olamazsın.
- Não pode desejar que esses dias voltem.
Güvenlik ihlalinin sebebi sen olamazsın.
Não podes ser a falha da segurança.
- Şaşırmış olamazsınız.
- Não pode estar surpreendido.
- Ona sahip olamazsın.
Não a podes ter.
Tina Nguyan ciddi olamazsın
Tina Nguyan és inacreditável omd ( omg )
Tabii ki düşünüyor olamazsınız...
- Certamente, não pensa que a Sra...
Tek bir randevuyla "biriyle görüşüyor" olamazsın değil mi?
Não sei como dizes que andas com alguém se foi só um encontro.
Kimin düşman, kimin dost olduğundan asla emin olamazsınız.
Nunca se pode ter a certeza de quem é amigo ou inimigo.
- Her kötü şeye engel olamazsın.
Não se podem evitar todas as coisas más.
Bunu ciddiye alıyor olamazsınız.
Não está a levar a sério.
Hayır, olamazsınız.
Não! Não deviam.
Elbette sen yapmış olamazsın o ellerle.
Com essas mãos, de certeza que não.
- Şu an iyi olamazsın.
Não pode estar bem.
Asla yeteri kadar ihtiyatlı olamazsın.
Nunca se é demasiado cuidadoso.
Bana engel olamazsınız.
Não me podem impedir.
Küçük oyukları bulmaya çalışırsınız ve yeterli gücünüzün olduğuna emin olamazsınız.
Olhamos para pequenas entradas e não sabemos se teremos força suficiente.
Thedion Dört binlerce yıl önce yok edildi. O gezegene gitmiş olamazsınız.
O Thedion Quatro foi destruído há milhares de anos, por isso não pode ter estado lá.
Eminim ki Rebekah, Klaus'un kendi yarattığı hapishanesinde rahat edecek. Yapmış olamazsın.
E além disso, com a Rebekah desaparecida, ele vai estar ocupado e podemos acabar o que começámos.
Bay Russell, sahiden bunu düşünüyor olamazsınız. Her nasıl olduysa bulaştım.
Sr. Russell, não pode, sinceramente, achar que estava envolvida de alguma forma?
Sivil Haklar'a doğuştan yetenekli olamazsın.
Não há hipótese de seres bom em Obrigações.
Yüzüğü parmağınıza takana kadar tam anlamıyla güvende olamazsınız.
Nada é seguro até termos a aliança no dedo.
Ama sen sevdiğin kişiye karşı şiddet uygulamış olamazsın, değil mi?
Mas tu nunca farias uma coisa violenta à pessoa que amas, pois não?
- Öylece emekli olamazsın.
Não te reformas assim.
Onunkine karşılık benim sözüm. Kendine hakim olamazsın.
Sabe que eu e a Becky tínhamos uma relação.
Var zaten. Yapmış olamazsın.
Há mesmo.