English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Olurum

Olurum translate Portuguese

10,577 parallel translation
Eğer sana yerini söylersem, bir müşteriye ihanet etmiş olurum.
Se eu te der a sua localização, vou estar a trair um cliente.
Zip line benim en sevdiğim şey, fakat onu alırsam oturduğum katlanan sandalyeye ihanet etmiş olurum.
Tirolesa é tudo para mim, mas se aceitar isso, não valho a cadeira dobrável em que estou sentado.
1 saate kadar büyükannende olurum.
Chego a casa da avó daqui a uma hora.
Çünkü Will'le mali durumları düzelttiğimizde masrafını karşılamaktan mutlu olurum.
Ficaria feliz em pagar quando eu e o Will finalizarmos as coisas.
O mavi gözlerle istediğin her şeyin Kontes'i olurum hayatım.
Com esses olhos azuis serei a Condessa daquilo que você quiser.
Ben de büyükanne olurum Iris.
Eu serei avó, Iris.
Yok olurum biter. - Korunmasız kalırsın.
- Vai ficar desprotegida.
- Beni kızgınken görsen hiç sevmezsin çünkü adrenal korteksim gerginlik hormonu salgılamaya başlar asabi biri olurum ve hatta sesimi yükseltme ihtimalim bile olur.
Não ia gostar de ver-me furioso, porque o meu córtex adrenal liberta hormonas de stress, fico irritado e talvez possa até aumentar a minha voz.
Yanlara iki tekerlek daha takarsam en havalı çocuk ben olurum.
Assim que colocar umas rodinhas nisto, vou ser o miúdo mais fixe de sempre.
Bay Castle, siz ve saçma suçlamalarınız dışarıda beklerse memnun olurum.
Sr. Castle, agradecia que você e as suas alegações ridículas esperassem lá fora.
Duruşmalardan önce hep gergin olurum.
Eu fico sempre nervoso antes de um julgamento.
Hazırladığım son raporu verip tavsiyelerde bulunacağım ve işim bitecek. Sen farkına bile varmadan eve dönmüş olurum.
Entrego o meu relatório final, a minha recomendação oficial, e pronto.
Ben vekil olurum.
Serei regente.
- Gerçekten çok memnun olurum, Bay Leeming.
- Eu apreciaria muito Sr. Leeming.
Bundan Grace'e bahsetmemişsen çok memnun olurum.
E... eu gostaria que não mencionasse isso pra Grace.
Bunu karşılığında hiçbir şey beklemeden yapıyorum. Ama doğru yolda ilerlediğimi bana gösterirsen çok mutlu olurum.
Faço-o sem pedir nada em troca, mas seria muito importante para mim que me mostrasses que o faço bem.
Bir saate orada olurum.
Eu vou daqui a uma hora.
Bunu yaparsan çok memnun olurum.
Agradecia-te muito.
Bir soruşturma yürüttüğümde, her anına dahil olurum.
- Ao liderar uma investigação, faço tudo.
Bu beni biraz olsun üzmüyor desem yalan söylemiş olurum.
Estaria a mentir se dissesse que não me magoa um pouco.
"Ne çeşit bir baba olurum?"
"Que tipo de pai seria eu?"
Ben ona göz kulak olurum.
Eu vou vigiá-la.
Şehirden uzaklaşırım, meşgul olurum ve nihayet kafamı boşaltabilirim.
Posso sair daqui e estar ocupada, para deixar de pensar em certas coisas.
Çünkü Rachel'ın bildiğini biliyorum ve o haber verir ve bende vaktimi harcamamış olurum.
A Rachel sabia e ela ia contar-lhe, não precisava de perder tempo com isso.
Belki siz benim sorularıma cevap verebilirsiniz. Mutlu olurum... ve eminim ki soruların çok güncel... Susan, zaman ilerliyor.
Fico feliz em fazê-lo, e tenho certeza que as suas perguntas são precisas, mas, Susan, estamos a ficar sem tempo.
"David Rosen'i öldür. Bunun için gerçekten çok minnettar olurum" demek.
"assassinar o David Rosen", eu gostava de ser avisado.
Yanlış bir mesaj vermiş olurum.
Ia passar a mensagem errada.
Eğer sizinle biraz konuşabilirsek, gerçekten çok mutlu olurum. Eğer isterseniz.
Sabe, eu ficaria feliz em vir conversar consigo a qualquer altura, se o senhor tiver interesse nisso.
- Kahvaltı edemeden ölmüş olurum.
Estaria morto antes do pequeno-almoço.
Bunu bizzat gözlerimle görmekten memnun olurum.
Bem, estou pronto para testar essa teoria.
İnsanlığımı geri getirmeye çalışacak olursanız en kötü kâbusunuz olurum.
Se alguém tentar voltar a ligar a minha humanidade, eu serei o vosso pior pesadelo.
Elbette sağdıcın olurum Ric.
Damon : " Claro, Eu serei seu melhor homem, Ric,
Çok tedbirli olurum.
Serei tão discreta.
Sen bana göz kulak olursan ben de sana olurum.
Cuido de ti se tu cuidares de mim.
Gerçi o zamana dek bu kadar gösterişli olmayan... -... kendi yerime geçmiş olurum.
Embora não me pareça que terei uma casa tão impressionante até lá.
- Ben olurum!
- Eu, eu!
Arabamda olurum ve bir şey bana Marta'yı hatırlatır.
Vou estar no meu carro e alguma coisa vai lembrar-me da Marta.
Oradan araba, yiyecek alır sonra da toz olurum.
Depois arranjo um carro, alguns suprimentos e depois vou embora.
Yani yardımcı olacağını düşündüğünüz herhangi bir şey olursa, çok minnettar olurum.
Portanto tudo aquilo que possam pensar pode ser útil, eu agradeceria imenso.
Merak ettiğim, onlardan biri ev sahibini oyuna getirip ifşa olurum korkusuyla Boyd'u mu öldürdü?
Estou a perguntar-me se um deles assustou a proprietária, e matou o Boyd, para não ser exposto?
Federallerin eline yüzüne bulaştırmadığından emin olurum.
Garantir que os Federais não errem.
Hayır sadece Micah'nın "2-3 dakikaya orada olurum" dediğini duydum.
Só ouvi o Micah dizer que estaria lá em dois ou três minutos.
Böyle durumlarda genelde gergin olurum ama...
Fico um bocado nervoso com coisas assim, então...
Eğer o Khali ise, o zaman ben de King değil, Kraliçe olurum!
Se ele é o Kaali... Não sou o King, sou a Rainha.
Sen Ajan McGee ile konuşurken kesin bir sonuca varmış olurum.
Mas vou ter uma noção mais correcta quando tiver terminado com o agente McGee.
Sözün hâlâ geçerliyse şafak sökmeden almış olurum.
Se a promessa continuar de pé, será minha de madrugada.
Minnettar olurum.
Muito obrigada.
- Tabii. Olurum.
- Sim, claro.
Olurum.
Vou tomar.
Olurum.
- Assim o farei.
Bir kere senin dostun degilim ve birisi birini küçümseyecekse küçümseyen ben olurum. Çüs.
Não sou seu amigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]