Oluruz translate Portuguese
6,012 parallel translation
Kitaplar kilitli kaldığı sürece, güvende oluruz. Açıldıklarında ise...
Enquanto os livros estão fechados, não há problema, mas mal se abrem...
Daha fazla heyecanlanmadan önce Whitey Bulger'ın eski mahkum olduğunu hatırlatmakta fayda var. Şartlı tahliye durumu "Kontrollü serbestlik statüsü" böylelerinden uzak durmamız gerekir yoksa FBI kurallarını ihlal etmiş oluruz.
Antes de te excederes, talvez ajude lembrar que o Whitey Bulger é um ex-condenado, em liberdade condicional da categoria "Liberdade sob Supervisão", uma designação que teríamos de lhe retirar, sob pena de violarmos os regulamentos do FBI.
Hükümetin bize uyguladığı sindirme, ayrımcılık ve tacizi... gözler önüne sermiş oluruz.
Mostramos-lhes que tipo de intimidação, discriminação e assédio estamos a enfrentar vinda do nosso governo.
Böylece aynı anda dört eyalette sevişmiş oluruz.
Sim, dessa maneira podiamos fazer amor em quatro estados de uma vez.
Eğer bu karardan geri dönersek gey evliliğe bir adım daha yaklaşmış oluruz peki o zaman ben ailemin suratına nasıl bakarım?
Não me envergonho delas. Se cedermos, aproximamos o Estado do casamento gay. E se eu fizer isso...
Gün doğmadan geri dönmüş oluruz. Hiç kaçmamışız gibi.
Voltamos antes do amanhecer, vai ser como se não tivéssemos ido a lado nenhum.
Ama beni evcilleştirirsen birbirimize ihtiyaç duyar oluruz.
Mas, se me cativas, teremos necessidade um do outro.
Sen ve ben, yeni Nichols ve May oluruz.
Tu e eu. Os novos Nichols e May.
Üniversiteyi yeni kazandım. Ararsanız hayatım mahvolur. Görmezden gelirseniz iyi çocuklar oluruz.
Acabei de ser aceite na universidade, isto arruinaria a minha vida.
... saldırı odağını şuraya, şuraya veya buraya kaydırırsak hedef ölümünü garantilerken sivil zaiyat riskini azaltmış oluruz.
Claro, claro, mas, se colocarmos a carga útil aqui, ou aqui, ou talvez aqui, podíamos garantir a fatalidade só no alvo, mas reduzindo os danos colaterais.
O uyanmadan kumanda merkezine dönmüş oluruz.
Estamos de volta antes que acorde.
Sabah olmadan merkeze dönmüş oluruz.
Chegamos antes do amanhecer.
Koştuğumuzda, tanrılar biz oluruz.
"Quando corremos, nós somos os deuses".
Böylece avucumuzu her attığımızda ne gelecek diye merak etmiş oluruz.
Assim, cada macheia é tipo suspense?
- 3 dakika içinde Embarcadero'nun üzerinde oluruz.
Em três minutos, estamos sobre o porto. - E?
- Sessiz oluruz.
- Podemos fazê-lo em silêncio.
Sessiz oluruz.
Podemos fazê-lo em silêncio.
Zengin ve güçlü oluruz, ta ki ben bir gün sana ihanet edene dek.
Seremos ricos e poderosos até eu, um dia, te trair.
Zengin ve güçlü oluruz!
Seremos ricos e poderosos!
Erkekler eğlenirken bizde verimli oluruz diye düşündüm.
Enquanto os rapazes se divertem, podemos ser produtivas.
Bir arada olursak küresel bir güç oluruz.
Juntos somos uma potência global.
Ona yalnızca daha çok bilgi sağlamış oluruz.
Só estamos a dar-lhes mais informação.
Kara çalı olmayı umursamadığın sürece elbette bize katılmana memnun oluruz Dolores.
Claro, podes vir connosco, Dolores. Desde que não te importes de servir de pau-de-cabeleira.
Lane o parayı ele geçirirse terörist bir süper gücü serbest bırakmış oluruz.
Se o Lane consegue aquele dinheiro, estaremos a criar um super-poder terrorista.
- Biz sessiz oluruz.
Não faremos barulho.
Dört saat evvel orada oluruz.
Vamos chegar com quatro horas de antecedência.
Hoş hanımlarla tanışırım, belki de aşık oluruz.
Conheço senhoras simpáticas. Talvez nos apaixonemos.
Israr ediyorsanız oluruz, efendim.
Se o senhor insiste.
Birlikte olduğumuz sürece her yerde mutlu oluruz.
Desde que estejamos juntos, seremos felizes onde quer que seja.
Görevimiz, müşteri veya lehtarlarımızdan çok bize hizmet ederse başarısızlığa mahkum oluruz.
Quando a nossa missão, é maior... para nós próprios, do que para os clientes ou beneficiários, então estamos destinados ao fracasso.
Hazır oluruz.
Estaremos prontos.
Ada komşusu oluruz.
Poderíamos ser vizinhos de ilha.
Anneme takıldığımızı söylerim böylelikle. Sonra birbirimizin hayatından çıkmış oluruz.
Posso dizer à minha mãe que estivemos juntos e não temos de nos ver mais.
Katie'yi tekrar aramızda görmekten mutlu oluruz, Jake. Ama doluyuz.
Sabes que teríamos prazer em tê-la de volta, mas estamos cheios.
Dördümüz beraber oluruz, eski günlerdeki gibi.
Apenas nós os quatro, como costumava ser.
Evi bırakırsak başkası taşınabilir ama yakarsak yangında ölmüş gibi oluruz.
Se deixarmos assim a casa, alguém poderá vir para cá, se lhe pegarmos fogo, irá parecer que morremos no incêndio.
Bu harika. Saat 10'dan önce New York'ta oluruz.
Perfeito, vamos chegar à cidade antes das 10 : 00.
Burada güvende oluruz.
Estaremos em segurança aqui.
Oluruz.
Vamos estar.
Tüm şehre alay konusu oluruz.
Seremos a chacota desta cidade.
- Eğer suçluysak konseye teslim oluruz.
Se formos declarados culpados, seremos entregues ao Conselho.
Sadece ikimiz oluruz.
Só nós os dois.
- Hapisten çıktığımızda hala genç oluruz.
Podemos sair ainda jovens.
Neredeyse her yıl sonuncu oluruz.
está quase sempre em ultimo.
Hayır, iki saate orada oluruz.
Não, devemos chegar aí dentro de duas horas.
Eğer oraya çok erken gidersek açık hedef oluruz.
Se chegarmos lá cedo demais, estamos feitas.
O gemi gelmeden, zaten ölmüş oluruz.
E se as câmaras estiverem vazias?
Nazik oluruz demiştim.
Eu pensava que éramos boas.
Böylece koreografi ile denemiş oluruz. Uğraşıyorum, Chloe.
- Eu estou a trabalhar nisso, Chloe.
Yüzeyde, çok daha görünür bir durumda oluruz.
Estamos muito mais visíveis à superfície.
90 dakika içinde sizin belirttiğiniz koordiatların orada oluruz.
Estão perto? Escuto.