Onlar nerede translate Portuguese
811 parallel translation
- Onlar nerede?
- Onde estão eles?
Onlar nerede?
Onde é que elas estão?
Onlar nerede?
Onde estão?
Onlar nerede?
E onde estão eles?
Onları nerede satacak?
Onde vai escondê-las?
- Nerede onlar?
- Onde estão?
Artık nerede bulacaklarını bildiklerine göre onları yenisini bulmaya gönderemez misin?
Se já sabe onde o encontrar, não pode ir buscar outro?
- Onları nerede enseledin? - Sabah erken saatlerde nehirde ilerliyorlardı.
No rio hoje cedo.
Bazı insanları unutamazsın, sadece bir kez bile görsen. Merak ettik ve Joe onları izledi. Realito nerede bilir misin?
Há caras que nunca se esquece e por curiosidade, o Joe segui-os.
Onları nerede buldun Kramer?
Onde os encontrou, Kramer?
Bana sadece şunu söyle. Onların babasını nerede bulabilirim?
Diz-me uma coisa... onde encontraste o pai?
Üç adam kimseye görünmeden 100.000 $ ile kaçıyor parayı harcamıyorlar, neye benzediklerini ya da nerede olduklarını bilmiyorsun ve benden onları bulmamı istiyorsun. Ve de parayı.
Três homens que ninguém viu fogem com 100 mil dólares que não gastaram, não sabe como eles são e nem onde estão e mesmo assim quer que eu os encontre e ao dinheiro.
Nerede onlar?
- Sim? Onde estão?
- Nerede onlar?
- Onde estao elas?
Bu onları nerede satacağıma bağlı.
Depende aonde os for vender.
- Onları nerede saklardınız?
- Onde guardava as suas jóias?
- Onları nerede buldun?
- Onde arranjou isso?
Yani o soyguncuları bulmadan önce onlar kendilerini arayan adamın nerede olduğunu bilirlerse parayı harcamak için daha iyi bir şansları olur.
Assim, considere o seguinte... Se eles soubessem onde encontrar o homem que os persegue, antes que ele os encontre, teriam mais possibilidades para o gastar.
Zaten şimdi onları nerede süreceksin ki?
Onde afinal iria escondê-lo?
Oysa birlikte gittiklerini sanıyormuş. Johnsonville'de onları nerede bulabilirmişiz?
- Onde posso achá-los em Johnsonville?
Nerede bulacağız onları?
Sabe onde ele se encontra?
Nerede buldunuz onları?
Encontraram-nas onde?
Onları nerede bulacağımı bilmiyorsun her halde?
Não sabe onde posso encontrá-los?
Onları saklayıp besledi ve nerede iş bulabilecekleri konusunda... akıl verdi, hepsi bu.
Abrigou-os, alimentou-os e disse-lhes onde poderiam encontrar trabalho.
Nerede buldun onları?
Onde as encontraste?
Papa Luigi özellikle hayatı boyunca, nerede yaşarsa yaşasın, kadınlarla konuşmaktan, onların sözünü etmekten korkmuş, varlıklarından... sakınmıştır, onu ilk defa gören birine, kadınlara karşı doğal bir... antipati beslediğini düşündürtecek kadar onları sevmezdi.
Sobretudo Pio Luigi, abominou sempre em toda a sua vida e em todos os lugares onde morou, o falar e o tratar com mulheres das quais fugia de modo a quem o visse pensaria que tinha uma antipatia natural.
Nerede onlar?
- Os nudistas!
- Onlar şimdi nerede, Bay Anderson?
- Onde estão os seus filhos, Sr. Anderson?
- Onların ordusu nerede?
- Onde está o exército deles?
Jake, onları nerede takacağım?
Jake, onde vou usá-los?
Çünkü onları nerede arayacağımı bilemezdim.
Porque se houver, Eu não saberia onde procurar.
Onlar nerede?
E onde estão?
Onları nerede bulacağını bildiğine emindin.
Sabes mesmo onde os encontrar.
Ama baba, nerede onlar?
Onde está ele, meu pai?
- Onları nerede bulabilirim?
- Onde posso encontrá-los?
Nerede? Onların bilmemesi gerekiyor.
Eles não podem saber!
Artık RAF bize onların nerede olduklarını gösteriyor.
Agora, a cadeia de postos da F.A.R. mostra-nos onde eles estão.
Ve nerede aramalıydım onları?
E onde devia eu tê-los procurado?
Ben sadece onları nerede bıraktığınızı biliyordum.
Eu só sabia onde eles tinham ficado.
Pekala, nerede onlar?
Fiquem longe, deixem-me passar. Tomem isto, seus porcos!
Nerede olduklarını bilmediğimiz sürece sınırlı miktardaki yakıtımızı onları aramak için kullanamayız.
Como não sabemos onde estão, não podemos gastar o nosso combustível a procurá-los.
Nerede onlar? Nerede mi?
Onde estão elas?
Onları nerede istiyorsun?
Sentados nas nossas aulas?
Bence, ve bu konuda yalnız da değilim, herkes biliyor ki her tip gerillanın ana amacı düşman görünmezdir, olaylar olur ve onlar, bunun nerede ve nasıl olduğunu bilmezler.
Todos sabemos que o ponto essencial de qualquer forma de guerrilha, é que o inimigo é invisível, que as coisas acontecem, e não sabem onde e como.
Bütün arkadaşların nerede olurlar Margaret? Onları alacak paran da olmayacak.
O que acontecerá aos teus amigos, quando não puderes comprá-los?
- Nerede onlar?
- Onde é que estão?
Dağdaki Şerifi aradım ama onlar da nerede olduğuna dair hiçbir şey bilmiyor.
O caseiro não teve notícias, e liguei para o posto de montanha do xerife.
Nerede onlar?
Onde está?
Nerede onlar?
- Onde estão?
Japon şifrelerini kırmıştık ve onların bundan haberi yoktu. Dolayısıyla nerede ne yapacakları hakkında fikir sahibiydik.
Estávamos decifrando os códigos deles e eles não sabiam, portanto tínhamos uma ideia do que ia acontecer.
Onları nerede bulabilirim?
Onde posso encontrá-los?
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
nerede o 1480
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
nerede o 1480
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135