Onsuz translate Portuguese
2,159 parallel translation
Ama önünde sonunda, onsuz olamayacağım tek kişi Christian.
Mas na realidade, é sem o Christian que eu não consigo viver.
Onsuz olmak çok garip.
É muito estranho estar aqui sem ele. Sim.
* Genç olabilirim ama ne dediğimi biliyorum * * beni hep uyardığın şey * * onsuz olmayacağını söylediğin şey *
# Posso ser jovem de coração # # Mas sei o que estou a dizer # # Aquele sobre quem me advertiste #
Onsuz, evlilik ölür.
Sem ela, ele morre. - Kendra...
Onsuz ağlardım.
Costumava chorar se não a tinha.
Rita bensiz bir hayat düşünebiliyor ama ben onsuz ya da çocuklarsız bir hayat düşünemiyorum.
A Rita está a imaginar a sua vida sem mim, e eu não consigo imaginar a minha sem ela... ou sem os miúdos. Harrison.
Onsuz daha iyisin çünkü onda her şeyi biraz dramatikleştirme huyu vardı.
Estás melhor assim. - Ele era um bocadinho dramático.
Zavallı Ophelia, koptu kendinden, yitirdi güzelim aklını, ki onsuz nedir insan
Pobre Ofélia, fora de si e alheia ao seu claro juízo, sem o qual nada mais somos que imagens
Susuz kalmış, ateşi var, öksürüyor ve partinin onsuz devam etmesi konusunda ısrarcı.
Desidratada, febril, com tosse, e a insistir que a festa continue sem ela.
Bu içimi sızlatıyor çünkü bazen seni onsuz ve onun parası ve para olmadan hayal ettiğimde tümüyle bambaşka bir insan oluyorsun.
Faz-me querer chorar, porque às vezes imagino-te sem ele e o seu dinheiro... E o dinheiro... E és um ser humano completamente diferente.
- Onsuz başlamalısın.
- Devias começar sem ela.
Hayır, bunu onsuz halledeceğiz.
Não. Fá-lo-emos sem ele.
Fakat bana sorarsanız eğer bu sizin için bir şans ve birim onsuz daha iyi oldu.
Mas se me perguntar, foi um golpe de sorte o acontecido. A unidade está melhor, sem ele.
Temiz bölge için teşekkürler, meni yok, ve onsuz, failini tanımlayamıyorum.
Devido à água do pântano, não existe esperma, e sem ele, não posso identificar o agressor.
Ve ameliyathanede onsuz olmak kötü hissettirdi.
E foi horrível estar no bloco sem ela.
Onsuz da iyi olacağız.
Vamos ficar bem sem ele.
Onsuz yönümü bulamamaktan korkuyorum.
Receio onde iremos parar sem ela.
Onsuz hiçbir yere gitmiyor.
Nunca vai a lado nenhum sem ele.
Onsuz aynı olmayacaktı.
Não seria o mesmo sem ela.
- Onsuz yaparız.
- Passamos sem ele.
Frankie. Onsuz nasıl yaşarım bilemiyorum.
Frankie, não sei como vou viver sem ela.
Ama St. Christopher armamı geride bırakmıştım ve onsuz gidemezdim.
Mas deixei a minha medalha de São Cristóvão e... Não me podia ir embora sem ela.
Sen onsuz yönetebilirsin.
- Você dará um jeito sem ele.
Bence onsuz daha iyisin zaten.
Acho que estás melhor sem ele.
O da onsuz yaşayamadı.
E ela não podia viver sem ele.
Ben onsuz ne yapardım bilmiyorum.
Eu não sei o que faria sem ela.
Onsuz yaşayamam.
Eu não posso viver sem ela.
Onsuz yaşa ya da öl, tercihimiz yok.
Viver sem ela ou morrer, não temos preferência.
- Onsuz bir kaç dakika bile geçiremez misin?
Pode ficar sem ele por 5 minutos? - Quem?
Onsuz ayrılmayacağım
- Não vou sair daqui sem ela!
Kan beni hasta ediyor ama onsuz ölüyorum.
O sangue deixa-me enjoada, mas eu morreria sem ele.
Onsuz hayat çok zor burada Biliyor musun?
Tem sido muito dificíl não te-lo.
Onsuz gidemeyiz!
Ainda não podemos ir.
Onsuz ne yapardım...
Não sei o que teria feito sem ela.
Onsuz sefil olursun. İnan bana.
Vais ser infelicíssimo sem ela!
Düşündüm ki ben asla onsuz olamam.
Pensei que isso nunca me aconteceria.
Onsuz film yapamam.
Não dá para fazer um filme sem isso.
- Onsuz kutlama yapmayacağız!
- Ora, não vamos comemorar sem ele!
Onsuz başardığım şeylere baksanıza.
Já viram tantas coisas que fiz sem ele?
Çocukken onsuz yapamazdım.
Precisei tanto dela em criança.
Onsuz bir gün geçirdiğimi bile hayal edemiyorum.
E não consigo imaginar passar um dia sem ele.
Bu şey halkımın mevcudiyetinin anahtarı ve onsuz gitmeyeceğim.
Esta coisa é a chave para a sobrevivência do meu povo,... e não me vou embora sem ela.
Köpek onsuz daha mutlu.
O cão é mais feliz sem ela.
onsuz görüşmeye gidemem.
Não posso ir a uma entrevista sem ele.
Çünkü gerçekten onsuz yaşayamam diye hissettiğini söylüyorsan...
Porque tu disseste que se eu realmente sentisse... que não consigo viver sem ela...
Ve sen de onsuz yaşayamayacağına karar verdin.
E decidiste que não consegues.
Evet, onsuz çok yalnızdım.
É, tem sido muito solitário sem ela.
Ben onsuz yaşayamam.
" Eu... não consigo viver sem ela.
Onsuz olmaz.
Não sem ela.
Onsuz bir hayatım olamaz.
Sem ela não tenho vida.
"Asla onsuz olamam."
Nunca estou sem ele.