Operasyon translate Portuguese
3,881 parallel translation
Operasyon merkezinde yerini belirledik ve açıkçası hiç beğenmedim.
Vimos a localização e, sinceramente, não gostei.
Müdür Yardımcısı Granger ve operasyon müdürüm Hetty Lange.
Director Assistente Granger e a minha Gerente de Operações, Hetty Lange.
Yerine getirildiğin adam, Sanders yani. Özel Operasyon Ekibindeydi o da, benimle birlikte gelmişti.
O homem que estás a substituir, o Sanders, também era do Grupo Especial, veio comigo.
Nell'in Operasyon Odasında bir işi var zaten.
A Nell tem um trabalho nas Operações Secretas.
Ama iyisiniz artık. Operasyon sırasında bazı komplikasyonlar olmuş, ama yine de iyisiniz.
Houve complicações durante a operação, mas... já está bem.
ve operasyon için hazırız.
Estamos prontos para operar.
- Operasyon boyunca burada olacak mısın? , - Meredith?
- Vai ficar aqui, Meredith?
90'larda beraber birkaç operasyon düzenlemiştik.
Fizemos umas operações juntos nos anos 90.
Alışkınım ben. Psikolojik operasyon tesisinde üzerimden çıkarmaya çalıştılar.
Eles tentaram tirar-ma nas instalações das Operações Científicas
Bu oldukça hassas bir operasyon.
Esta é uma operação altamente delicada.
Dediğim gibi, bu oldukça hassas bir operasyon.
Tal como disse... é uma operação altamente delicada.
Yanlış anlama üzerinden operasyon yürütüyoruz.
Estivemos a trabalhar nisto de forma errada.
Operasyon "havale etme."
Operação "recuperação do noivado".
Bu kadar belirli bir operasyon tarzı olan biri muhtemelen bunu önceden de yapmıştır.
- Com um M.O. tão específico, o suspeito já deve ter feito isto anteriormente.
Dr. Torres'in bu çeşit bir eklem ile daha önce hiç operasyon yapmadığı doğru mu?
É verdade que ela nunca tinha feito aquela operação antes?
Doğu kıyısındaki her havaalanı terminalinde, tren istasyonunda, otogar ve metro duraklarında operasyon istiyorum.
Quero agentes no aeroporto, comboios, autocarros e Metro's de toda a costa leste.
Bizim ofise 5 km uzakta yürütülen bir operasyon.
É um posto de operações avançado, a cinco Km dos Correios.
Bu operasyon sandığından daha büyük.
Esta operação... é muito maior do que pensas.
Operasyon tamamlanır tamamlanmaz.
Assim que o sucesso da operação estiver confirmado.
- Küçük bir operasyon geçirdin.
- Fizeste uma pequena operação.
Bugün işte, bir canlıya stereotaksik operasyon yaptım.
Hoje no trabalho, fiz uma cirurgia estereotáxica.
Cooper dağıtan kişiye karşı bir operasyon istedi bizden.
Ele queria prender o distribuidor.
Lakin böylesi büyük bir lokma için operasyon hazırlamak zaman ister.
Mas para apanhar um peixe grande como esse, leva tempo.
Bu operasyon sona erdiğinde,... birkaç yarım kalmış işi tamamlamamız gerekiyor.
Quando a operação terminar, vamos eliminar algumas pontas soltas.
Bu demek oluyor ki o gün operasyon üzerinde Logan'ın bir kontrol gücü olmayacak.
Ou seja, o Logan não terá controlo operacional.
Başka bir operasyon daha yapmamız gerekecek.
Vamos ter de voltar a operar.
Operasyon Presto'yu başlattım!
Iniciei a Operação Presto!
- Bu operasyon Houston ofisinden yürüyor.
Toda esta operação é gerida a partir de Houston.
Operasyon : Ev Temizliği.
Operação limpeza.
Ricky'ye operasyon yapılan yer burası.
Este é o lugar onde se passou a operação.
Bu sıradan bir operasyon.
É uma operação de rotina.
Pekala millet, bu standart operasyon, tamam mı?
Malta, são procedimentos normais. Não prevemos forças hostis.
Takıntın bir yana, ortada bir suçlu yok, operasyon kurallarını çiğnediğin için bahane gösterebileceğin kimse yok.
Pondo a tua obsessão de lado, não há criminoso, ninguém que justifique ignorar as regras de confronto.
ıyi deneme Dave! Operasyon :
Boa tentativa, Dave.
Operasyon sonrası dönüş intikalden sorumlu istihbarat görevlisiydim.
Era o encarregado das informações secretas para a Operação Recuperação.
Bu araştırmak için biraz geriye gittim. Pentagon Vurucu Operasyon merkezinde hiç kimse bu çağrı işaretini duymamış.
Pesquisei um pouco sobre isso, e ninguém, desde as Operações de Ataque ao Pentágono, ouviu esse nome.
- Bu operasyon fiyasko.
- A operação está lixada.
Hamburg'ta operasyon yapma izninin, departmanımla işbirliğine yapmana bağlı olduğunu hatırlatayım.
Relembro-te que a tua licença para operares em Hamburgo tem a contingência da tua cooperação com o meu gabinete.
Biliyor musun, operasyon yürütecek tipte birine benzemiyorsun.
Tu não me enganas com esse tipo de linguagem.
Onlara bu yüzden Gizli Operasyon deniyor.
Por isso se chamam "operações clandestinas".
Özel Operasyon timi hazır.
O grupo de operações especiais está pronto.
Zor bir operasyon olacak.
Estamos atrás de linhas inimigas.
Ben de seni yok edebilirim, Bay Gizli Operasyon.
Também posso derrubá-lo, Sr. Operações Secretas.
Bu yüzden operasyon geçirmeliymiş Kalben, her zaman olması gerektiği insan olabilmek için. Bir kadın.
Então ela teve que fazer a cirurgia para se tornar o que ela já sabia que era no seu coração : uma mulher.
- Operasyon yarın öğlen başlayacak.
A operação iniciar-se-á amanhã, ao meio-dia.
Operasyon bölgesini gösteren birkaç istihbarat elimizde.
Temos alguma informação da sua área de intervenção.
Hiçbir şey düşünmeden operasyon yapıyorduk ve tuzağın içine düştük.
Estávamos muito sensíveis e caímos numa emboscada.
Çok önemli bir operasyon yapmak için bir bir senatörle koordineli olarak operasyon yapmak üzereyiz.
Fomos incumbidos de uma grande operacao de teste. Em coordenacao com a chegada de um senador dos Estados Unidos.
Bu, günü birlik bir operasyon ve bugün keşif yapacağız.
É uma... operação um-dia-de-cada-vez. Hoje é dia de reconhecimento.
Ailesi onu hastaneye getirmiş. Rutin bir operasyon için.
Os pais levaram-no ao hospital para uma cirurgia de rotina.
Operasyon Presto!
Operação Presto!