Oturur musunuz translate Portuguese
110 parallel translation
Lütfen oturur musunuz?
Sente-se, por favor.
- Lütfen oturur musunuz?
Não seria melhor sentar-se um pouco?
- ªöyle oturur musunuz?
- Quer sentar-se?
- Lütfen oturur musunuz?
- Sentem-se, está bem?
Bir dakika şöyle oturur musunuz lütfen?
- Pode sentar-se ali só por um minuto?
Oturur musunuz?
Pode sentar-se.
Yerinize dönüp oturur musunuz?
Quer ir pra lá e sentar?
Biraz bizimle oturur musunuz?
Pode sentar-se por um minuto?
- Oturur musunuz lütfen?
- Escute... - Inspetor, sente-se.
- Biraz oturur musunuz, lütfen?
- Podiam sentar-se um pouco?
- Doktor, lütfen oturur musunuz?
- Sente-se, doutor, por favor.
Çocuklar, lütfen masada düzgün oturur musunuz?
Crianças, comportem-se a mesa, por favor.
Bayan Cydell, oturur musunuz, lütfen?
- Sentem-se! - Sentem-se, por favor.
- Lütfen koltuklarınıza oturur musunuz?
Sentem-se, por favor.
Lütfen oturur musunuz?
Importa-se de se sentar, Sra...
Bay Bruce lütfen yerinize oturur musunuz?
Importa-se de se sentar?
Oturur musunuz lütfen?
Sente-se, por favor.
- Oturur musunuz!
- Sente-se!
Tanık sandalyesine oturur musunuz?
Poderia sentar-se na cadeira das testemunhas?
Oturur musunuz lütfen?
Se puderem se sentar em seus lugares, por favor? !
Bayan Dailey, gelip şu önemli sandalyeye oturur musunuz?
Menina Dailey, quer vir sentar-se nesta cadeira muito importante?
Lütfen oturur musunuz?
Não se quer sentar?
Oturur musunuz lütfen?
Pode fazer o favor de se sentar?
Oturur musunuz lütfen?
Importam-se de se acalmar, por favor?
- Lütfen oturur musunuz?
- Não quer sentar-se?
Claude, lütfen şuraya oturur musunuz, Başmüfettiş.
Claude, senta-te ali, por favor. Inspector.
Lütfen oturur musunuz?
Por favor, quer se sentar?
Yerinize oturur musunuz efendim?
O senhor pode sentar-se?
Ajan Mulder, lütfen oturur musunuz?
Agente Mulder, sente-se, por favor.
Bayanlar ve baylar koltuklarınıza oturur musunuz?
Senhoras e senhores, importam-se de se sentar?
Sanırım bir kadınla karıştırdınız. Bir gün benim için oturur musunuz?
Está a confundir-me com uma mulher.
Rica etsem biraz oturur musunuz?
Quer sentar-se um bocadinho?
Lütfen oturur musunuz?
Pode sentar-se, por favor?
Oturur musunuz lütfen.
Sente-se, sim?
Lütfen oturur musunuz, bayım.
Sente-se, por favor.
Lütfen oturur musunuz?
Quer sentar-se, por favor?
Gelip sol tarafıma oturur musunuz?
Ah, Srta Meredith, queira vir sentar-se à minha esquerda.
Şuraya oturur musunuz?
- Sente-se aqui.
Oturur musunuz? !
Querem sentar-se?
Baylar ve bayanlar..... acilen koltuklarınıza oturur musunuz lütfen?
Senhoras e senhores, por gentileza, poderiam se sentar?
Lütfen buraya oturur musunuz?
Não se importa de sentar aqui?
Lütfen oturur musunuz?
Por favor, sente-se.
Oturur musunuz?
- Não querem sentar-se?
Şuraya oturur musunuz, lütfen?
Só o bolo.
Buraya oturur musunuz?
Por aqui, por favor.
Şimdi, lütfen oturur musunuz?
Importa-se de se sentar?
- Oturur musunuz?
- Sente-se.
Lütfen oturur musunuz? Teşekkür ederim.
Sente-se.
- Bayan, oturur musunuz?
Sente-se.
Biliyor musunuz? Kennedy ailesi her gece masaya oturur ve her konu hakkında hoş sohbetler ederlermiş.
Sabiam que todas as noites ao jantar, os Kennedy sentavam-se à mesa e tinham debates animados... sobre qualquer assunto?
Yerlerinize oturur musunuz?
Poderiam sentar-se?