Paramount translate Portuguese
143 parallel translation
Paramount Eczanesi az önce Roy Earle olduğu söylenen bir adamca soyuldu.
Um homem parecido ao Roy Earle assaltou uma loja.
Paramount'a verdiğim bir hikayem vardı.
Um argumento meu andava a circular na Paramount, sem êxito.
Bekle. Arabayla senaryoyu Paramount'a götürmeni istiyorum.
Tira o carro da garagem e entrega o argumento na Paramount, nas mãos do Sr. DeMille.
- Arayan Paramount.
- É da Paramount.
Paramount Stüdyoları.
É do estúdio da Paramount.
İlginç bir şekilde, Paramount'tan birkaç acil telefon daha gelmişti.
Por incrível que pareça, tinham voltado a ligar da Paramount.
Ben olmasaydım işi olmazdı, çünkü bensiz Paramount olmazdı.
Sem mim, não teria emprego, porque a Paramount não existiria.
Paramount'tan gelen telefonların nedenini öğrendim.
Descobri por que telefonam tantas vezes da Paramount.
Paramount News Prenses Ann'in Londra'ya yaptığı ziyareti özel haber yaptı. Avrupa başkentlerinde yapacağı iyi niyet turunun ilk ayağı büyük bir coşkuyla karşılanıyor.
Trazemos-vos uma reportagem da visita da Princesa Ann a Londres, a primeira paragem na sua publicitada viagem às capitais da Europa.
Ben Jackie Mulchen, Paramount'daki tüm yapımların sorumlu yapımcısı.
Sou Jack Emulsion, o produtor encarregado de todas as produções da Paramount.
Paramount'un bunu istediğini de biliyorsunuz.
E sabe que a Paramount o quer.
Evet. Paramount, MGM, Columbia.
Sim, a Paramount quere-o.
Paramount Film Şirketi'ne,
Memorandum á Paramount Pictures,
Paramount'la anlaşmak üzereyiz, Universal ilgileniyor, ve biz bu şehirde patlama yapıp, Beverly'de havuzlu ve baharat bahçeli güzel bir evde yaşayacağız, bütün varlıklılığımızla ve çocuklarla, Ro.
A Paramount está no papo, e a Universal está interessada, e nós vamo-nos pirar desta cidade e vamos para os montes de Beverly, com uma piscina, um ervário, tudo do melhor, e miúdos também, Ro.
'Radio City Müzikholü, Roxy Tiyatrosu...''... ve Brooklyn Paramount'dan canlı yayınla, huzurlarınızda...'
A estrela do cenário, do ecrã, da rádio, dos espectáculos industriais, e de Aquapura, directamente dos cafés cantantes de Radio City, do Roxy Theatre...
PARAMOUNT HABERLERİ
NOTÍCIAS DA PARAMOUNT
Bunun kötü olduğunu düşünüyorsan Paramount'ta neler olduğunu görmelisin.
Se achas que isto é mau devias ver o que se passa na Paramount.
Paramount mu?
Paramount?
Paramount sinemasında.
No cinema Paramount, quem foi?
Paramount olmaz sizi pislikler!
O Paramount não, seus nojentos!
Üç yıl önce de Paramount'da oldu.
Já aconteceu na Paramount há três anos.
Paramount ve Universal'de toplantım var.
Tenho um encontro com a Paramount e com a Universal.
Kızgın göstericilerin sayılarının arttığı Madison Square Garden'a komşu Paramount'dayım ve burada, Aryan Birliği'nin dinsel kısmının OrtaBatı lideri ve onların en karizmatik sözcüsü olarak meşhur olan, Donald O'Brien'ın ilk kez halk önüne çıkışını protesto etmek için toplandılar.
Estou diante da Paramount, junto a Madison Square Garden, onde se juntou uma grande multidão para protestar contra a primeira aparição em público de Donald O'Brien, o líder da facção regional do Meio-Oeste da União Ariana, e reputado como sendo o seu porta-voz mais carismático.
Paramount'tan, ben Jodi Baskerville.
Em directo da Paramount, Jodi Baskerville.
Paramount'ta, hemen yanı.
Na Paramount. Mesmo ao lado.
Neyse, sonuçta ben Paramount değilim.
'Portanto, o aspecto principal é que não sou a Paramount.'
Paramount İngiltere'ye gitmemiz için para ödediğine inanamıyorum.
Nem acredito que a Paramount pague as passagens para Inglaterra.
Hollywood'un klasik dönemini hatırlayın. 30'lu ve 40'lı yılları. Güçlü ve büyümeye endeksli bir endüstriydi. Beş büyük stüdyo vardı.
MGM, Warner Brothers, Paramount, RKO e Fox, controlavam todas as fases do processo, produção, distribuição e exibição, pois possuíam cadeias de cinemas no mundo inteiro.
MGM, Warner Brothers, Paramount, RKO ve Fox. Sürecin her adımını kontrol ederlerdi. Yapım, dağıtım ve hatta gösterim.
Para produzir cinqüenta filmes por ano cada estúdio tinha sob contrato a longo prazo estrelas, roteiristas, realizadores e um exército de bons técnicos.
Filme baktığımda Fred Astaire varsa o filmde, RKO derdim.
A Paramount fazia um pouco de tudo.
Sonradan MGM oldu. Paramount'un her şeyde parmağı vardı. Kendilerine ait, kendilerine has bir şeyleri yoktu.
Tinham a sua assinatura com Bing Crosby, Bob Hope ou Dean Martin e Jerry Lewis.
Aynı lokantalara giderdik.
Que era muito diferente do da Warner Brothers ou da Paramount.
Ve bu Warner Brothers ya da Paramount tarzından oldukça farklıydı.
Alguns se recusavam como Eric Von Stroheim, que pagou bem caro.
Bu spektrumun diğer ucunda ise başkaldıran başka bir tür sinemacı bulmak mümkün. Barok stili sinemacılarından Josef von Sternberg gibi.
Mas o seu mundo era voluptuoso, sonhador e totalmente artificial, amorosamente elaborado nos estúdios da Paramount.
Ama onun dünyası lüks, rüyaları andıran, inanılmaz yapay bir dünyaydı. Paramount Stüdyoları'nda yaratılmış hoş bir dünya.
Cada filme tornou-se um cerimonial com o realizador a orquestrar os mais complexos e eróticos rituais em torno da sua estrela, Marlene Dietrich.
Hayır ama Paramount'ta harika bir yönetmenle konuştum. - Senaryoyu okudu.
Não, mas já que falaste nisso, falei com um belo e jovem executivo da Paramount que, por acaso, tinha visto o argumento.
- Dinle beni. Paramount'dan bir arkadaşın Clippers maçına bileti varmış.
Um amigo meu tem bilhetes para os Clippers.
Paramount, Hugh Grant ve Rob Lowe'la birlikte oynamanı istiyor.
A Paramount quer-te para uma comédia...
- Paramount'dan senaryo kuryesi.
- Entrega de guião da Paramount.
- Paramount'dan senaryo beklemiyordum.
- Não espero nenhum guião da Paramount.
Paramount onu yapmak için çok mu hevesliydi?
A Paramount estava ansiosa por fazê-lo?
- Paramount Filmcilik işini düzgün yapmalı.
- A Paramount Pictures devia saber o que anda a fazer.
Evet, başlayabiiriz sanırım. Hoş geldiniz Bayan ve baylar, kız ve oğlanlar, Paramount Pictures ´ e Hoş geldiniz.
Bem-vindos, senhoras e senhores, meninos e meninas aos estúdios da Paramount Pictures.
Paramount senaryosunu satın almış.
A Paramount comprou lhe o guião.
- Paramount Filmcilik isini duzgun yapmali.
- A Paramount Pictures devia saber o que anda a fazer.
MGM, Paramount, hepsi para kaybediyor. Lağıma düşmüş durumdalar.
MGM, Paramount, os estúdios estão perdendo dinheiro.
Paramount'da DeMille hakkında söylenenleri duyman lazım.
Devia ouvir o que se passa com o DeMille na Paramount!
O havuza geri atlamadan önce etrafta başka neler olduğuna bir bakardım ben olsam. Dün ABC-Paramount ile çok verimli bir sohbetim oldu. ABC mi?
Antes de pensarmos em fechar, tive uma conversa com o pessoal da ABC Paramount.
Ayrıca Paramount Stüdyolarını Charlie Bluhdorn'dan kurtarmıştır.
E salvou a Paramount Studios para o Charlie Bluhdorn.
Paramount ilgileniyor.
Há coisas de interesse na Paramount.
- Paramount.
Onde? - Na Paramount.
param 46
param yok 109
param var 112
paramı 23
paramı ver 38
param nerede 79
paramı geri ver 31
paramı geri istiyorum 33
paramı istiyorum 62
paramız yok 39
param yok 109
param var 112
paramı 23
paramı ver 38
param nerede 79
paramı geri ver 31
paramı geri istiyorum 33
paramı istiyorum 62
paramız yok 39