Pazartesi translate Portuguese
4,407 parallel translation
Pazartesi günü kurulla konuşup tüm öğretmenlerden özür dilemelisin.
Precisas de falar na assembleia de escola e desculpares-te aos professores.
Bu görüşme biz aradan döndükten sonra devam edecek. İki hafta sonra Pazartesi.
A audiência vai prosseguir assim que voltarmos do recesso, duas semanas após segunda-feira.
Her pazartesi olduğu gibi, 8 : 30'da.
À mesma hora de todas as segundas-feiras, 8h30.
Pazartesi günü gideceğim dedim!
Eu disse que ia na segunda-feira!
Pazartesi gibi giderim.
Eu vou... Na segunda-feira.
Evet, pazartesi günü gideceğim.
Irei na segunda-feira.
Pazartesi günü bakacağız dedim, anlamıyor musun?
Eu disse que vou segunda, está bem?
Şimdi ya da pazartesi günü gitsem de bir şey değişmeyecek.
Nada mudará eu ir hoje ou segunda-feira.
Nasılsa pazartesi yiyeceksin.
Vais comer na segunda-feira de qualquer maneira!
Pazartesi ilk iş, kurulu babama güven oyu vermemesi için toplayacağız.
Na segunda-feira, convocaremos uma reunião para votar a exclusão do meu pai.
Pazartesi mi?
Na segunda-feira?
Pazartesi günü işe dönmem gerek ve hâlâ bir bakıcı bulamadığımıza inanamıyorum.
Não acredito que vou voltar ao trabalho na segunda e ainda não achei uma ama.
Bakalım. Gary Ellard pazartesi, Barry Deaver cumartesi Terry Rodgers ve Paul Hicks ikisi perşembe.
Gary Ellard a uma segunda-feira, Barry Deaver a um sábado,
Pazartesi günü görüşürüz.
Até segunda-feira.
Pazartesi günü belediyeye gidip neler yapabileceğime bir bakarım ama başardın, Cam!
Então, na segunda-feira vou à Câmara ver o que se pode fazer, mas... conseguiste, Cam.
Pazar makarna, pazartesi ise sandviç günü.
Macarrão ao domingo e sandes na segunda.
Bayan Gellman'da hâlâ tüp takılı ama Pazartesi gününe çıkarılmasını istiyorum.
Gellman continua entubada, mas quero que lhe tirem até segunda.
Her ne kadar bölümler bugün sona erse de sizin için bir sürü sürprizimiz olacak o yüzden Facebook sayfamızı "beğen" meye ve wherethebearsare.tv adresini her pazartesi ve perşembe kontrol etmye devam edin.
Os episódios acabam hoje, mas temos ainda muitas surpresas guardadas por isso continuem a fazer "LIKE" na nossa página do Facebook e a passarem por wherethebearsare.tv todas as Segundas e Quintas.
Burayı pazartesi kapatacaklar, Bu yüzden herkesi boşalttık.
Vão encerrar-nos na segunda-feira, tivemos de começar a mudar toda a gente.
Bayan Shandy, eğer dilekçeyle 200 imza toplarsak okul müdürüne götüreceğini ve yemekhanede "Etsiz Pazartesi" yapmayı düşüneceklerini söyledi.
A professora Shandy disse que se tivéssemos 200 assinaturas na petição, ela entrega-a ao director e talvez façam a "Segunda-feira Sem Carne".
Döllemeyi şu tarihte, bir dakika... Pazartesi yapıyoruz.
Vamos realizar a inseminação na... segunda-feira.
Pazartesi sabahı, bu dünyaya saldığım son spermim de gidecek.
Na segunda-feira, o último lote de esperma que eu tenho no resto do mundo desaparecerá para sempre.
Pazartesi sabahı, bankalar açılır açılmaz Woody güvenilir bölümü arar, ticari hesaba 1,7 milyonu aktarır.
Segunda-feira de manhã, assim que o banco abrir, o Woody liga para o banco e transfere 1.7 milhões para a conta comercial.
İhtiyacım olan tek şey onu saklayacak bir yer ve söz veriyorum Pazartesi sabahı bu şey gitmiş olacak.
- Não te vai magoar. Só precisamos de um lugar para a armazenar e na segunda de manhã, prometo, terá desaparecido.
"DOKUZUNCU BÖLÜM Pazartesi Sabahı"
CAPÍTULO NOVE SEGUNDA DE MANHÃ
- Bugün pazartesi, biyoloji dersine.
- Segunda-feira, tenho furo.
Pazartesi gelecek.
Mas devem vir mais na segunda.
( Kilisedeki insanlar çok güvenilir. ) Pazartesi dönerim, baban.
As pessoas da igrejas são de confiança. Volto na segunda feira.
Bilmeyeceğiniz şey, son altı ayda New York şehri borsasına girdiğinde bu şirket pazartesi sabahı beni en büyük ortak yapacak bir konuma geldim.
O que não podem saber, é que nos últimos seis meses alcancei uma posição que me tornará accionista maioritário, quando esta companhia, na segunda de manhã, se tornar cotada na Bolsa de Valores de Nova Iorque.
Sen Cuma gecelerini hatırlıyorsun bense Pazartesi sabahlarını.
Tu lembras-te das noites de Sexta. Eu lembro-me das manhãs de Segunda.
Pazartesi hoşuma gitmiyor.
Eu não sou um tipo de segunda-feira.
Pazartesi hangi saatte, ha?
Então, segunda-feira, quando?
- Pazartesi ilk iş ofisi ara.
Ligue para o meu escritório na segunda de manhã.
Pazartesi günü banka kasasına gittikten sonra oraya da uğradım ama iş işten geçmişti.
Liguei para lá na segunda-feira, depois de ter ido ao cofre.
- Ben de gittim, Pazartesi uğradım.
E eu liguei, liguei para lá na segunda-feira.
Pazartesi günü öğreneceğiz. Ama sonunda işler Lacey'nin istediği gibi gideceğe benziyor.
Saberemos na segunda-feira, mas parece que tudo correrá bem à Lacey.
Pazartesi geldiğimizde, adamım ve ben çok parayla gelmiş olacağız, o zaman gelelim diye bize çok yalvarırsınız.
Na segunda, eu e o meu amigo vamos estar a ganhar tanto, que nos vão estar a implorar para voltar ao vosso espaço da moda.
Pazartesi günü Nicolas lanet Wyatt'a projemizi sunacağız, bu yüzden.
Na 2ª feira apresentamos o produto ao assustador do Nicolas Wyatt, é o que é.
Pekâlâ, Pazartesi İnsan Kaynakları ile görüşürüm.
Muito bem, falo com os Recursos Humanos na segunda.
Pazartesi günü parayı emanete koyduğumuz hesap kapanacak.
A garantia termina segunda-feira. O dinheiro está num fundo.
" 12h gelen 15h için, ayın her Pazartesi 5. Pazartesi Aç
Aberto todas as segundas quintas-feiras do mês, das 12h às 15h.
Pazartesi sabahları acımasız olur açıldığından beri.
As manhãs de domingo estão más desde que abriram o Denny's, em Westlake.
Pazartesi günü yeni bir vardiyeye başlıyorum.
Eu começo uma nova mudança na segunda.
Şey, sırf meraktan, Pazartesi burada olmasam ne olur?
Assim, só por gozo, o que aconteceria se não estiver aqui na segunda-feira?
Adım Katie ve numaram yok. Pazartesi uğrarım.
O meu nome é Katie e não tenho número.
Merhaba, ben Ernie Buffalo'dan arıyorum... Pazartesi, 11 : 47.
Olá, é a Ernie a telefonar de Buffalo... 2ºfeira, 11 : 47 da manhã
- Pazartesi olur mu?
- Que tal segunda-feira?
- Tamam, pazartesi o zaman.
- Está bem. Segunda-feira será.
Anna pazartesi günü, ihtiyaçlarını doğru dürüst karşılayabilecek bir akıl hastanesine kapatılacak.
Na segunda-feira, a Anna será confinada a uma instituição que possa suprir as necessidades dela.
Ve sana az önce pazartesi günü beni bir hastaneye göndereceğini söyledi eminim.
E aposto que ele disse que vou para uma instituição na segunda-feira.
Pazartesi, Chicago
CHICAGO SEGUNDA-FEIRA
pazartesi mi 18
pazartesi görüşürüz 74
pazartesi sabahı 26
pazar 161
pazar günü 59
pazarlık 23
pazar mı 17
pazartesi görüşürüz 74
pazartesi sabahı 26
pazar 161
pazar günü 59
pazarlık 23
pazar mı 17