Pazartesi sabahı translate Portuguese
457 parallel translation
Pazartesi sabahı beni görmek istediğini belirten bir not vardı masamda.
na segunda-feira encontrei com um bilhete seu, dizia que queria me ver.
Pazartesi sabahı ilk trenle geri dönmek zorundayım.
Tenho de me ir embora... no primeiro comboio na segunda de manhã.
Peki, Stüdyo B, Pazartesi sabahı. Güzel.
Sim, estúdio B, na segunda de manhã.
Yani, nakit hesaplarımda eksik var ve banka müfettişleri Pazartesi Sabahı ilk iş burada olacaklar.
A minha caixa não bate certo e os fiscais do banco vão conferi-la segunda, de manhã.
Diyorum ki, Pazartesi sabahı için neşeli görünüyorsun, Bay P.
Você parece muito animado, para uma manhã de segunda-feira, S.r P.
Pazartesi sabahı 10'a kadar ara veriyoruz. Aleyhinizde yapılan suçlamaları doğrulayacak bir tanık getirteceğiz. Bu arada yalancı şahitlik yapmaktan itham edile bilinirsiniz.
O comité retomará øs dez da manhã de segunda-feira, altura em que o comité apresentará uma testemunha que corroborará as acusações que foram feitas aqui hoje, altura em que o Sr. Corleone poderá ser acusado de perjúrio.
Kasaya koyalım, Pazartesi sabahı kendini iyi hissettiğinde...
E se o pusermos no cofre, e depois na segunda-feira quando te sentires bem...?
Pazartesi sabahı bu paranın 3.000 dolarını bankaya yatırmanı istiyorum Beneatha'nın tıp öğrenimi için.
Segunda de manhä quero que você tire 3 mil e abra uma poupança para o curso de medicina de Beneatha.
Calder'a pazartesi sabahına kadar 5 bin dolar bulacağımızı söylerim.
Vou dizer ao Calder que vamos ter 5000 na segunda de manhã.
Ama pazartesi sabahına kadar onu bulamaz. Her zaman olduğu gibi.
Mas não vai encontrá-la até segunda de manhã, como sempre.
Pazartesi sabahı ilk işim bunu takip etmek olacak.
Cuidarei disto segunda-feira pela manhã.
Biraz bencilce görünebilir ama işe yaramazsa, Pazartesi sabahı masamda olmayı istiyorum.
Talvez pareça egoísta, mas se isto não funcionar, gostaria de estar na minha mesa na segunda-feira.
Pazartesi sabahı, tam vaktinde eşyalarımı toplamaya geleceğim. Sonra elveda Rochefort.
Estarei de volta segunda-feira de manhã a tempo de preparar a mala e adeus Rochefort.
31 Mayıs çarşamba akşamı General Eisenhower'a havanın gelecek haftasonu özellikle pazar gecesi ve pazartesi sabahı yani harekâtın en kritik zamanlarında fırtınalı olacağını söylememe rağmen, toplantı yapmaya devam ettik.
Na noite daquela quarta-feira, 31 de Maio, mesmo aí avisei o General Eisenhower que as condições para o fim-de-semana seguinte, principalmente na noite de domingo e na manhã de segunda, as alturas cruciais da Overlord, iam ser tempestuosas, mas continuámos a reunir-nos.
Akşam vakti, hava durumu hakkındaki bu öngörüm gelen diğer raporlar da hesaba katılınca bir hayli kuvvetlendi. Bu fasılanın, pazar gecesi fırtınadan ve pazartesi sabahından sonra, aynı gün geç saatlerde geleceğine General Eisenhower ve diğer komutanları ikna ettim.
À noite, a minha confiança na previsão para este período de acalmia tinha aumentado tanto com os relatórios seguintes que convenci o General Eisenhower e os comandantes que o bom tempo chegaria no fim da segunda-feira depois da tempestade de domingo e da manhã de segunda.
Daha sonra Pazartesi sabahı erkenden bir mezar taşı getireceksiniz.
Depois, segunda-feira, de manhã bem cedo, vai levar-me uma lápide.
Pazartesi sabahına kadar kampüsü terk edin.
Quero-vos fora daqui, segunda de manhã!
Pazartesi sabahı redaksiyona başlarız.
Voltamos à montagem segunda de manhã.
Pazartesi sabahı kaçta gelmem gerek?
A que horas devo vir na segunda-feira?
Pazartesi sabahına kadar buradayım.
Ficarei cá até segunda de manhã.
Bir Pazartesi sabahı, bu adamlar bir topun ağzıyla farenin kıçını ayırt edemezler.
Numa Segunda-feira de manhã não conseguem pegar num gato pelo rabo.
Pazartesi sabahı Herald'da şöyle bir şey istiyorum : "Yüce gönüllü doktorlarımız."
E quero algo no Herald segunda de manhã : "Os nossos notáveis médicos."
Ertesi pazartesi sabahı Altı Gün Savaşı başladı.
Na manhã da Segunda Feira seguinte, começou a Guerra dos 6 Dias.
Sorun şu Komutan Smythe buraya en erken pazartesi sabahı dönecek.
O que interessa é que o Comandante Smythe regressa na segunda feira de manhã
Her pazartesi sabahı trenle Farnham'a geliyordum ve daha sonra istasyondan eve kadar bisiklete biniyordum.
Todas as segundas-feiras de manhã apanhava o comboio para Farnham e fazia o percurso entre a estação e a casa de bicicleta.
Bir şekilde, Bramlette'i Pazartesi sabahına kadar bulmalıyız.
Temos de trazer o Bramlett até segunda-feira de manhã.
Eh, bildiğim bir şey varsa arkadaş, oda Pazartesi sabahı geldiğinde senin mahkeme salonunda olacağın...
- Eu só sei de uma coisa, amigo. Segunda-feira de manhã, vai estar naquele tribunal.
1 4 haftalık Akademi eğitimi ve disiplin. Pazartesi sabahı başlıyor.
Tens 14 semanas de recruta... a começar na segunda-feira.
Pazartesi sabahı başlayabilir.
Começará segunda-feira de manhã.
Pazartesi sabahı dükkanı kapattık ve oraya gittik.
Assim, na Segunda de manhã fechámos a loja e lá fomos.
Saat çok geç olduğu için duruşmaya pazartesi sabahı dokuza kadar ara veriyoruz.
Devido á hora avançada, encerramos e retomamos ás 9 : 00 de segunda-feira.
Senden CAT taramasına girmen için pazartesi sabahı yeniden gelmeni istiyorum.
Gostava que viesse cá segunda de manhã para tirar um TAC.
- Pazartesi sabahı.
- Segunda de manhã.
- Pazartesi sabahı mı?
- Segunda de manhã? !
Pazartesi sabahı fabrikada olmam gerekiyor.
Na segunda-feira já estarei na fábrica.
Yarın gece veya pazartesi sabah.
Desculpe. Ou amanhã à noite ou segunda de manhã.
- Eh işte, bir hayli. Pazartesi günü zehirlenme vakası için Manchester'a gittim. Bu sabah Holloway'de bir kreşteydim.
Um envenenador em Manchester, segunda-feira, e uma ama, em Holloway, esta manhã.
Birleşik Devletler ordusu için alınacak at ve katırlar, Hedley Kalesi'nin arka kapısına yakın ordu ağıllarında Pazartesi'den Cumaya hergün sabah saat 8'de alınmaya başlayacaktır.
Compra de cavalos e mulas para o exército dos Estados Unidos No Fort Hardley Segundas e sextas. Todos os animais devem estar saudáveis.
Bu sabah takvime baktım, ve ilk pazartesi bugün.
Eu vi o calendário esta manhã e segunda-feira é hoje.
Pazartesi sabah toplantısının ortasında...
A meio da conferência de segunda-feira, comecei a...
Pazartesi, sabah 07.00
Segunda, 07 : 00.
Pazartesi sabahını tahmin et.
Segunda de manhã por exemplo.
Pazartesi sabah Kuzey Carolina'da olmalıyım.
Preciso dse estar na Carolina nessa altura.
Okul kapandıktan sonraki ilk pazartesi... sabah saat 5'te benim evime geleceksiniz.
Vão ter comigo às 5 da manhã do primeiro dia de férias.
Saat Pazartesi sabahı erken ve ben acı çekiyorum.
É segunda-feira de manhã e estou cheia de dores.
Pazartesi sabah saat onda.
Segunda de manhã ás 10 : 00.
Pazartesi sabah onda görüşürüz.
Até segunda, ás 10 : 00.
Pazartesi sabah görüşürüz.
Eu os vejo na segunda pela manhã.
Pazartesi sabah.
Segunda-feira.
Pazartesi sabah saat 9'da hazır olacaksın.
Comparece às nove horas na Segunda-feira de manhã.
Pazartesi sabah 11'de. Hope Street Plaza'ya git ve telefon bekle.
Segunda, às 11 da manhã, vá à Hope Street Plaza e aguarde que toque um telefone.
sabahın 4 22
sabahın 3 17
sabahın 5 20
sabahın 2 27
pazar 161
pazartesi 216
pazar günü 59
pazarlık 23
pazartesi mi 18
pazartesi görüşürüz 74
sabahın 3 17
sabahın 5 20
sabahın 2 27
pazar 161
pazartesi 216
pazar günü 59
pazarlık 23
pazartesi mi 18
pazartesi görüşürüz 74