Pino translate Portuguese
468 parallel translation
Şimdi arkadaşlar yatakta sırtınızı duvara dayayarak durun. Bu...
E agora amigos, façam o pino de ombro contra a parede.
Eğer gerekirse buradan Salt Lake'e kadar ellerimin üstünde yürüyebilirim.
Podia caminhar daqui a Saint Lake fazendo o pino.
Gerekirse parendeler atarım.
Eu faria o pino, querida.
Kafa üstü durmandan daha iyi. Perdeyi ters çevirelim.
Em vez de fazerem o pino, vamos virar isto.
Komik yüzler yapabilirim... Başımın üstüne oturup bacaklarımın arasından sırıtabilirim... Bu türden şakaları sıralayabilirim.
Eu faria caretas... faria o pino e rir-me-ia para si com a cabeça no meio das pernas... e dir-lhe-ia todo o tipo de piadas.
Bu haftada ellerinin üzerinde yürüyeceksin.
Daqui a uma semana já estarás a fazer o pino.
Güneş öğlen tepeye yükseldiğinde, Mısır'ın karardığını göreceksin.
Verás cair escuridão sobre o Egipto à hora em que o sol está a pino.
Görüyorsunuz, gerçek olsaydı, ve ben pimini çekecek olsaydım, bir keç dakikada paramparça olmuştum.
Vejam, se fosse verdadeira, e eu puxasse o pino, explodiria em pedaços em poucos minutos.
Bunda bulunan pimi çektiğimde, "I'm All Shook up" ( Sarsıldım ) adlı parçanın tatlı ezgisini duyarım.
Mas quando eu puxar o pino desta, ouviremos os doces acordes de "I am all shook up".
İğneyi çok geriye ittim.
Empurrei o pino mais para trás. "
İşte kapı tokmağının dili.
"Lá está o pino da maçaneta."
İğneyi tahtanın kenarına sapla.
Fure o pino em torno do suporte.
Geçen sene ellerimin üzerinde de... ayaklarımın üzerindeki gibi rahattım.
No Verão passado, andava tão bem a fazer o pino como de pé.
Duvarda yürümeyi biliyor mu?
- O Thomas sabe fazer o pino?
Sekreterliği ya da amuda kalkıp borazan çalmayı öğrenmem hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Não importa se aprendo estenografia ou se faço o pino.
Tamam, çiviyi geçir.
Mete o pino. Isso mesmo.
Bunun için amuda kalkmamız gerekse bunu gülümseyerek yapacağız!
Se tivermos de fazer o pino para o conseguirmos, fá-Io-emos a sorrir!
- Bu iğneyi patlayıcıya yerleştiriyorum.
- Vou inserir o pino no detonador.
- Pino, şimdi ne görüyorsun?
- Hora do almoço. - Peppino, o que vês agora?
Paletler birbirine birer pin yardımıyla bağlıydı. Çok fazla hareketli parça vardı. Arazi tozluydu.
Cada lagarta está ligada à seguinte por um pino, partes móveis, e no deserto, muitas vezes, só havia terra arenosa e dura.
Sakın pimi çıkarma.
Não tire o pino. O ar aqui já está carregado.
- İyi oyundur bu Bill.
- Estão a jogar ao Pino?
Acele et! Yapamam.
Desça e puxe o pino.
Çıkıntı bir cıvataya takılmıştı.
Estava enroscado em um pino.
O anda günes tam tepe noktasindaydi.
Nesse momento, o Sol estava então a pino.
Deliğe 170 metre, yokuş aşağı, uzun çim.
Bem, faltam 170 m para o pino, estamos a descer, o green é a subir.
Kıllı bir el seni alıp ahşap dirseğin üzerine koyar ve sen daha tam uyanmamışsındır bile.
Uma mão peluda pega em ti e põe-te num pino de madeira e tu que ainda nem estás bem acordada.
Ellerinizin üzerinde!
Faça o pino!
Dişli pimini istiyorum.
Quero o pino do trem.
Danny, mekanizma açık.
Danny, o pino está aberto.
Eğer doğru yapmak istiyorsan, şuraya gel paraşütü topla, çelik halat bağla, fazla yükü at ve yere paralel kal, anlaşıldı mı?
Tem de ir até ali, vir por aqui, dobrar-se e fazer o pino e um alinhamento, mas sempre a olhar para o horizonte.
O süreyi baş aşağı durarak bile geçirebilirim.
Podia aguentar-me mais nove meses a fazer o pino.
Ama siz de o anda iki elinizin üzerindesiniz.
Mas vocês estão, por acaso, a fazer o pino.
Makas iğnesi gitmiş.
O pino de corte foi-se.
Onu yerine koy.
Recoloca o pino.
Sok o pimi yerine.
Recoloca o pino.
Ben de şu amuda kalkma numarasını yapabilirim.
Consigo fazer aquilo, o pino com as mãos.
Güneş başımıza vurduğunda çok uzağa gidemeyiz.
E não vamos longe quando o sol estiver a pino.
Gördün mü baba? Bunu anlatıyorum işte. Ne zaman Pino'ya bir şey yapmasını söylesen, istediğin şeyi benim yapmamı söylüyor.
Toda vez que manda Pino fazer algo... ele me manda fazer o que você pediu.
Bak Pino, bu itibarlı bir iş, yanlış bir tarafı yok.
Este lugar é de respeito. Não há nada errado com ele.
Sakin olsana Pino.
Mas atrasado. Calma, Pino.
Pino, Mookie, Vito, Sal.
- Pino, Mookie, Vito, Sal.
Vito, biliyorum, Pino senin ağabeyin filan ama, onu benzetmen lazım.
Como vai? Vito, Pino é seu irmão e tudo... mas devia dar uma lição nele.
Canını sıkıyor mu?
Ela te enche assim como o Pino?
Pino, ben de buradaki herkes kadar çalışıyorum, tamam mı?
Pino, dou duro como todos aqui.
Doğru söylüyor Pino.
Você sabe que é verdade, Pino.
Pino, telefonda konuşuyorum.
- Pino, estou no telefone.
Evet, Pino g... tün teki.
Ë, o Pino é um imbecil.
Harekete devam et, ayaklarına uzan. Tamam mı? Bir şeyler yap.
Faça o pino, qualquer coisa, a única coisa, faça o que fizer, não adormeça.
Pino, bir süpürge kap da dükkanın önünü süpür.
Pino, pegue uma vassoura e varra aqui.
Pino'ya söyle!
- Mande o Pino!