Platon translate Portuguese
38 parallel translation
Bu anlayışın en büyük savunucusu Pisagor'un takipçisi Platon oldu.
Esta tendência encontrou o seu mais fiel advogado, num dos seguidores de Pitágoras, chamado Platão.
Platon gözlem ve deneye karşıydı.
Platão manifestava hostilidade para com a observação e a experimentação.
Platon'un takipçilerinin bilim ve deney kavramlarını kabullenişi Democritus ve İyonyalılarla oldu.
Os seguidores de Platão, sucederam-se em extinguir a luz, da ciência e experimentação, que tinha sido acendida por Demócrito e os outros Jónios.
Platon'nun beş duyu ile algıladığımız dünyadan rahatsızlığı,... batı filozofisinin hakimiyetinden kaynaklanıyordu.
O constrangimento de Platão para com o mundo revelado pelos nossos sentidos, dominou e asfixiou a filosofia Ocidental.
1600'lerin sonundaki gibi Johannes Kepler, evrenin yapısını Pisagor kanunları ve... Platon mükemmeliyetçiliğiyle açıklamakta zorlanıyordu.
Até mesmo em 1600, Johannes Kepler, continuava a esforçar-se por interpretar, a estrutura do Cosmos em termos, de sólidos Pitagóricos e perfeição Platónica.
Pisagor ve Platon'un öğretilerini çağının gerisinde bırakan neydi?
Que apelo tinham os ensinamentos de Pitágoras e de Platão, para os seus contemporâneos?
Platon ve Aristo döneminde Atina büyük bir köle nüfüsuna sahipti.
Atenas, no tempo de Platão e Aristóteles, tinha uma vasta população de escravos.
Platon ve Aristo köle toplumunda konumlarını koruyordu.
Platão e Aristótles sentiam-se bem numa sociedade esclavagista.
Platon için her gün Yarım kasa viski içerdi diyorlar
Platão, segundo dizem, conseguia mamar meia caixa de whiskey todos os dias
Platon kalede. Sokrat ön sahada. Aristo da geri defansta.
Platão na baliza, Sócrates no ataque, e Aristóteles como líbero.
- Bunu doğru anladın, Platon.
Acertaste, Plato.
Örneğin Platon ya da Nietzsche ile ortalama insan arasındaki uçurum şempanze ile ortalama insan arasındaki uçurumdan daha büyüktür.
Actualmente, o fosso existente entre, digamos, Platão ou Nietzche e um humano médio... é maior que o existente entre aquele chimpanzé e o humano comum.
Size Platon'dan bahsetmek istiyorum.
Gostaria de falar sobre Platão.
Socrates çirkindi, Platon şişkoydu ve Aristotales kadın elbiseleri giyerdi.
Sócrates era feio, Platão era gordo e Aristóteles, fresco pra se vestir.
Hegel, Platone, Einstein ve Coca Cola?
Hegel, Platon, Einstein e a Coca Cola?
Platon okur, espresso içersin. Dilediğin kadar peynir yersin.
Assim ficas a ler Platão, beber o teu cafezinho, e comes todo o queijo que quiseres.
Platon mağara simgesini şöyle anlatır.
Platão escreveu a alegoria da caverna.
Platon ne demiş, büyük kozmik girdap.
O Platão chamava a isto "o grande remoinho cósmico".
"Yalnız ölüler savaşın sonunu görebilir." Platon
Só os mortos viram o fim da guerra. Platão.
Ona Platon deriz. Akademi onun hayatıdır.
Uma coisa séria : aqui chamamos-lhe Platão, porque vive na Academia.
İçinde Aristo, Platon ve Pilinius'un eserlerinden alıntılar vardır.
Contém trechos das obras de Aristóteles, de Plutarco e de Plínio.
Lisa'yla ilişkimiz sadece platon...
A nossa relação é estritamente platóni...
Sokrates ve Platon'dan bu yana genellikle düşünmeye "Benlikle olan sessiz diyaloğa kendini kaptırmak" diyoruz.
Desde Sócrates e Platão que, normalmente, chamamos pensamento a estar envolvido num diálogo silencioso consigo mesmo.
Platon'a göre evren, ruhlar tarafından eşit parçalara bölünmüştür ve her bir ruha bir yıldız atanmıştır.
Plato diz, que o universo é uma única alma divídida em partes iguais, cada uma ligada a uma estrela.
"Platon'un Mağarası" ndaki gibi mi?
Como na "República de Platão"?
Platon'un bildiği bir şey vardı.
Platão tramava alguma coisa.
Sizi bir çeşit... Platon'cu yapıyor.
Deixa-te de alguma maneira...
Sonra Platon'un haklı olduğunu anladılar.
Perceberam que... Platão tinha razão.
Platon dedi.
O que disse Platão?
Platon'un Gizemleri.
"Os Mistérios de Platão".
Platon Karatayev.
Platon Karataev.
Bu sabah size anlatacağım hikaye Platon'un Mağarası.
Esta manhã, vou contar-vos a história da Caverna de Platão.
Platon sizden bir mağara hayal etmenizi istiyor içinde insanların doğduğu zincirlendiği, böylece sadece tek bir yönü önlerindeki duvarı görebildikleri.
Platão pede-vos que imaginem esta caverna onde pessoas nascem, acorrentadas, para que possam apenas ver numa direcção... A da parede à frente delas.
Sonra, Platon soruyor...
Então, Platão pergunta,
Aristoteles Platon'un öğrencisiydi ve Aristoteles karakterin gönüllülüğüne inanıyordu.
Então... Aristóteles era aluno de Platão, e Aristóteles acredita que o teu carácter é voluntário...
Platon.
Platão!
- Bunu Platon mu söylemiş?
- O Platão disse isso?
Şimdi, Platon diyor ki...
Agora, Platão diz,