Rüzgârda translate Portuguese
99 parallel translation
Gözüme rüzgârda bir şey kaçtı.
O vento atirou-me qualquer coisa nos olhos.
Muazzam bir rüzgâr dağları yırttı. Rabbinin huzurunda kayaları un ufak etti. Ama Tanrı o rüzgârda değildi.
"... e um forte vento rasgou as montanhas e dilacerou em pedaços... as rochas ante o Senhor, mas o Senhor não estava no vento. "
İnce yağmurluğu rüzgârda açıldı.
Na sua fina gabardina revirada pelo vento.
Kaptan, bu rüzgârda bir yelken daha açamayız.
Capitão, não podemos largar mais velas com este vento.
Rüzgârda karlar uçuşuyor.
Há neve, e... vento.
Rüzgârda ve karda, sihirli şelalenin ötesinden cinli ormanlardan, ta ki hedefine ulaşana dek.
Através de vento e de neve, para além da cascata encantada, através das clareiras misteriosas, até chegar ao seu destino.
Rüzgârda ve karda, sihirli şelalenin ötesinden cinli ormanlardan, ta ki hedefine ulaşana dek.
Através de vento e de neve, para lá da cascata encantada, através das clareiras misteriosas, até chegar ao seu destino.
Ay ışığında o solgun alnına, kapalı gözlerine rüzgârda uçuşan tutam tutam saçlarına bakıp kendi kendime şöyle dedim :
À luz da lua, eu olhava a fronte pálida, os olhos fechados, as mechas de cabelo que tremiam ao vento, e pensava :
"Efendiye bakın! Sanki rüzgârda bir su kabağı!"
Este senhor parece uma cabaça.
"Efendiye bakın, sanki rüzgârda bir su kabağı!"
Este senhor parece uma cabaça.
Saçlarının rüzgârda savruluşunu izlemek çok hoşuma gidiyor.
Adoro ver a brisa agitar-te o cabelo.
İstersen yere yatır da rüzgârda uçmasın.
Tenta deitá-lo no chão. Se não o vento vai levá-lo.
Ama bu rüzgârda sesimi işitemezler.
Eles não vão conseguir ouvir-me com este vento.
Bir akağaç diktiğimde köklenişini izliyorum büyüyor, rüzgârda sallanıyor ve ben müthiş gurur duyuyorum.
Observo como cria raízes, cresce, balança ao vento... Planto uma bétula. E me sinto tão orgulhoso...
Bazen bir dal gibi, bazen rüzgâr gibi. Onu rüzgârda esen kokusundan buluyorum.
Ela anda com o jardim do paraíso, abaixo dos seus pés, ás vezes pelos ramos, ás vezes entre as folhas.
İkimizin beraber, orada sikimizi rüzgârda sallamamıza ne dersin.
Nós estamos desprotegidos com nossos pênis expostos.
Bir de öne arkaya doğru sallandık mıydı, rüzgârda dalgalanan bayrak gibi oluruz.
Agora, agora se nos movermos para a esquerda e direita... dá a sensação que a bandeira está a ondular.
Yakılacağım ve küllerim rüzgârda serpiştirilecek.
pó ao vento, sabes.
Rüzgârda yürüdü mü sanki pelerin sahibi bir balerin gibi oluyordu.
Quando o vento soprava, ela parecia uma bailarina com uma capa comprida.
Ve sorumuzun cevabı arkadaşım, rüzgârda savruluyor.
"E a resposta, minha amiga... "... é soprar no vento. "
Sadece rüzgârda sallanan bir dalın sesiymiş.
Era só o ramo de uma árvore a ranger com o vento.
Biliyorsun, annesiz bir çocuk rüzgârda bozulmuş şemsiye gibidir.
Sabes, uma criança sem mãe é como um guarda-chuva partido ao vento.
Esen rüzgârda onu hissedebilir miyim?
Este vento transportou as suas vontades com ele.
Onu esen rüzgârda görebilir miyim?
Posso o sentir.
Küçük bir rüzgârda kırılacaktım. Evet, çok küçüktüm. Ve sonra büyüdüm.
Eu era muito pequeno... até que cresci!
Bir şahin tek başına uçuyor rüzgârda süzülerek
Um falcão voa sozinho elevando-se no vento.
Sakin bir rüzgârda süzülerek bir şahin tek başına uçuyor
Voando no silencioso vento um falcão voa sozinho.
Sakin bir rüzgârda süzülüyor dur durak bilmeden
Voando no silencioso vento nunca pode ele descansar
Senin rüzgârda savruluşunu seyredeceğim ta ki açığa çıkıp seni lime lime etmelerine kadar.
Te jogarei no vendo, até que descubram e te destruam, pedaço por pedaço.
Tavukların karmakarışık bağırsaklarında ya da rüzgârda uçuşan bir kedi tüyünde kehanetler okuyordu.
Ele lia augúrios nos intestinos das galinhas ou num pedaço de pêlo de gato levado pelo vento.
Yükselir ve alçalır. Rüzgârda dalgalanan bir buğday tarlası gibi.
vagas, erguem-se, caiem, como ondas num campo de trigo, sopradas pelo vento.
Bu rüzgârda savrulup gitmediğine emin olayım.
Para ter a certeza que não levada pelo vento.
Yardang olarak bilinen bu gizemli dev tepeler rüzgârda uçuşan kumlar tarafından oluşturulmuştur. Rüzgâr çöldeki gezginler için başka sorunlar da yaratıyordu.
Misteriosas estruturas gigantes, conhecidas como Yardangs, são esculpidas por areias que voam O vento traz outros perigos para os viajantes nesses desertos.
Dedektif Tyler, cevabım "esip giden rüzgârda."
- A resposta, detective Tyler está a ser levada pelo vento.
Hayalperestler rüzgârda savrulur mu?
Os sonhadores serão esmagados?
"Şimdi gitmeni ve..." "... rüzgârda savrulan tüm tüyleri toplamanı istiyorum! " demiş.
"Agora eu que que voltes e reúnas todas as penas que voaram com o vento!"
Rüzgârda bu kadar özel olan ne?
O que tem de especial o vento?
Tıpkı Tal Afar gibi her şey tekrar oluyor. Ahmaklar rüzgârda kanat çırpıyor.
O clima é semelhante a Tel Afar, uma boa porcaria.
Dur tahmin edeyim ; çıplaktın kedi hayalarının rüzgârda salındığını görünce de kediliğini yapıp saldırdı.
Deixa-me adivinhar, estavas nu, o gato vê os teus tomates a balançar na brisa, e como é um gato, atacou.
Bu dünyada kulaklarının rüzgârda sallanmasından daha iyi bir his var mı? İn arabadan.
Há melhor sensação no mundo do que termos as orelhas a abanarem com o vento?
Evet doğru. Rüzgârda dört yastıktı, arkadaşım.
Fomos quatro almofadas ao vento, meu amigo.
# Kalbim pır pır atıyor, başım dönüyor, saçlarım rüzgârda uçuşuyor #
Cabelo esvoaçando, coração acelerando Pulsando e vacilando
Tüm gün yağmurda, rüzgârda durduktan sonra mı?
Depois de ter estado lá fora o dia todo à chuva e ao vento?
- Rüzgârda savruluyor ama.
- No vento.
* Rüzgârda sürüklenen *
Drifting through the wind
Sizi rüzgârda tek başınıza aptalca gülümseyerek bırakıverir.
E deixa-nos com um sorriso cretino no meio do vento.
Süren rüzgârda
Ano após ano em todo o país
Süren rüzgârda
Ele não tornou vaga
Süren rüzgârda
Suportando o vento e a geada e o trabalho duro.
Saçlarım rüzgârda dalgalanıyor müziğin sesiyle tepeler hayat buldu misali iyi değilim ama...
Não estou a andar por aí, com os cabelos ao vento,
Rüzgârda işemek gibi bir şey bu.
É inútil.