Sarı alarm translate Portuguese
125 parallel translation
Sarı alarmın bir parçası.
Alerta Amarelo.
Sarı Alarm sinyali verdim.
Dei o Alerta Amarelo.
Peki Kaptan, o zaman neden o anda gemide yapılan bilgisayar kayıtları, yakıtı boşaltırken Kırmızı değil de Sarı Alarm olduğunu gösteriyor.
Então, porque é que o diário do computador, feito na altura, indica que estava ainda em Alerta Amarelo, quando alijou o casulo?
Kaptan Kirk şu anda Sarı Alarm sinyali veriyor.
O Capitão Kirk está agora a assinalar um Alerta Amarelo.
Durum sinyali ise Sarı Alarm gösteriyor.
O sinal é o Alerta Amarelo.
Kırmızı Alarm değil, sadece Sarı Alarm.
Não Alerta Vermelho, mas apenas Alerta Amarelo.
Görevli tüm personel Sarı Alarm'a geçsin.
Estou a caminho. Todo o pessoal em alerta amarelo.
Tüm birimler, Sarı Alarm.
Alarme Amarelo.
Görevli tüm personel Sarı Alarm'a geçsin.
Pessoal de serviço em Alerta Amarelo.
Sarı Alarm.
Alerta Amarelo.
Sarı alarm.
Alerta amarelo.
Teğmen Uhura, gemide Sarı Alarm uygulansın.
Tenente Uhura, ponha a nave em alerta amarelo.
Sarı Alarm.
Alerta amarelo.
Tüm istasyonlar Sarı Alarm durumuna uyulduğunu bildiriyor efendim.
Todos os postos reportam alerta amarelo, senhor.
Tüm sistemler, Sarı Alarm.
Todos os sistemas em alerta amarelo.
Kartal 6, 9 ve 10. Sarı alarm, şu anda etkin.
Águias 6, 9 e 10, a condição amarela está em vigor.
Tekrarlıyorum, sarı alarm!
Repito, alerta amarelo.
- Sarı Alarm!
- Alerta amarelo.
Sarı alarm!
Alerta Amarelo.
Rıhtıma bağlı gemide sarı alarm mı verilir?
Como é que há um alerta na doca?
Alarm. Sarı alarm. Tüm istasyonlar, sarı alarm.
Alerta Amarelo, todas as estações.
Sarı alarm. Tüm sistemler hazır ve otomatikte.
- Todos os automatismos a postos.
Sarı alarm!
Alarme amarelo!
Sarı alarm.
Alerta amarelo
Sarı alarm durumuna geçin.
Ir para alerta amarelo.
Sarı Alarm'a geçin.
- Alerta amarelo.
Durumunda ani bir değişiklik olursa, gemiyi sarı alarm konumuna geçirin.
Se acontecer alguma alteração súbita, inicie o alerta amarelo.
Şimdiye düzelmiş olmalılar. Sarı alarm.
Temos de depreender que sabem o mesmo que nós.
- Sarı Alarm.
Tragam toda a segurança disponível.
Binbaşı, 26 saat Sarı Alarm durumunda kalalım. Herşeyin normale döndüğünden emin olalım.
Major, mantenha-nos em alerta amarelo durante 26 horas, até vermos que está tudo de volta ao normal.
Sarı alarmı durdurun.
Desactivar alerta amarelo.
- Elçilik kısmında sarı alarm!
Alerta Amarelo na ala dos Embaixadores.
Sarı Alarm. Şimdi ne?
As paredes estão a emitir severas quantidades de interferência electromagnética.
Şu sarı alarm işi- - Tam başladığım anda... Üzgünüm.
Nunca sabemos quando vamos bater contra o vidro.
Peki ya Sarı Alarm nasıl olur?
- Que tal alerta amarelo?
Aslında yanlış alarm olduğu ortaya çıktı. Dün gece beni arayıp... dışarıda biri olduğunu söyledi...
Acabou por ser um falso alarme, mas ela ligou-me ontem à noite... e disse que andava alguém aqui a rondar...
Sarı alarm.
Condição amarela.
- Çünkü o sırada Mr.Hamilton, dışarıda, yukarıdaki yolda sürüşteydi... O önce silah sesini, sonra alarmı duymuş
Porque o Sr. Hamilton, que vinha a chegar no carro dele, ouviu os tiros e o alarme.
Onlar o kendi başının dışarı alarm sistemi icat söylüyorlar.
Uma combinação a base de pilhas, algo elétrico.
Alarmı duyduğunuzda... birkaç dakika dışarı çıkabilir misiniz? Binayı boşaltmalıyız da.
Quando ouvirem o alarme, saiam por uns minutos porque vamos evacuar o hotel.
- Sarı alarm!
- Alerta Amarelo!
Bir uçak sesi duyar ya da görürseniz telefona sarılın ve "alarm" diye bağırın.
Se ouvires ou vires um avião, pegas no telefone e gritas : "Alerta, Exército."
Sarı alarm!
Alerta amarelo.
Yanlış alarm verildi ve Müfettiş ve Bay Waverly çocuğun yanından ayrılarak, onu korumasız bırakıp dışarı çıktılar. Öyle mi?
Foi dado o alarme falso e o Inspector e o Waverly saíram irreflectidamente, deixando a criança indefesa.
- Sarı alarm.
- Alerta amarelo.
Dışarı çıktım ve arabasını tekmeledim. Başladı alarmı ötmeye.
Vou lá e dou uns pontapés no carro dele até disparar o alarme.
Sarı Alarm mı?
Alerta amarelo?
Güvenlik alarmı Sarıya geçin.
Passe a Alerta de Segurança Amarelo.
Dışarı çıkalım, kapıyı kapatalım ve alarmı devreye sokalım.
Nós saímos, fechamos a porta e voltamos a ligar o alarme.
Alarmı çalıştırırlar. Polisler gelmeden dışarı çıkmam gerek.
Eles ligam os alarmes e eu tenho de fugir antes da polícia chegar.
Parayı torbaya koy. Torbayı tekrar sifona yerleştir. Dışarı çık ve en yakındaki yangın alarmını çalıştır ve sonra hemen binadan çık.
Coloque o dinheiro nesse saco... volte a colocar o saco no depósito... saia, e accione o alarme de incêndio mais próximo... de seguida saia imediatamente.