Saygıdeğer translate Portuguese
1,595 parallel translation
" Omicron Persei 8'in saygıdeğer hükümdarları.
" Estimados Imperadores de Omicron Persei 8.
Sanıyorum saygıdeğer başkan da, senin her şeyin içine etmeyeceğinden emin olmak istedi.
Suponho que ele quer ter a certeza que vocês não estragam tudo.
En saygıdeğer temsilcilerinden oluşan bir takım gönderiyorlar.
Vao enviar a mais respeitada equipa de representantes deles.
Askeri mahkemeyi başlatıyorum. Mahkemeyi saygıdeğer seksi Zapp Brannigan yönetiyor.
Declaro aberta a sessão, dirigida pelo justo e sensual Zapp Brannigan.
Bana olan güveninizi boşa çıkarmayacağım. Yüce bir amacım var, saygıdeğer atalarım.
grandes ancestrais.
Ülkeler arasındaki saygıdeğer konumunu.
A sua posição sagrada entre as nações.
Bir zamanlar saygıdeğer insanlardık.
Nós fomos outrora um povo nobre. Tínhamos um bom "Sietch".
Majesteleri, Saygıdeğer Anne Mohiam'ın durumunu iletmek isterim.
Majestade, existe o assunto da Reverenda Mãe Mohiam.
Saygıdeğer Anne.
Reverenda Mãe.
Bana itimatı yok, Saygıdeğer Anne.
Ele não confia em mim, Reverenda Mãe.
Peki başka ne ummuştun Saygıdeğer Anne...
E que mais esperava, Reverenda Mãe?
Saygıdeğer Anne.
Reverendas Mães.
Arrakis'e ilk gelmemizden hemen önce... Babanla tanışması için bir Saygıdeğer Anne getirmiştim.
Mesmo antes de virmos para Arrakis, pela primeira vez trouxe uma Reverenda Mãe para conhecer o teu Pai.
Saygıdeğer Anne, Paul'u sınamak için bir sinirsel indüksiyon kutusu kullanmış.
A Reverenda Mãe trouxe um novo gás nervoso. Testou-o no Paul.
Fakat, Saygıdeğer Anne- -
Mas Reverenda Mãe...
Bu ne demektir biliyor musunuz, Saygıdeğer Anne.
Sabe o que isso significaria, Reverenda Mãe?
Bunların hepsi bağnaz, Saygıdeğer Anne.
Eles são puritanos, Reverenda Mãe.
Muad'dib'in saygıdeğer kızını... oğlumuz, Corrino Veliahtı Prens Farad'n takdimiyle... onurlandırmak için buradayız.
Estamos aqui para honrar a sua estimada filha com a oferenda de nosso filho, Príncipe Farad'n. Herdeiro do trono da Casa Corrino.
Sal Maggio toplumun saygıdeğer bir üyesiydi.
Sal Maggio homem respeitado na comunidade.
Evet, korkulan ve saygıdeğer.
Bem... temido e respeitado.
Bir zamanlar saygıdeğer insanlardık.
Fomos outrora um povo nobre.
Majesteleri, Saygıdeğer Anne Mohiam'ın durumunu iletmek isterim.
Majestade, tem o assunto da Reverenda Mãe Mohiam.
Bana itimatı yok, Saygıdeğer Anne.
Ele não me confidenciou, Reverenda Mãe.
Peki başka ne ummuştun saygıdeğer anne... Düşünerekmi?
E o que mais esperava, Reverenda Mãe... considerando?
Saygıdeğer anne.
Reverenda Mãe.
Arrakis'e ilk gelmemizden hemen önce... Babanla tanışması için bir Saygıdeğer Anne getirmiştim.
Mesmo antes de virmos para Arrakis pela primeira vez... eu trouxe uma Reverenda Mãe para encontrar com seu pai.
Saygıdeğer Anne, Paul'u sınamak için bir sinirsel indüksiyon kutusu kullanmış.
A Reverenda Mãe trouxe uma caixa de energia indutiva, para testar em Paul.
Fakat, Saygıdeğer Anne- -
Mas, Reverenda Mãe...
Bu nedemektir biliyormusunuz, Saygıdeğer Anne.
Você sabe que é o único meio, Reverenda Mãe.
Muad'din'in Saygıdeğer kızını... oğlumuz, Corrino Veliahtı Prens Farad'n takdimiyle... onurlandırmak için burdayız.
Estamos aqui para honrar a estimada filha dele com a dádiva... de nosso filho, Princípe Farad'n... herdeiro do trono da Casa Corrino.
Jürinin saygıdeğer üyeleri...
Senhoras e senhores do júri...
Lordlar, ilk gündem maddemiz diplomatik bir görev için gittiği Çin'den yeni dönen saygıdeğer dostumuz Lord Rathbone'un sunacağı rapordur.
Em primeiro lugar na ordem do dia, ilustres Lordes, está um relatório do nosso estimado amigo, o Lord Rathbone, que regressou recentemente de uma missão diplomática à China.
Yıllar önce babanızın evinde tanıdığım o saygıdeğer leydisiniz. Size olan hayranlığım ve saygım o gün olduğu gibi bugün de devam ediyor efendim.
Mas penso que a respeitosa senhorita que conheci há uns anos... na casa do seu pai tem ainda, arrisco, uma adequada e admirável reverência pelo seu Rei.
Dün cemiyetimde saygıdeğer bir adamdım.
Ontem eu era um homem respeitado na minha comunidade.
Ülkeler arasındaki saygıdeğer konumunu.
A sua posição sacra no meio das nações.
Diğer yandan, Başbakan'la iğrenç ilişkisi bu hafta herkesi şok eden saygıdeğer Agatha Runcible, gözlerinden yaşlar dökülerek pişmanlığını şu sözlerle anlattı : "Hayatım mahvolmuş, sahte, anlamsız, sahte ve beş para etmez."
Entretanto, as lágrimas corriam-lhe pela cara abaixo, à Ilustre Agatha Runcible, cuja ligação repulsiva com o Primeiro-ministro chocou a nação, esta semana, lamentando e cito "a vida arruinada, irresponsável, insípida, irresponsável e inútil".
Saygıdeğer Saraswati, yıllardır Lata, Asha ve Usha sana müzikleriyle hizmet ediyor.
Saraswatiji, Lata, Asha e Usha serviram-nos com a sua musica durante anos
Herşey planlandığı şekilde gidiyor. Saygıdeğer Kont Dooku
Foi tudo preparado tal como pediu ilustríssimo Conde Dooku!
Saygıdeğer kralımız Khan, ona bu iyiliği yaparsan istediğin ödülü vereceğine söz verdi.
O nosso venerado Lord Khan prometeu que se lhe fizer este favor pode dizer o que quer para recompensa.
" Saygıdeğer Kral,
"Excelência,"
Çok saygıdeğer bir konuğunuz olduğunu duydum.
Ouvi dizer que teve um convidado estimado.
Ron saygıdeğer bir ulusal muhabir.
O Ron é um reputado correspondente de assuntos internos.
Marie'nin hep gayeleri vardı, saygıdeğer gayeler.
A Marie andava sempre envolvida em causas respeitáveis.
Sen saygıdeğer bir düşmansın.
És um adversário valoroso.
Göçmenleri imanlarını kaybettiğini söyleyen fiyakalı ve saygıdeğer bilgili beyler.
Homens do clero, homens eruditos e respeitáveis, disseram que os migrantes tinham perdido a fé.
Saygıdeğer James Michael Curley Boston halkına hapisteyken hizmet etmişti.
O honorável James Michael Curley serve à boa gente de Boston enquanto estava encarcerado.
Babam, kazansan da kaybetsen de hayat dersleri öğrenildiğini söyler bu yüzden umarım saygı değer aday dostlarım bana katılır...
O meu pai diz que se aprende quer se ganhe ou perca, por isso, espero que os meus colegas trabalhem a meu lado...
Saygıdeğer Anne.
Reverenda Mãe!
Saygıdeğer Anne.
Reverenda Mãe?
Saygıya değer bir şeylerin olduğunu bilmeni istiyorum.
Algo que... é digno de respeito.
Eğer bana söylediğin kadar değer veriyorsan... lütfen duygularıma saygı göster ve artık hayatlarımıza devam edelim..
- Se gosta mesmo de mim por favor respeite meus sentimentos e me deixe continuar com minha vida.