English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Saygısızlık etmek istemem

Saygısızlık etmek istemem translate Portuguese

747 parallel translation
Ben bir ölünün arkasından saygısızlık etmek istemem ama... Nanny çok içten pazarlıklı bir kızdı.
Evidentemente não quero desrespeitá-la agora que está morta... mas aquela Nanny era absolutamente uma rapariga determinada.
Fransa bayrağına saygısızlık etmek istemem.
Não pretendi desrespeitar a bandeira.
Size saygısızlık etmek istemem. Buradan hemen uzaklaşmayı düşünüyorum.
Com todo o respeito a sua presença, senhorita vamos sair daqui o mais rapido possivel
- Efendim, saygısızlık etmek istemem ama...
- Sr. com respeito, tenho de objectar. - Faça-o por escrito.
Mösyö, saygısızlık etmek istemem, ama zaman insanları geliştirir mi?
Espero não ofendê-lo, sr. Komarovsky. As pessoas melhoram com a idade?
Saygısızlık etmek istemem efendim, ama albay saçmaladı efendim.
Sem desrespeito, meu major, eu diria ao coronel que fosse dar uma volta.
Kaptan, saygısızlık etmek istemem ama mürettebata söyleyemezsiniz.
Capitão, com todo o respeito, deve saber que não pode contar à tripulação.
Saygısızlık etmek istemem ama insan tabii merak ediyor.
Doutor, não pense que bisbilhoto, mas fiquei naturalmente... curiosa.
Saygısızlık etmek istemem ama, kiliseye gitmek için bula bula bu zamanı mı...
Não quero faltar ao respeito, mas escolher esta altura para ir à igreja...
Saygısızlık etmek istemem ama
Com todo o respeito, senhor, acho que seria melhor
Saygısızlık etmek istemem ama, efendim... destek almak bu kurumun tek şansı.
Com o devido respeito, o apoio é a única esperança que o departamento tem.
Saygısızlık etmek istemem ama belki de yanlış adamla konuşuyorsun.
Ouça... sem desrespeitá-lo, mas talvez... Talvez não seja comigo que deva falar.
Saygısızlık etmek istemem ama ortalık sizi rahatsız edebilecek it kopukla dolu.
Com todo o respeito, não como certos idiotas insistentes.
Komutan, saygısızlık etmek istemem ama Mavi Filo, tankerler patladığında yakınında bile değildi!
Comandante, com todo o respeito, o Esquadrão Azul estava bem longe quando os tanques explodiram.
Saygısızlık etmek istemem ama Konsey sorgulamanın bitirilmesini emretti.
Com o devido respeito, meu Comandante, o Conselho deu ordens para que o interrogatório fosse terminado.
Saygısızlık etmek istemem, ama dediklerinizden bir şey anlamadım.
Não quero ser rude, mas não percebo o que está a tentar dizer-me.
Eğer o binadaki herhangi bir objeye bir zarar gelirse... saygısızlık etmek istemem ama, bunun çok ciddi sonuçları olur.
E se algum dano ocorrer com algum objecto desse edifício,... com o devido respeito, haverá graves consequências.
Saygısızlık etmek istemem ama onun iyi bir rahip olduğunu düşünüyorum.
Não quero parecer desrespeitoso, mas acho que ele é um bom padre.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama
Com o devido respeito, meu senhor.
Ama Ekselanasları saygısızlık etmek istemem ama insanlar anlayacaklardır.
Mas, com todo o respeito, Vossa Excelência, as pessoas compreenderão.
Saygısızlık etmek istemem ama bana ne zaman soru sorsanız, cevabınız da hazır oluyor sanki.
Com o devido respeito, sempre que me fazeis uma pergunta, parece que já tendes a resposta.
Sayın Büyükelçi, saygısızlık etmek istemem ama konseyin müzakereleri tamamlandı.
Sr. Embaixador, com todo respeito, as deliberações do conselho terminaram.
Saygısızlık etmek istemem, efendim... Bizi tutuklayacaksan, bir avukat tutma hakkımız var sanırım?
Com todo o respeito, senhor... se nos está prendendo, temos direito a um advogado.
Saygısızlık etmek istemem, ama bunun için biraz geç kaldık.
Com todo o respeito, Sra. Timkin, é um pouco tarde para isso.
Baştan çıkarmak gibi sıradan bir şeyle... senin zekana saygısızlık etmek istemem.
Seria um insulto ä tua inteligência, algo täo trivial como a seduçäo.
Kaptan, saygısızlık etmek istemem, ama bu sizi ilgilendirmez.
Capitão, com todo o devido respeito, isso não é problema seu.
Saygısızlık etmek istemem ama hurafelere inanmam
Com todo o respeito, eu não acredito em superstições.
Saygısızlık etmek istemem ama, Baba, onu çok seviyorum.
Com todo o respeito, chefe, eu a amo tanto que dói.
- Saygısızlık etmek istemem ama Atılgan bir fecaat.
Com todo o respeito, a Enterprise está um desastre.
Saygısızlık etmek istemem, efendim, takımımı oraya tekrar geri gönderin.
Com o devido respeito, deixe-me lá voltar com a minha equipa.
Saygısızlık etmek istemem ama olan bu.
Não quero faltar ao respeito, mas é a verdade.
Lansky, Luciano, Joey A., ve - başka her kimi temsil ediyorsan saygısızlık etmek istemem ama -
Com o devido respeito a Lansky, - - Luciano, Joey A., e a quem quer que esteja a representar, sugiro que passe aqui o tempo à procura de miúdas.
Saygısızlık etmek istemem, efendim ama bence Katterly halkı sabahları çocuklarını okula yollarken onların nelerle yüzleştiklerini bilmeliler.
Com todo o respeito. O povo daqui deve saber o que os filhos enfrentam quando vão à escola.
İnançlarına saygısızlık etmek istemem.
Eu tento não ofender as crenças deles.
Saygısızlık etmek istemem ama o bir emir eriydi.
Com todo o respeito ele é um pau mandado.
Saygısızlık etmek istemem ama oğlunuz dünyanın en büyük şehrinde kayıp..
- O quê? Se me permite, o seu filho está perdido numa das cidades maiores do mundo.
Saygısızlık etmek istemem ama merkeze gitmem gerek.
Com todo o respeito, tenho de ir ao centro.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama, bu işi 22 yıldır yapıyorum ve kimseyi kaybetmedim.
Com o devido respeito, estou a 22 anos nisto e ainda não perdi ninguém.
Anlıyorum. Üsteğmen Takashima, Yarbay Sinclair'in yerine geçeceksin. Saygısızlık etmek istemem, senatör ama itiraz ediyorum.
Eles dizem que vamos precisar de aliados em particular, uma raça que está tão distante e totalmente desconhecida para nós chamada Humanos.
Bak teğmen, Saygısızlık etmek istemem... ama bence bu konuya sizden daha fazla yaklaşabilirim.
Olhe, Tenente, Não quero desrespeitar ninguém, mas penso que posso ir mais longe nisto que você.
Size saygısızlık etmek istemem ama... bazen neden bu savaşta olduğunuzu anlayamıyorum.
Sem desrespeitar homens que lutam... mas não consigo entender porque estão lutando nesta guerra?
Efendim, saygısızlık etmek istemem, ama o küçük adamların biz bilinçsizce rıza göstermeden bizi yenebileceklerini mi düşünüyorsunuz?
Com o devido respeito, não acredita que aqueles homens pequeninos nos teriam vencido sem o nosso assentimento inconsciente, pois não?
Sana saygısızlık etmek istemem.
Não quero ser malcriada.
Saygısızlık etmek istemem ama bence abartıyorsun, Poirot.
Com todo o respeito, Poirot, acho que está a exagerar.
Geçtiğimiz birkaç senede... daha çok zina yapan bir kadın ve bir alkolik olarak bilindin- - saygısızlık etmek istemem ama.
Mas nestes dois últimos anos tornaste-te mais conhecida por seres adúltera e bêbeda, e digo isto com todo o respeito.
Mary, sana saygısızlık etmek istemem ama ben buraya senin lanet olası kahveni içmeye gelmedim.
porra.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama, haber almadaki adamlarınız kimin daha büyük tehlike olduğuna bir türlü karar veremedikleri için başka bir yeri hedef almadılar.
Com o respeito que merecem, os homens dos Serviços de Informação não encontraram outra ameaça para onde apontar os mísseis.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama, Amerikan Halkı kendilerini neyin... ilgilendirdiğini saptama konusunda tuhaf yöntemlere sahiptir.
Com o devido respeito, eles gostam de decidir o que lhes diz ou não respeito.
Saygısızlık etmek istemem efendim, ama sanırım en başarılı uçuşumuz olacak.
Com todo o respeito, acredito que este será o nosso melhor momento.
Saygısızlık etmek istemem, ama bu yüzden ona Bilmececi diyorlar.
Com o devido respeito, é por isso que lhe chamam Enigmático.
Saygısızlık etmek istemem ama eğer bizimle Travis'e gelmezseniz... sizi havaya uçururum.
Com o devido respeito se não nos segue para Trevis, abatê-lo-ei de um disparo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]