Saçmalık bu translate Portuguese
5,285 parallel translation
- Saçmalık bu. Neden? - Bizi akademiye çekmek için.
Para nos atrair até à Academia e os descartarmos como suspeitos.
- Saçmalık bu.
- Tretas.
- Saçmalık bu!
Isto é ridículo!
Saçmalık bu.
Isso é absurdo.
Saçmalık bu.
Isso é ridiculo.
- Saçmalık bu.
Que disparate!
Saçmalık bu.
Isso é mentira.
Saçmalık bu.
Isto tudo é um disparate.
- Bu tamamen saçmalık!
- Isso é ridículo!
Bu saçmalık.
Isto é ridículo.
Bu saçmalık.
- Isso é um absurdo.
O halde bence bu çok gülünç, tam bir saçmalık.
Bem, então acho que isso é ridículo. São tudo tretas!
Bu tam bir saçmalık.
Que estupidez.
Saçmalık. Senin benim gibi adamların oynadığı kafa karıştırıcı bir oyun bu.
Com este jogo homens como tu e eu, é muito confuso.
Bu konunun açılması bile saçmalık.
Por que estamos a falar disso?
Saçmalık bu.
no mundo sem um bocado de papel. e mentira.
Bu sergilediğin gösteri düpedüz saçmalık.
O espetáculo que estás a dar aqui é um grande monte de merda.
Bu saçmalık!
É uma loucura!
Bu saçmalık.
Isso é uma loucura.
Çünkü bu saçmalık, George.
Porque isso é uma loucura, George.
- Bay Gregory, bu saçmalık. - Efendim.
- Sr. Gregory, isto é ridículo.
Kafayı taktığını söyledi. Bu saçmalık ama...
Ela disse obcecado.
Bu saçmalık.
- Isto está errado.
Senin bu gizemli saçmalıklarından sıkıldım artık.
Sabes, estou tão farto dessa tua treta misteriosa.
Artık bu kırsal kesim saçmalığı yok.
Acabaram-se essas idiotices medíocres.
Çalmışsın. Bu saçmalık.
- Isto é ridículo.
Bu saçmalık.
Isto é uma treta.
Becca, bu tam bir saçmalık.
Becca, isto é ridículo.
- Bu saçmalık.
Isso é um absurdo...
Bash kral olacak, bu saçmalık.
O Bash como Rei... Isso é uma piada.
- Bu tamamen saçmalık.
- Isso é um disparate.
Bir ev perili olacaksa bu Cudeley Malikanesi olur. - Saçmalık.
Se há uma casa assombrada, é a Masão Cudeley.
Bu tam bir saçmalık.
Então, sabe quem é ela?
Bu resmen saçmalık. Matilda King.
Matilda King...
- Bu saçmalık, baba!
- Isto é uma treta, pai!
Bu saçmalık.
Certo, tanto faz. Isto é um disparate.
Bu resmen saçmalık.
Isto é ridículo!
Bu tamamen saçmalık Gilfoyle.
Isso é perfeitamente ridículo, Gilfoyle.
Ve bir cinayet soruşturmasının ortasında olduğumuzdan onun tarafından gösterilecek biraz anlayışı takdir edeceğiz. Bu saçmalık.
E já que estamos no meio de uma investigação de homicídio, alguma flexibilidade da parte dela seria muito bem-vinda.
Bu fare sidiği. Saçmalık!
É urina de rato.
- Larry, bu saçmalık.
- Larry, isto é uma loucura.
Bu ne saçmalık böyle, Bay Vakil?
Que absurdo é esse, Sr. Vakil?
Bütün bu kehanet saçmalıkları artık bitti.
Todo esse disparate sobre a profecia... Já se foi.
- Kusura bakma ama bu saçmalık.
Desculpa, isso é ridículo.
Ama bu yaptığın saçmalık.
Mas isto está a tornar-se ridículo.
Olup biten bu saçmalık yığınından bir ders çıkarmam gerekiyor mu bilmiyorum ama ben yine de çıkardım.
Não sei se sou suposto de aceitar alguma mensagem de todas estas tretas que tem acontecido mas vou dar-te uma.
Bu saçmalık.
Isso é absurdo.
- Bu saçmalık, Dr. Brennan.
- Isso é absurdo, Dra. Brennan.
Bu saçmalık sittin sene kabul etmezler.
- É quase impossível confirmar.
- Çünkü bu saçmalık. - Oh...
- Porque é um absurdo.
Bu saçmalık nedir?
- Não atende. - Que treta é esta?