Scooby translate Portuguese
418 parallel translation
Scooby-dooby, dooby-doo.
Scubi-dubi-dubi Dubi-du
Bir, scoobie-doobie-do.
Um, scooby-dooby-do.
İki, scoobie doobie-do.
Dois, scooby dooby-do.
Üç, scoobie-doobie-do.
Três, scooby-dooby-do.
Onbir, scoobie-doobie-do.
Onze, scooby-dooby-do.
Oniki, scoobie-doobie-do.
Doze, scooby-dooby-do.
Scoobie-doobie-do demekten bıktığımı biliyorum.
Eu estou farto de dizer scooby-dooby-do.
Buraya gel, Scooby.
Anda cá, Scooby!
Scooby, neredesin?
Scooby, onde estás? Viu um cão pequenino?
Scooby, çık ortaya.
Scooby, vá lá!
Scooby?
Aqui, Scooby!
- Scooby-Doo sona gidelim!
- Vamos fazer o final à Scooby-Doo!
- Mükemmel bir Scooby-Doo evlat.
- Excelente final à Scooby-Doo.
Evet, şu Scooby-Doo'ları satan adam.
Oh sim, você vende esses Scooby-doos.
Pekala, Scooby-Doo dolaşır durur ama Jimmy Carter koşar.
Sim, mas, com o Scooby-Doo podes tu, mas o Jimmy Carter vai a Marte.
Hadi Cordelia, Scooby Çetesine katılmak istiyorsan, arada bir sıkıntı çekeceksin.
Cordélia, para seres da turma do Scooby Doo tem de fazer coisas inconvenientes, às vezes.
Bir de kimi severim biliyor musun? Jetgiller'deki Velma'yı.
Sabes quem é que eu também curto que nunca recebeu muita atenção... a Velma do "Scooby Doo"!
Shaggy, Scooby, bir misafirimiz var.
Salsicha, Scooby, temos compania.
Scooby ve ekibi şu an ne yapıyor acaba?
Imagino o que o Scooby e o grupo andam a fazer agora.
Tekrar'Scooby Doo Cinayet Dosyaları'na'dönüyoruz.
Agora voltamos a Scooby Doo as Provas do Crime.
- Scooby Doo'culuk mu oynuyordun?
- A brincar ao Scooby-Doo?
Aman Tanrım, Kaç Scooby.
Meu Deus, corre Scooby.
Bıçağı indir. Yoksa Scooby Doo'yu suratının ortasından vururum.
Pousa a faca, ou darei um tiro ao Scooby-Doo, mesmo no meio do focinho.
Sonra da Scooby-Doo Dorothy'i becerirken seyredeceğiz.
E depois tu e eu vamos ver o Scooby-Doo a comer a Dorothy.
Scooby çetesi iş başında. Giles bizi yeni iblisle ilgili bir toplantıya çağırdı.
O Giles chamou-nos por causa do demónio novo.
Önce Scooby çetesi olarak halletmemiz gereken bir mesele var.
Tenho um assunto "scooby" para tratar primeiro.
Salonda Scooby toplantılarını yaparız.
Podemos ter as reuniões Scooby aqui.
Scooby çetesi burada.
O grupo está todo aqui.
Ve bizim- - Bu konuyu Scooby Doo olmadan konuşabilir miyiz acaba?
Podemos conversar sem o "Scooby Doo"?
- Ama Scooby, hayalet ne olacak?
- Então e o fantasma?
Scooby-Doo'ya bayılıyorum.
Adoro o Scooby-Doo.
Bir gizem. Tam da Scooby-Doo ve çetesine uygun bir olay.
Um mistério... apropriado para o Scooby-Doo e o seu bando de adolescentes animados.
Macerandan çok çabuk döndün Scooby-Doofus?
De volta de sua aventura rápido, Scooby-Doo?
Çok parlak bir sonuç Scooby!
- Que brilhante dedução...
Scooby çetesi olarak morga çok gidiyoruz.
Fomos algumas vezes à morgue todos juntos.
Kabullendim. Basketbolda iyi olan bir oğlum var. Bir de ortalıkta dolanarak fırdöndü taklidi yapmaktan başka bir şey yapamayan oğlum var.
Tenho um filho que é bom no basquetebol, e outro que não faz nada em campo, a não ser andar às voltas e fingir que é o Scooby-Doo.
Onunla konuştum ve bunun, antrenörüne fırdöndüye benzediğini söylemenle ilgisi olabileceği kanısına kapıldım.
Mas eu estava a falar com ele, e penso que talvez possa ter a ver com o facto de teres dito ao treinador que ele se parece com o Scooby-Doo.
Basketboldan pek anlamayan Brian Tranberg ile özel bir şey konuşuyorduk ve Geoffrey hakkında söylediğim şey, etrafta dolanıp fırdöndü taklidi yapmakta iyi olduğuydu.
Estava a ter uma conversa privada com o Bryan Trenberth, que não sabe nada sobre basquetebol, e o que eu disse exactamente foi que o Geoffrey era bom a andar às voltas e a fingir de Scooby-Doo.
Tamam ama onun tek duyduğu fırdöndü.
Mas a única coisa que ele ouviu foi Scooby-Doo.
Fırdöndü konusunda şaka yaptım. Basketbol oynayabilirsin.
Eu estava a brincar quanto ao Scooby-Doo, por isso podes jogar basquetebol.
O halde ona bir Scooby Doo tatlısı ver.
De a ele o biscoito do Scooby Doo, então.
Ve Scooby nin de favorin olduğunu biliyorum.
E eu sei que Scooby é o teu favorito... O que está a acontecer?
Bu gülünç macerada sana ve Scooby'ye katılmayı isterdik ama dersten önce bu belgeleri vermemiz gerek.
Adoraríamos juntar-nos a ti para mais uma aventura, mas temos de entregar estas autorizações.
Ay Hayaleti, Daphne'yle köşeden çıktığında Shaggy ve Scooby fıçıdan fırlayıp- -
Quando o Fantasma da Lua contornar a esquina, o Shaggy e o Scooby saltam do barril.
Sakin ol Scooby Doo.
Calma aí, Scooby Doo.
Scooby Doo.
Scooby Doo!
Scooby nerede?
O Scooby?
Şuna bak, bunlar Scooby köpek bisküvisine benziyor.
Isso parecem Scooby Snacks!
Scooby?
Scooby!
Gözetmenin var. Annen var. Küçük Scooby grubun da var.
Tu tens o Observador, tens a mãe, o bando do Scooby, e o que é que eu tenho?
Ama ayrılmıyoruz.
Nós não vamos partir... e é hora do'Scooby-Doo'.