Sekiz translate Portuguese
12,404 parallel translation
Seni sekiz hafta bir yere gönderemem demiştim sana.
Mas disse que não ia aguentar mandar-te para longe durante oito semanas.
Mümkün değil. Her gün sekiz saatlik mesaiyle çalışan 3.000 federal hakim bulunuyor her mesaiye iki ajan versek, tam koruma için 20.000'den fazla ajan tahsisi gerekir.
Há 3 mil juízes, turnos de 8h, 2 agentes por turno, precisávamos de mais de 20 mil agentes para protegê-los.
Sekiz numara yarıştan çekildi.
O número oito foi eliminado.
Sekiz numara.
O número 8?
Sekiz numara.
Número 8.
Sekiz tamam, hem en iyi değilse de bir ilk olur.
Oito, e, se não for a tua melhor, serás o seu primeiro.
Sekiz hafta ücretli izin.
Oito semanas de férias pagas.
Önce sekiz haftalık tatil seksi, sonra gelsin...
Primeiro há oito semanas de férias de sexo e logo depois...
Sizden alacağım şeylerden biri de işçilere sekiz hafta ücretli izin verme fikri.
E uma das coisas que vou levar é conceito de dar aos trabalhadores oito semanas de férias pagas.
Ayrıca metroda öğrenciler görürsünüz. Yedi sekiz yaşındaki çocuklar bile okula kendi başlarına gidiyor.
E vemos os estudantes a usar o metro, inclusivé com sete e oito anos, que vão sozinhos para a escola.
Günde sekiz saatlik çalışma ve tatil için mücadele buradan çıktı Amerikan sendikalarından.
Foi ai que a luta pelas oito horas de trabalho e férias vieram dos sindicatos Americanos.
Eşit Haklar Tasarısı için mücadele İzlanda'nın ilk kadın cumhurbaşkanını seçmesinden sekiz yıl önce başlamıştı.
A luta pelos direitos iguais. começou oito anos antes da Islândia eleger a sua primeira Presidenta.
Patterson, DNA sonuçlarını sekiz saat içinde alacağını söylüyor.
A Patterson acha que pode ter os resultados conclusivos de ADN nas próximas 8 horas.
Son sekiz yıldır şehir meclisinde görevliydim.
Fui vereador aqui nos últimos oito anos.
Sekiz kardeşin yedincisi.
É o sétimo de oito irmãos.
Hesaplamalara göre 7'de 3 ihtimalle sekiz saat içinde yeni hedeflerine saldıracaklar.
ADA calculou que as hipoteses deles atacarem outra vez dentro de 8 horas, é de 7 a 3.
Sekiz aydır evliydik.
Só estávamos casados há oito meses.
İleri Operasyon Kısmı'nda sekiz mürettebatımız daha var.
Temos outros oito membros no Compartimento das Operações Avançadas.
Her sekiz polisten ve her üç yargıçtan birine sahip.
Um em cada 8 polícias e um em cada 3 juízes estão na folha de pagamentos.
- Sekiz polisten biri, üç yargıçtan biri.
Um em oito polícias. Um em três juízes. Lembra-se?
Ev sekiz, daire 3-R.
Bloco 8, apartamento 3-R.
Rossi'nin sekiz senelik junior döneminde onunla aynı yollarda yeteneğini geliştirdi. Daha genç yaşında, dünya şampiyonluğuna odaklanmıştı. Zaman geçtikçe, diğer şampiyon onun arkadaşı ve akıl hocası oldu.
Oito anos mais novo do que Rossi, ele ganhou a sua perícia nas mesmas estradas serpenteantes que o campeão mundial percorrera na adolescência e com o tempo, o campeão mundial tornou-se um amigo e mentor.
Sekiz Shui Kaolu adam iki gün önce Hong Kong'tan Seattle'a geldi.
Oito Shui Kao voaram de Hong Kong para Seattle há dois dias.
Önsuç'tan Sekiz Ay Sonra
OITO MESES APÓS O PRÉ-CRIME
Önsuç'tan sekiz ay önce
OITO MESES ANTES DO PRÉ-CRIME
Saat sekiz yönünde.
Atrás de ti à esquerda.
Sekiz dakikası var.
Oito minutos.
Dokuz, sekiz yedi, altı beş.
Nove, oito, sete, seis, cinco...
Büyüklüklerine bakarsak ölüm saati sekiz gün öncesi olmalı.
Baseado no tamanho delas, diria que a morte ocorreu há 8 dias.
Sekiz yaşındayken ailenin boşanmasına sen sebep oldun.
Aos 8 anos, foste a razão do divórcio dos teus pais.
Evet ve günde sekiz saat kıçımın dibinde bir müfettiş yoktu.
E não tinha um inspector a chatear 8 horas por dia.
Tanıklık kürsüsüne çıkıp Tanya'nın evinde sekiz saat süren orgazmı anlatmayı kabul eder miyim sence?
Gostava de ser forte o suficiente para testemunhar e falar sobre o orgasmo de 8h que tive na casa da Tanya.
- Sekiz saat mi?
8 horas?
Yabreen'in sekiz kilometre güneyinde.
Fica 8 a sul de Yabreen.
Yabreen'in sekiz kilometre güneyinde dediğin yerde gizli bir nükleer silah tesisi falan yok Navid.
Esta localização a 8 km a sul de Yabreen, não é nenhum site de armas nuclear secreto, Navid.
Sekiz kilometre çevresindeki tüm önemli kavşaklara.
Todos os principiais cruzamentos num raio de 9km.
Sekiz yaşımdayken okul bahçesinde Billy Sparks beni köşeye sıkıştırmıştı.
Quando tinha 8 anos, O Billy Sparks encurralou-me no parque infantil.
İyi halden ötürü sekiz yıl gibi bir sürede çıkarız değil mi?
- Sair por bom comportamento.
Öldürücü darbe bunun sekiz santimetre civarında.
O dano perimortem foi ligeiramente inferior a 8 cm.
- Sekiz yıl.
- 8 anos.
Bak. Major benim hesabıma göre sekiz zombi öldürdü.
Olha, pelas minhas contas, o Major já matou oito zombies.
Sekiz dakikamız daha var.
Temos... Mais oito minutos.
Doktor sekiz dakika sessizlik emretti.
Oito minutos de silêncio foi o que o médico prescreveu.
Sekiz mum Işık Bayramı'nın sekiz gününü simgeler. Bu doğru Bay Ortega.
As oito velas representam os oito dias do "Hanukkah".
- Hayır, saat sekiz gibi yalnız geldi.
O Ben veio com eles? Não, chegou sozinho cerca das 20 : 00.
Sekiz potansiyel hedefi kontrol ettim.
Verifiquei oito potenciais zombies esta semana.
Ve bu sekiz ihtimalin hepsinin negatif sonuçlanma olasılığı çok düşük.
E a possibilidade destes oito nomes darem todos negativo é... Baixa.
Yedi, sekiz.
Sete, oito.
Sekiz yıl!
Oito anos!
Son sekiz ödemeyi yapmadılar.
Eles não fizeram os últimos oito pagamentos.
Sekiz!
- Oito!