English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Sinekler

Sinekler translate Portuguese

352 parallel translation
O pervane sinekler için!
a ventoinha é para as moscas!
Eğer o sinekler de benim kadar yanıyorlarsa ihtiyaçları vardır tabii!
Se elas tiverem tanto calor como eu, bem precisam dela!
Sinekler çok iyi değil miydi?
Já não lhe bastam as moscas?
Sinekler?
Moscas? Moscas?
Bunlar sinekler için!
Isso é p'ra moscas!
Sinekler hukuk okumuyor, ben de tavanda yürümüyorum.
As moscas não exercem direito e eu não ando no tecto.
Sinekler, kum sivrisinekler, maymunlar.
Moscas, areia... mosquitos, mocacos.
Bataklıklar, orman, nehirler, sinekler, pireler, böcekler, yılanlar.
Pântanos, selva, rios, moscas, pulgas, escaravelhos, percevejos, cobras.
Sıkıntılar onları buraya sinekler gibi çekiyor.
A confusão atrai-os como a lama atrai os porcos.
Kum yok vızır vızır sinekler de.
Nem areia nem moscas.
Sinekler gibi.
Precisamente.
Sinekler düşmanın sığırlar düşmanın insanlar, Yerliler, herkes düşmanın.
O calor está contra... o frio está contra... os curtidores e os índios estão contra.
Kutsal Topraklar'da on yıl sinekler ve yılanlar tarafından ısırıldık vahşilerce katledildik, bozuk şarapla zehirlendik kadınlar tarafından küçük düşürüldük, ateşler içinde kıvrandık ve bunların hepsini Tanrı'nın haşmeti adına yaptık.
Dez anos na Terra Santa mordidos por cobras e mosquitos massacrados por selvagens, envenenados por mau vinho inferiorizados pelas mulheres, a apodrecer com febre tudo para a glória de Deus.
Veba her yeri kasıp kavuruyor. İnsanlar sinekler gibi ölüyor.
A peste está a aparecer em todo o lado As pessoas estão a morrer que nem moscas.
Sinekler uzun yaşar mı?
As moscas vivem muito tempo?
Sinekler ne kadar yaşar?
Quanto tempo é que vivem as moscas?
- Sinekler mi madam?
- Moscas, madame?
- Kara sinekler mi?
- Apanhar moscas?
Tam bir müsriflik, sonbaharın başından ilkbaharın sonuna kadar Leydi cam altında tutulmalı ve o cam altındayken aşırı külfete katlanarak uçan sinekler tedarik etmeliyiz.
É uma extravagância. Do Outono ao fim da Primavera a senhora fica sob o vidro e nós temos de fornecer as moscas trazidas de aviäo, caríssimas.
Evi incelediğimizde ortalıkta sinekler yoktu.
Não havia aqui moscas, quando analisámos a casa.
Sinekler mi, Ludwig?
Um pequeno aperitivo, padre.
Sıcak, sivri sinekler, yemek, hayat.
O calor, os mosquitos, a comida, a vida.
Sivrisinek ve sinekler, kocamanlar.
Mosquito e mosca. São grandes.
Kaşıklar, sinekler, kurtlar, kurtçuklar?
Colheres, moscas, vermes, larvas?
Kes sesini, kadın, çünkü kızdığım zaman sinekler bile uçmaya cesaret edemez.
Silêncio, mulher, antes que eu me zangue! Porque quando eu me zango, nem mosca se atreve a voar!
Sinekler de olmasa, harika olacak.
Se não houvesse tantas moscas, era perfeito. É verdade!
Ama siz, sinekler bir odanızı işgal ettiğinde ne yapıyorsunuz?
Pelo contrário. Mas o que é que se pode fazer quando temos um quarto invadido por moscas?
Sinekler ölüleri yiye yiye semirmişti. Onları öldürdüğünüz zaman çıkan koku size nüfuz ediyor ve baş ağrısına neden oluyordu.
As moscas estavam infectadas e quando as matávamos ficávamos com um cheiro nas mãos que provocava enjoos.
Orada üç kere Kral Lear'ı oynadım. "Sinekler, yaramaz..."
Interpretei lá "O Rei Lear" três vezes. - "Como moscas pa... pa..." - "Para miúdos..."
Aynı sinekler gibi, taşaklarımızın etrafında vızıldayıp duruyorlar.
Parecem moscas, sempre a zumbir-nos à volta dos tomates.
Sinekler gibi içeri dalıyorlar.
Dr. Peterson!
McKenzie kalesinde sinekler gibi öldük.
Morremos como as moscas no Forte McKenzie.
Grand Dük'ler bala üşüşen sinekler gibi, seni dışlamaya can atıyorlar.
Os grão-duques parecem corvos, cada um procurando impingir um seu.
Sen de tezeğe üşüşen sinekler gibi buraya gelmezdin!
Para te trazer para aqui como a mosca para a merda
Bokun üzerindeki sinekler gibi kızın üzerinde.
Engatou-a como se fosse fácil.
Ne yaparsak yapalım, sinekler gibi ölüyorlar.
Independente do que facamos, morerrao como moscas.
Sinekler gibi gökyüzünden düşerler.
Caiem do céu que nem moscas.
Duvarlara tırmanan, başa bela olan pikniği mahveden, yapışkan ayaklı sinekler!
Trepadora de paredes, fonte de aborrecimento destruidora de piqueniques, empecilho!
" Yeşil yapraklar, kuşlar, sinekler...
" Verdes folhas, as aves voam...
Kocan gerçekten çok tatlı. Hmm, sanırım bu yüzden sinekler onu çok seviyor.
Pode surpreender-te, Al, mas há quem pense que essa responsabilidade deve ser partilhada.
"Öğle yemeğinde tekrar gel, bütün sinekler gene mutfakta olacak."
"Volta à hora do almoço, as moscas estarão todas na cozinha."
Sinekler!
Moscas!
Bedava yemek oldu mu sinekler gibi üşüşürler.
Uma refeição de graça e parecem moscas...
Sinekler yaklaşıyor ve bum ayakkabılarını çıkaramadan ölüyorlar.
Os insectos vêm, e morrem antes mesmo de poderem "tirar os sapatos".
Sinekler gibi birer birer düşüyoruz.
Estamos a cair como moscas.
"Yukarda ağlar sinekler aşağıda kahkahalar söner çığlıklarımız, yıldızlara ulaşır ateşin etrafında, gölgem danseder!"
Nossas lágrimas elevam-se às estrelas. A minha sombra dança em redor do fogo.
Üstünde sinekler uçuşuyordu.
Estava cheio de moscas.
Sen burada sinekler, küçük Çita, Tarzan ve boğuştuğu sorunlarla kal.
Fica aqui com as tuas moscas da selva...
Sivri sinekler!
Ao menos, não foram feitos pelo teu marido.
Kadınların sonsuz isteklerini yerine getirmek için sinekler gibi ölmek zorundasınız.
São como escravos.
Sinekler kadar çabuk.
Densa como as moscas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]