Siz kendi işinize bakın translate Portuguese
33 parallel translation
Siz kendi işinize bakın.
Siga a sua vida.
Siz kendi işinize bakın, Joe.
Ocupe-se das suas coisas.
Siz kendi işinize bakın!
Vê bem onde pões os pés!
Şimdi siz kendi işinize bakın ve izninizle ben de kendiminkine. İyi günler.
Agora, vão tratar dos vossos assuntos e deixem-me tratar dos meus.
Siz kendi işinize bakın.
Meta-se na sua vida.
Siz kendi işinize bakın.
Meta-se na sua vida!
- Siz kendi işinize bakın!
- Mete-te na tua vida.
Siz kendi işinize bakın.
Está bem? Metam-se nas vossas vidas, os dois.
Durumum siz kendi işinize bakın.
A minha situaçao e que te metas na tua vida.
Siz kendi işinize bakın. Burada bir yerde.
E tu, aguenta pianinho, algures por aqui tem de estar.
Siz kendi işinize bakın.
Preocupa-te com as tuas coisas.
Siz kendi işinize bakın.
Que tens com isso?
- Siz kendi işinize bakın.
- Tu apenas te preocupas com o teu fim.
Bay Dite, siz kendi işinize bakın!
Mr. Dite meta-se nos seus assuntos.
Siz kendi işinize bakın.
Metam-se nas vossas vidas.
Siz kendi işinize bakın.
Muito bem. Vejam do vosso prisma.
Siz kendi işinize bakın!
Mete-te nos teus assuntos!
Siz kendi işinize bakın, efendim.
Cuide da sua vida, Senhor.
Halletmem gereken işler var, siz kendi işinize bakın.
Tenho umas coisas importantes a fazer, deixem-me em paz.
Siz kendi işinize bakın, ben de kendiminkine.
Vocês ficam na vossa área, e eu fico na minha.
Siz kendi işinize bakın bence.
Por que não se concentram no seu trabalho?
Siz kendi işinize bakın.
Volta para as tuas coisas!
Siz kendi işinize bakın biz kendi işimize.
Faça o seu trabalho e nós faremos o nosso.
Siz kendi işinize bakın.
Continuem a trabalhar.
Siz kendi lanet olası işinize bakın!
Metam-se na porra da vossa vida!
Ben sadece gidiyorum adamım ve... siz çocuklar... - sadece kendi işinize bakın.
Eu já vou, cara e vocês... vocês sabem, açam suas próprias coisas.
Jane Childress, onu banyoya götür, ve siz de kendi işinize bakın, Bayan Duprey.
Jane Childress, lhe prepara um banho, e não se meta, Sr.ª Duprey.
Ben kendi derdimdeyim, siz de kendi işinize bakın.
Estava a tratar da minha vida, como vocês deviam fazer.
Ama bu benimle şef ve kocam arasındaydı. O yüzden kendi işinize bakın siz!
Mas era entre mim, o Chefe e o meu marido, por isso meta-se na sua vida!
Siz ucubeler kendi işinize bakın, biz de görmezden gelelim.
Vocês, seus anormais, façam as vossas coisas... e fingiremos não ver.
Siz Fraserlar kendi işinize bakın.
Vocês, Frasers, deviam preocupar-se com os vossos.
Siz kendi işinize bakıp hayatınızı yaşayın.
Vão embora e vivam as vossas vidas.