Sophie translate Portuguese
3,277 parallel translation
İyi anlamda.
Pobre Sophie, me sinto terrível
Şurada kirayı çıkarmak için kek satıyorum.
Sophie nos deu aquele dinheiro como presente
Olanlara inanamıyorum. Biliyorum. "Boş ver, Carol" değil mi?
Sophie, as duas garotas que você emprestou dinheiro estão aqui para vê-la foi um presente
Ayrıca cenaze, boşanma ve yalnız geçen Cuma akşamları için de kek yapıyoruz.
Sophie, eu estou sendo paciente, mas também estou excitado. Alguma ideia de quando isso vai passar?
Paran yetmiyor.
Sophie, eu me sinto mal, você foi cortada.
Andy'ye gidip tatil heyecanı zamanına kadar bize borç verebilir mi diye soracağım.
Sophie, isto está lhe fazendo algo?
Demek seni oradan tanıyorum.
Sophie, apenas mande, que eu roubo um banco pra ti
Yemeğe başla. Yapmadım. Hiç seksi değil.
Sophie, eu entendo você está machucada mas nós já gastamos a maior parte do dinheiro na loja e o negócio ainda não vai bem não é o dinheiro, todo mundo acha que é o dinheiro é mais que isso
Şuradaki Faslı mekanına girdi.
Bem, Sophie, e se você fosse parte do nosso sonho Me desculpe?
Kapıyı kilitle, ışıkları söndür emekleyerek buraya gel ve ayağa kalkma!
Olhe, Sophie é a única razão qual nós temos a loja
Bu sözü söyleyen de muhtemelen mal sahibinden kaçıyordur. Yürü.
Me desculpe por ter dito que Sophie poderia ser parte da loja.
Keefer'in yeni yıl hediyesi olarak bana verdiği esrarı saymazsak.
Sophie, não é o estilo que nós estamos buscando
Sakin ol. Bu, Sophie.
Não, essa loja é minha.
Sophie kendini iyi hissetmediğin için üzgünüz.
E sim, eu sei, o lustre está todo errado
Hiçbir değişiklik olmadı.
E a Sophie. Esse é nosso sonho, não o dela.
Ne önemi var ki? Hepimiz öleceğiz.
Ei, Sophie, podemos falar com você?
- Sonu ölüm olur. Anladık. Kafan iyi olunca depresif oluyorsun.
Sophie, Max tem algo que ela quer dizer a você.
Sophie öleli neredeyse bir yıl oldu.
Faz quase um ano que a Sophie morreu.
Bu Sophie'nin resimleri ne?
O que há com as fotos de Sophie?
Karımın cenazesi için çok meşguldün. Sophie'mizin cenazesi... O yüzden ben yapmalıydım.
Demasiado ocupado para o funeral da minha mulher, o funeral da nossa Sophie, por isso fiquei assim.
Sophie evin içinde bornozla dolanmamı hiç istemezdi.
A Sophie não iria querer, eu a rondar o apartamento em roupão.
Şu Lisa denen kızı, benim Sophie'yi sevdiğim gibi seviyor musun?
Amas essa menina Lisa com eu amei a Sophie?
Sophie.
Sophie.
Bir gün, Paddy Sophie'ye ikimiz arasında bir seçim yapması gerektiğini söyledi.
Um dia, o Paddy disse à Sophie que tinha de fazer uma escolha entre nós dois.
O gece, Sophie benim evime geldi.
Naquela noite, a Sophie foi a minha casa.
Sophie ömür boyu mutsuz olmanı istemezdi diyen sendin, değil mi?
Disseste que a Sophie não ia querer que eu fosse infeliz o resto da minha vida, certo? Então...
Sophie hayatına devam etmeni isterdi demiştin. Çok doğru.
- Disseste que a Sophie gostaria que eu seguisse com minha vida.
Tam bir Sophie'nin Seçimi durumu yani.
Temos aqui um verdadeiro "Escolhas de Sofia".
Ya da Sophie.
Ou Sophie.
Bir sürü insana Sophie ismi verilmiş.
Excepto muita gente ter o nome de Sophie.
Merhaba Sophie, ben Robert Graham.
Olá, Sophie. Sou o Robert Graham.
SOPHIE STARK'lN TRAJİK ÖLÜMÜ
A TRÁGICA MORTE DE SOPHIE STARK
Sophie?
Sophie?
Sophie'ye olanları biliyorum.
Eu sei o que aconteceu à Sophie.
Yatağın altındaki... kızı gördüm... ve sanırım bu Sophie'ydi.
Eu vi a rapariga que estava debaixo da cama e acho que era a Sophie.
Sophie öldü.
A Sophie está morta.
- Sarah ve Sophie.
- A Sarah e a Sophie.
Sarah ve Sophie geri mi döndüler?
Então, a Sarah e a Sophie voltaram?
Sarah ile Sophie'nin geri gelip seni cezalandırmalarını istedin.
Queres que a Sarah e a Sophie voltem para castigar-te, mas é impossível.
Selam Claudia, ben mahkemeden Sophie.
Olá, Claudia, daqui é Sophie da Câmara dos Representantes.
Her neyse, Sophie, iyi eğlenceler.
De qualquer maneira... Sophie, toma uma bola.
Vardığında beni ara. Seni seviyorum Sophie.
Certo, liga-me quando chegares lá.
Ben de seni seviyorum baba.
- Amo-te, Sophie. - Também te amo, pai.
Sophie'nin okul aile birliği toplantısında müdürle görüşemediğimiz zamanı hatırlıyor musun?
Lembras-te daquela vez na reunião de pais da Sophie quando não podíamos entrar para vermos o director?
Sophie, canım!
Sophie, querida!
Max, arkanı dönebilirsin.
Sophie voltou de sua viagem à Polônia e ele está preocupado, porque ela está muito, muito depressiva
İnsanları tembel ve uyuşuk yapıyor ve insanın bütün hırsını kurutuyor.
Hey, tem certeza que aquele dinheiro que Sophie nos deu era presente?
İşte ilk sekizi.
Sophie, abra essa boca e coloque-a dentro
Ve bir de şeker buldum, akşam yemeğine para harcamak zorunda kalmayacağız.
Espere, o que o lustre de Sophie faz aqui?
Sophie!
Sophie!
Özellikle de Sophie'ye.
Especialmente a Sophie.