Soyguncular translate Portuguese
468 parallel translation
Şimdi, Soygunculuk Şubesindeki adamlar şu iki cinayeti işleyen soyguncuları teşhis edemiyorlar.
Os rapazes da divisão de furto não conseguem identificar o ladrão que cometeu aqueles dois homicídios.
Soyguncular her köşede.
Há assaltantes a cada curva!
O, tren soyguncularını pek sevmeyen
Foi substituído pelo Juiz Rankin de St.
- Soyguncular gibi mi?
- Como ladrões?
" soyguncular aniden ortaya çıktı.
" os assaltantes apareceram de repente.
Banka, soyguncuların kaçma riskini göze alamaz.
O banco não pode correr o risco de que esses bandidos fujam.
Birincisi yiyecek bulmak, ikincisi soyguncular için.
Para a carne e para os bandidos.
Soyguncular, ha?
Bandidos, não é?
Hayır, asla, Şerif olurdum, ve o soyguncuları ve sığır hırsızlarını yakalardım.
Como tu fazes. Mas ela não iria perceber.
- Gazete soyguncuların -
O jornal diz...
Bu planların her biri büyük bir mezar için kullanıldı ve hiçbiri mezar soyguncularından kurtulamadı.
Todos estes projetos já foram executados em tumbas reais, e nenhum escapou dos saqueadores.
Bu adamlar sıradan soyguncular.
Estes dois homens são do meio.
Şu soyguncular.
Os tipos do assalto.
Yani o soyguncuları bulmadan önce onlar kendilerini arayan adamın nerede olduğunu bilirlerse parayı harcamak için daha iyi bir şansları olur.
Assim, considere o seguinte... Se eles soubessem onde encontrar o homem que os persegue, antes que ele os encontre, teriam mais possibilidades para o gastar.
Soyguncuların çıkardığı hesaplar.
Foram os preços que os ladrões cobraram.
Kalbin, uzaydan gelen mezar soyguncularının hikâyesine dayanabilecek mi?
Meu amigo, pode seu coração resistir aos os fatos chocantes sobre ladrões de covas do espaço exterior?
Siz başka bir ekip oluşturup, soyguncuların peşinden gidin.
Sim, tem razão. Vá buscar reforços. Eu vou na frente.
Soyguncuları almaya geldik, onları asmalıyız.
Estamos a levar estes agentes de estrada para enforcá-Ios, Blaisdell.
Buraya gelin! Adi soyguncular!
Voltem, seus vândalos!
Bu soyguncuların benim yardımıma ihtiyaçları var ve onları buradan çıkarmak için bir planım var.
Aqueles bandidos precisam de ajuda e eu sei quais são os planos do xerife.
Mezar soyguncularını yakalama yöntemi hakkındaki açıklamanız çok ilginçti.
O seu método de deter quem grava nas árvores foi muito interessante.
Bankada soyguncular var. Müdahele ederseniz, orada bir katliam olur.
Não interfira ou haverá um massacre. "
Seni soyguncuların yanına götüreyim.
Vou levá-lo para o matadouro.
Beş yıl önceki çalınan altınlar araştırıldığında arkasında gene bu soyguncular vardı.
Há cinco anos que investigam onde está o ouro e quem está atrás desse roubo.
Soyguncular birazdan burada olur.
Os assaltantes estão a chegar.
Soyguncular.
Gatunos!
Keşke buralarda peşine düşeceğimiz banka soyguncuları olsaydı.
Quem me dera que houvesse ladrões por aqui para nós perseguirmos.
CESUR SOYGUNCULAR 20 MİLYONLUK MÜCEVHERATLA KAÇTI
LADRÕES LEVAM MAIS DE 2 BILHÕES DE FRANCOS ANTIGOS EM JÓIAS.
Gelmiş geçmiş en büyük tren soyguncularından biri.
Um dos maiores ladrões de comboios que já existiu.
Kıytırık araba soyguncuları. Hepsi bu.
Nada a não ser um bando piolhoso de ladrões de automóveis!
Çünkü biz, soyguncuları soyarız.
Porque só roubamos ladrões.
Serseriler ve soyguncular her yerde.
Há ladrões por todo o lado.
Şu banka soyguncularını gördün mü? Baykuş ötünce korkudan nasıl sıçradılar?
Viste aqueles assaltantes de bancos a saltarem... quando aquele mocho velho piou?
Davar hırsızlarını, boğaz kesenleri, katilleri, servet avcılarını... haydutları, kiralık katilleri, geri zekalıları... esrarkeşleri, canileri, dolandırıcıları, Kızılderili ajanları, Meksikalı haydutları... hırsızları, çetecileri, soyguncuları, eşkıyaları... at hırsızlarını, lezbiyenleri, tren soyguncularını... bok karıştırıcılarını ve Metodistleri istiyorum!
Quero assaltantes, degoladores, assassinos, mercenários, foragidos, rufiões, arruaceiros, morcões, bacocos, matarruanos, salafrários, traidores, atiradores, batoteiros, agentes índios, bandoleros mexicanos, carteiristas, sodomitas, guerrilheiros, trapaceiros, ladrões de cavalos, lésbicas, ladrões de bancos, fanfarrões, aldrabões e metodistas!
Şu anda 26 yaşında homoseksüel olduğunu iddia eden Leon Schermer'i sorguluyorlar kendisi banka soyguncularından biriyle geçen Kasım ayında evlendiğini söylüyor.
A policia interroga Leon Shermer, um homossexual de 26 anos que diz ter casado, com um dos assaltantes.
Soyguncular haber verilmeden vurulacaktır.
Os saqueadores serão abatidos.
Bizi soyguncular gibi öldürmelerinden korkuyorum.
Não nos vão abater como saqueadores.
Yankesiciler ve soyguncular.
Carteiristas e assaltantes.
Atalarımız orjinal Aerian soyguncularıydı.
O nosso pecador original era um Ladrão Aeriano.
Mezar soyguncuları olmalı.
- Ladrões de túmulos, certamente.
Kalan soyguncular öldürüldü.
O restante da gangue eu matei.
Soyguncular kaçmaya çalışırken polis geldi. Daha sonra çıkan silahlı çatışmada 48 yaşındaki silahlı soyguncu Jerry Schue öldü.
A Polícia chegou no momento em que os assaltantes começaram a fugir, e, no tiroteio que se seguiu, um dos assaltantes, Jerry Schue, de 48 anos, de Burbank, foi morto.
Soyguncular!
Ladrões!
- Acımasız soyguncular mı?
- Ladrões vilões?
Soyguncular kızımı ve karımı markette takip etmişler.
Assaltantes seguiram a minha mulher e a minha filha.
Polisin elinde yeterince bilgi vardı, soyguncular için
Deu à polícia uma boa descriçäo dos assaltantes.
Soyguncular sokağa çıkmaya korkuyorlardı.
Os assaltantes tinham medo de sair.
Çoğu, soyguncular tarafından öldürülen kızı ve hizmetçisi hakkında.
Säo quase todos sobre a filha e a empregada, mortas por assaltantes.
Hiç anlamayacağınızı sanmaya başlamıştım. Özellikle de o sefil soyguncuları yardıma çağırdığınızdan beri.
Começava a recear que não, especialmente quando trouxeste aquele grupo de bandidecos para te ajudar.
Sadece soyguncuları mı soyar?
- Rouba só aos ladrões.
Soyguncular!
Assaltantes!