Stew translate Portuguese
74 parallel translation
- Bunlar da Stew ile Bay.
- E eles são Stew e Bay.
Kes sesini! Her ikiniz de benimle geliyorsunuz.
Qual é o problema, Stew, isso não é maneira de agir.
Bakın, Tip Henry'nin evine gitmiştim,... Andy'nin siparişlerini vermek için. Onları verip geri dönerken Stew ve Ernie'yi gördüm.
Bem, o Andy foi encontrar o Henry Tip eu ia ter com ele quando vi o Stew e o Ernie.
- Seni küçük adi- - - Kes sesini, Stew!
- Calem-se, os dois!
Ateş etme, Miles,... benim, Stew!
Não atire, Miles, sou eu, o Stew!
YaşIı Stu ne istiyormuş?
O que quer a velha Stew?
Ev artık Homestar Stew.
Estar No Lar Só Com Guisados Homestar.
bütün paranı istiyor, Stew.
- Ele quer levar tudo. - Estou a ver três cartas de paus.
Lisa Hill, 27 Book Stew adlı Soho'da bir 2. el kitapçıda yönetici asistanı.
Lisa Hill, 27 anos, assistente na Book Stew, uma livraria de livros em segunda mão, no Soho.
Sanki önce "süt" demişsin de, sonra "wie" eklemişsin gibi.
- É como stew, mas com mais o "ie!" no fim.
Sen Stew Leonard'ın yerine girip domuz filetoları çalan adamsın.
Foste tu que entraste na loja do Stew Leonard. Roubaste os lombos de porco.
Ben genellikle kocası, Stew ile görüştüm.
Lidei sobretudo com o marido dela, Stew.
Stew, seninle şu işçi hakkında konuşmak istiyorlar.
Stew, estas pessoas quer falar sobre o faz-tudo.
Krusty kanaldan Diane Stew ve Jeremy ile tanış.
Krusty, conheces a Diane, o Stu e o Jeremy do canal de televisão?
Stew temizleyicilerini ona satıp, Viagra sıçası kıçını Miami'ye attı bile.
O Stew vendeu a lavandaria e foi viver para Miami.
Stew denilen herif kafayı o arabayla bozmuş.
Ele está obcecado com o carro, esse cabrão do Stew.
Jerri, bu Stew, kasabımız.
Jerri, este é Stew, nosso açougueiro.
Stew bizim kasabımız, ve saygımızı hak ediyor.
Jerri, este é o nosso açougueiro e merece respeito
- Sakin biraz, Stew.
- Calma, Stew.
- Hayır, hayır, Stew. Hayır.
Não, Não, stew, não
Bir tavsiyede bulunabilir miyim, Stew?
posso dar uma sugestão, Stew?
- Selam Stew.
- Olá, Stew.
Stew Bailey.
Stew Bailey.
Hey, Stew, yani eğer ilgilenirsen, atomik çizgi roman köşesinin altında bir spectaculus bölümleri var var.
Stew, se estiveres interessado, estão a fazer um spectaculus espectacular no núcleo atómico de banda-desenhada.
Peki, Stew, bütün gün ne yapıyorsun?
E-então, Stew, o que fazes o dia todo?
Stew, neler oluyor?
Stew, o que aconteceu?
Stew, ne oluyor?
Stew, o que está havendo?
Stew Ellis.
O Stew Ellis.
Bu çizgi romanı Warren Granger yazdı, ama çizeri Stew Ellis'ti.
O Warren Granger escreveu a história mas os desenhos foram feitos por Stew Ellis.
Sana borcu var mıydı Stew?
- Ele devia-lhe dinheiro, Stew?
Tamam, ama biliyorsun ki şu anda baş şüpheli sensin Stew.
Stew, a partir de agora, é o suspeito principal do assassinato do Warren. Porquê?
Tamam Stew, bak ne dicem. Bence sen yalan söyleme konusunda gayet iyi adamlardansın.
Você é um daqueles tipos que mente mesmo bem.
Çizer Stew'müş.
O Stew era o artista.
Stew ve babasıyla oynayabilir miyim?
Mamã, posso ir jogar com o Stew e o pai?
Evet ama Stew'un babası müthiş.
Pois. Quer dizer, o pai do Stew é o máximo.
Keseli sıçan güvecini denemek isteyebilirsiniz.
Talvez queira experimentar o "Possum Stew"!
Şu güveçten biraz versen nasıl olur?
Que tal um pouco deste "Stew"?
16 yaşındaki kızını bırakarak gitmiş, Stew.
Sei, e ela deixava para trás a filha de 16 anos, Stew.
Olay şu ki Stew, onun, seni sevdiğini sanarsın.
É que, Stew, ela vai convencer-te de que está interessada em ti.
- Irish Stew.
- Guisado irlandês.
- Irish Stew, kim?
- Guisado irlandês, quem?
Kanun namına Irish Stew.
Guisado irlandês em nome da lei.
Kanun namına Irish Stew.
Vou te prender em nome da lei.
Merhaba, Ben Stew...
Olá, sou o Stew...
Yaşlı Stewie'ye anlat.
Conta ao velho Stew.
- Stew nasıl gidiyor?
- Olá, como vais, Stew?
K-stew.
K-Stew.
Sebze Stew'i bir sebepten ötürü seçtim.
Escolhi este vegetal por uma razão.
Şefin eşi olduğunuz için en acil ilgilenilmesi gereken hastam sizsiniz.
A senhora é a mulher do Chefe o que faz de si a doente mais urgente. Olha, Stew.
Onun Andy'ye durmasını söylediğini duydum.
Eu ouvi-os mandarem o Andy voltar e foi quando o Stew lhe atirou pelas costas.
Andy devam etti,... Stew da onu sırtından vurdu.
- Seu sujo...