Sustum translate Portuguese
117 parallel translation
30 yıldır sustum.
Calei-me por trinta anos.
Her neyse, sustum ve gidiyorum.
Zás, e já cá não estou.
Sustum. Bana altını öğretin.
Ok, fechado como uma concha.
Sustum, kendimi bir yıl kadar kapattım.
Eu me isolei durante cerca de um ano.
Endişelenmen için sustum.
É para te preocupares.
Sustum.
- Sacamos.
Beş yıldır sustum ve gazetemi çalmanı benzinimi çekmeni, çalılarım arasında....... Tanrı bilir ne yaparak dolanmana seyirci kaldım.
Estive calada durante cinco anos a ver-vos roubar o meu jornal, a minha gasolina, a rondar os meus arbustos a fazer sabe Deus o quê.
- Sustum.
- Na boa.
- Tamam, tamam sustum. - Kapa çeneni.
Cala-te.
Sustum.
Fiquei calada.
Telefon et. - Tamam, sustum.
- Está bem, não digo nada.
Sustum.
Vou-me calar.
Konuşmuyorum. Tümüyle sustum.
Não falo, ponto final.
Tamam, sustum artık.
Já terminei.
- Sustum.
A calar-me...
Bana bir şans verdiğiniz için teşekkürler, Sizin gibi yaratıcı devlerle çalışmak onu verici. - Sustum.
Aproveito para agradecer por me ter dado esta oportunidade, porque é uma honra trabalhar com uma mente criativa como a sua.
Tamam, sustum.
Okay, estou calado.
Tamam tamam sustum.
Não fale demais.
Neyse, sustum.
Agora vou calar-me.
Tamam, sustum.
Vou calar-me agora.
- Tamam, sustum.
Está bem.
- Tamam, sustum!
- Ok, eu calo-me!
- Tamam, sustum.
- Pronto, já acabei.
Sustum. İlgi alanın, evcil hayvanın yok. - Köpeklerden nefret ediyorsun.
Não te interessas por nada, não tens animais de estimação, odeias cães.
- Sustum.
- Tá bem. OK.
- Sustum. Gösterimde yeni bir yeteneği kullanabilirim.
Já fiquei quieto seria bom ter carne fresca no meu show.
Tamam, peki, sustum.
Está bem, pronto, eu paro!
Yok bir şey! Harikasın dedim, sonra da sustum.
Disse que eras o máximo e, depois, calei-me.
Kaçmayı hayal ettim ama kaldım... Vakit geçirmeye çalışıp hep sustum.
Sonhava toda noite em fugir, mas cumpri a pena, me calei.
- Tamam sustum.
- Vou acabar com isto.
O yüzden sustum.
Parei de falar.
Sustum. Özür dilerim.
Lamento.
Sustum.
Já parei.
- Tamam, Sustum - Gidiyormusun? - Evet.
Bem, vou-me embora.
Aslında balık japon dövüş balığı olsa iyi olurdu ama, oay sustum tamam.
Embora, gostasse que o peixe fosse japonês. Pronto, acabou-se.
Sustum.
Levei tampa...
Çok, çok uzun süre hep sustum.
Mantive-me calada durante muito, muito tempo.
Sustum. Çavuş bana baktı. Ben çavuşa baktım.
Não falo, o sargento olha a mim, eu olho o sargento, sei o que ele quer.
Ama sormamam gerekiyordu ben de sustum.
Mas não devo perguntar, então calo-me.
Sustum.
Não vou falar.
Seni herhangi bir zaman çağırma hakkını bulmadığımdan sustum.
Eu gostava ter sabido que podia chamá-lo a qualquer momento
Tamam. Sustum.
Pronto, eu paro.
Tamam, sustum.
Ok, eu páro.
Sizin için bir kere sustum, Şerif.
- Já me calei quando me mandou uma vez, xerife.
Tamam, sustum.
Muito bem, fiquei sem palavras.
Tamam sustum!
Devia parar já. Vou parar.
Siz iyisiniz, pislik olan o. Ben geyim, sustum.
ele não presta, eu sou gay, estou fora.
- Sustum.
Garantem que lêm os dois isto.
Tamam, ben sustum. Sen konuş.
Uma espécie de programa "pegar e largar"?
Sustum.
Silêncio total.
Sustum patron.
Não digo mais nada, Chefe.