English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Süt

Süt translate Portuguese

4,889 parallel translation
Eğer bu süt çocukları açılışı yapmazsa Dozzy sahneye çıkmayacak.
Dozzy não toca se estes tipos não aquecerem o publico.
Dokunmadım bile. Normaldir, süt dolu tanker gibiler.
Devo ter apertado uma glândula.
- Süt buzdolabında. - Tamam.
- O leite está no frigorífico.
O zaman çikolatalı süt?
Então, um chocolate quente?
Evet, çikolatalı süt!
Sim, um chocolate quente.
Sürüdeki her anne... yavrusuna süt vermeye uğraşıyor.
Todas as progenitoras da manada estão a lutar para fornecerem leite às suas crias.
Boğa hormonlarından dolayı dava açtığım süt şirketi dışında ilk kez birisi benden özür diliyor.
Para além da empresa de leite que processei por causa das hormonas de touro, nunca ninguém me pediu desculpa.
Her göreve gittiklerinde A takımı, Bay T'ye bir bardak süt içinde uyku hapı veriyorlardı.
Sempre que iam em missão, os Soldados da Fortuna davam ao Mr. T um copo de leite e um soporífero.
Bu yüzde iki süt ile yüzde 98 sakinleştirici karışımı.
Tem 2 por cento de leite e 98 por cento de sedativos.
Çünkü kadın bir süt üreticisi çiftçinin karısı. Ve masada pastırma da olacak.
Vacas, porque é a mulher de um produtor de leite.
Glüten ve süt yok.
Sem glúten e sem lactose.
Süt Meksikalılardan mı geliyor? Amanın!
O leite vem dos Mexicanos?
- Başka süt yok mu?
- Temos mais leite?
Kelly'e helal süt emmiş kızı ne zaman bulacaksın?
Quando conseguirás uma boa mulher para o Kelly?
Eskiden Sevgililer Gününün sadece hanım evlatları, süt çocukları ve karı kılıklılar için olduğunu düşünürdüm.
Costumava pensar que o dia de S. Valentim era apenas mais um feriado para gajos lamechas e efeminados.
Süt yapıyormuş.
Ajuda a criar leite.
Uh, hey, barmen. İki süt istiyoruz, ve sonra bize bebeklerin nerden geldiğini anlatabilirsin.
Ei, empregado, queremos dois copos de leite, e depois pode dizer-nos de onde vêm os bebés.
O süt içmek içindi!
Esse leite era para beber.
Aslında mafya, süt endüstrisine çok az dahildir. Haklısın.
- A máfia é reduzida, nos laticínios.
Annem o sırada süt almak için markete gitmişti.
Ela tinha parado no supermercado para comprar leite.
- Süt ürünlerine alerjim var.
- Sou alérgico a lacticínios.
Çıkış yaptığını düşündüm çünkü daha önce odaya girdiğimde bebek bezleri ve süt vardı.
E pensei, que ela tinha mudado, porque antes, quando arrumei o quarto, ela tinha montes de fraldas e leite para bebé.
Otel odasından alınan süt ve bezler Red John'un ortağının tutumlu biri olduğunu anlamamı sağladı.
As fraldas e o leite levados do quarto do motel diziam-me como o cúmplice do Red John seria parcimonioso.
Üzerinde çapalar olan süt mavisi.
Era azul-bebé com pequenas âncoras.
Tereyağı, un, süt ve yumurtaya ihtiyacımız var.
Precisamos de manteiga, farinha, leite, ovos.
Neden biraz süt getirmiyorsun?
Porque não me trazes um leite?
N'apıyorsun, sırf bir süt için Wisconsin'e mi gidiyorsun?
Porque estás a demorar, foste buscar o leite a Wisconsin?
- Süt.
- Leite.
Sağılmış süt.
Leite de úbere.
Süt var.
Leite de cabra?
Süt getirmemesi için Silver's'ı aradım. Ama postanın birikmesini de istemiyorum.
Já avisei para não enviarem o leite, mas eu não queria que o correio se acumulasse.
En son biri bana süt verdiğinde 10 yaşındaydım.
A última vez que me deram leite, tinha 10 anos.
süt ve sığır eti, tamam.
Leite e bifes de peru, está bem. Paro a caminho de casa.
Süt.
Leite.
Peki neden buzdolaplarında bir şişe süt var?
A esposa era vegetaria convicta, então por que há um litro de leite no frigorífico?
Şişedeki sıvıın süt olmadığını düşünüyorum ; bence şişede aseton vardı.
Acredito que era acetona.
Efendim... burada süt tenekelerinin yanında bir tüp vardı... Şimdi yoklar.
Senhor havia um cilindro de gás de cozinha junto com essas latas de leite agora desapareceu.
Hayır kardeşim, ben süt içmem ki.
Não irmão, eu não bebo leite.
Tüm zenginliğim süt gibi beyaz ve helal sadece yüzüm kara.. o da tozdan, kirden
Toda a minha riqueza é branca só as minhas dividas são pretas.
- Evet, süt, bal ve peynir de.
- Sim, e leite e mel e queijo.
- Çay alabilir miyiz? Süt olsun mu?
Podia trazer chá, com leite?
Sonrasında onlara süt ve kurabiye vermek istiyorsa versin.
Se ele quiser dar-lhes leite e bolachas no fim, tudo bem.
Eğer içecek bir şey istersem buzdolabına gider, bir bardak süt dökerim kendime.
Se eu quiser uma bebida, eu posso ir ao frigorífico e servir-me de um copo de leite.
Süt ve keki hazır ettiğinden- -... Tom'un hazır ettiğinden emin ol.
Assegura-que tu... Assegura que o Tom tenha leite e bolo.
Süt almak bir bucuk saat mi sürüyor?
Uma hora e meia para comprar leite?
Tek izin gününde burada dikilip peluş hayvanlar kazanmak için süt kutularını mı devireceksin?
Vais ficar aqui no nosso dia de folga, a deitar abaixo garrafas atrás de bichos de peluche?
Süt ürünleri daha farklı bir karışım sağlıyor. Böylece daha zengin bir lezzet alıyorsun.
Os leites reagem-se e enriquecem o sabor.
Süt ürünleri daha farklı bir karışım sağlıyor.
Os leites reagem-se e enriquecem o sabor.
1-2 film dışında Süt, Gus Van Sant'ın yönetmeninden. Etkileyici bi geri dönüş.
Tenho vários DVDs do filme Milk, um regresso inspirador à forma para o realizador Gus Van Sant.
Her neyse, bu teneke kutu ; bozuk süt, kalitesiz tavukla ağzına kadar dolu ikisini de bu sabah Apu'dan satın almıştım.
Enfim, esta lata está cheia de leite azedo e frango congelado, ambos vendidos pelo Apu, nesta manhã.
Süt nereden geliyor sanıyorsun?
De onde achas que vem o leite?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]