Tanrı biliyor ya translate Portuguese
224 parallel translation
Tanrı biliyor ya çalışında hiç içtenlik yok.
Deus sabe que não tocas com sentimento.
Tanrı biliyor ya, onun istediğine sahip olmasını diliyorum.
E por tudo aquilo que é sagrado, quero que ele tenha aquilo que ele quer.
Tanrı biliyor ya oradalar.
Deus sabe, eles estão lá fora.
Tanrı biliyor ya, sana iyi şanslar diliyorum.
E Deus sabe que te desejo sorte.
Tanrı biliyor ya, Ben,.. Ben sevimli değilim. Ama onu sevmiştim.
Deus sabe, Ben, que não sou fácil de amar, mas amei-a.
Tanrı biliyor ya, doğruyu söylüyor.
Ele està dizendo a verdade. Não hà nenhum cofre.
Tanrı biliyor ya, bir hafta için ruhumu verirdim.
Por Deus, daria a minha alma por uma semana.
Tanrı biliyor ya ondan ne kadar da çok nefret ediyorum.
Como o odeio. Meu Deus, como o odeio!
Onun hakkında merak ettiğim bir şey var, Tanrı biliyor ya!
Sempre fiquei curioso sobre ela. Falo a sério.
Tanrı biliyor ya, piç kuruları hala...
Não sei como. Desgraçados. Mas...
Tanrı biliyor ya, buradaki ilk çocuğun doğumunu dört gözle bekliyordum.
Estava tão ansiosa por isto, a primeira criança nascida em Alfa...
- Tanrı biliyor ya denedim.
- Eu bem tentei.
Tanrı biliyor ya denedim.
Deus sabe que tentei.
Tanrı biliyor ya polis onları enselemeyi çok istiyor.
Sabe Deus que a Polícia gostaria de os apanhar,
Tanrı biliyor ya bu şehirden çıkmayalı uzun zaman oldu.
Porque não vamos a Terre Haute amanhã? Faz muito tempo que não saimos de esta aldeia.
Tanrı biliyor ya çok şey istemiyordu.
E Deus sabe Que ele não queria grande coisa
Tanrı biliyor ya, benim de.
E Deus sabe como acende o meu.
Çünkü, Tanrı biliyor ya, buna ihtiyacın olacak!
Deus sabe como vais precisar dela!
Bak, olaya hemen girmek istemiyorum. Tanrı biliyor ya, zamana ihtiyacın var.
Não quero começar agora, Deus sabe que precisas de tempo...
Tanrı biliyor ya, şu son birkaç günde ne kadar çok şeyle uğraştık.
Deus sabe que passámos maus bocados nos últimos dias...
Tanrı biliyor ya, bu sefer hak ettik.
Deus sabe como deviam dá-las.
Tanrı biliyor ya... ona öğretmeye çalıştım ama kendini beğenmişliğinden beceremedi.
Eu tentei arrancar-te isso, mas está no teu sangue de imigrante.
Bayan Daisy, sizin şoföre ihtiyacınız var Tanrı biliyor ya, benim de işe ihtiyacım var.
Agora, Miss Daisy... a senhora precisa de um chauffer e Deus sabe que preciso de um emprego.
Senden nefret etmiyorum Dianne. Robert'tan da. Tanrı biliyor ya, bu doğru.
Eu não te odeio, Dianne, nem ao Bob e o Nosso Senhor é testemunha de que isto é a verdade.
Tanrı biliyor ya, gitmek istemiyorum.
- Não me apetece nada.
Tanrı biliyor ya, sende fazlasıyla var.
Deus sabe que já a tens de sobra.
Tanrı biliyor ya deniyorum.
Deus sabe que estou a tentar.
Tanrı biliyor ya üç tane çocuğum olmasını hiç beklemiyordum.
Deus sabe que nunca quis ter três filhos.
Tanrı biliyor ya, şu anda iyi bir babaya ihtiyaçları var. - Sağol dostum.
Só Deus sabe como precisam de uma figura paterna em suas vidas no momento.
Tanrı biliyor ya, sergileyeceğim tüm hünerlerimi
E vou mesmo Dar o meu melhor
Tanrı biliyor ya her ölüm zamansız aslında.
Sabe Deus, a morte chega cedo demais para todos nós.
Tanrı biliyor ya, çok uzun yaşadın. İyileşeceksin.
Só Deus sabe como ainda estás vivo.
Kızın babasına çok düşkün. Tanrı biliyor ya, o da kızına çok düşkün.
Querida, tens uma filha que adora o pai, e ele é doido por ela.
Tanrı biliyor ya, her tür yardıma ihtiyacım var.
Deus sabe que eu preciso de toda a ajuda.
Tanrı biliyor ya, her tür yardıma ihtiyacım var.
Eu preciso de toda a ajuda.
Tanrı biliyor ya paranın şehir dışına çıktığını görmekten bıktım.
E, meu Deus, como estou farto de ver o dinheiro a sair da cidade.
Tanrı biliyor ya Nahassapetapeeta ya da her neyse o olmadan da yeterince uzun.
Já é comprido o suficiente sem o Nahassapetapeeta... qualquer coisa.
Tanrı biliyor ya, vurulmak bizim ailenin laneti.
Só Deus sabe... tiroteios têm sido uma maldição na nossa família.
Tanrı biliyor ya Sasha yeterince çığlık attı.
O Senhor é testemunha que já tive a minha dose com a Sasha.
Ve Tanrı biliyor ya herkes yeterince kımıldıyor zaten.
Deus sabe que já todos estão o suficientemente aturdidos.
Tanrı biliyor ya, cadılar günü hazırlıklarına da yardım etmedi.
Deus sabe que ele não me ajudou com as decorações do Dia das Bruxas.
Tanrı biliyor ya ben de bu yoldan geçtim.
Deus sabe que passei por isso.
Tanrı biliyor ya Jackie'nin kitabı kalındır ama her nedense düşünüyorum da herhalde artık sonuna yaklaşmışsındır.
Porque Deus sabe, Jackie, que têm sido muitas. Mas de algum modo, eu apenas continuo a pensar que deves estar a esgotá-las. Deves estar.
Lily Mortar zararsız bir kadın değil. Tanrı da biliyor ya...
Lily Mortar não é uma mulher inofensiva, embora Deus saiba que ela é bastante tola.
Biliyor musunuz, bu Tanrı'ya Şükran Günü yemeğine benziyor.
Isso se parece com o meu jantar de Acção de Graças.
Biliyor musun, Roma'ya ilk geldiğimde hepiniz gözüme tanrı gibi gözükmüştünüz.
Quando vim pela primeira vez a Roma, todos me pareciam deuses.
Ve Doktor, Tanrı da biliyor ya, ben, katılımı destekleyen biriyim, ama arada bir cümlelerimi bitirmeme izin vermeniz hoşuma giderdi.
E doutora... Deus sabe que gosto de ver iniciativa. Mas gostaria que me deixasse terminar as frases de vez em quando.
Tanrı da biliyor ya, ben glasnost çocuğuyum.
sou um "gIasnóstico" convicto.
Tanrı da biliyor ya ikinizi de en iyi biçimde yetiştirmeye çalıştım.
O Senhor sabe que vos criei o melhor que sabia.
Biliyor musun, eğer bir çeşit Tanrı varsa... herhangi birimizde, sende ya da bende değil de... aradaki küçük alanda olurdu.
Sabes, acredito que se há algum Deus, não estaria em nenhum de nós, mas num espacinho intermédio.
Tanrıya inanmamaktan daha korkunç olan nedir biliyor musun?
Ei, sabes que é atormentador não acreditar em Deus?