Temelde translate Portuguese
570 parallel translation
Profesör Tanabiya bir dakika içinde daha iyi açıklayacak ama temelde, Godzilla'dan gelen bu kum sadece atom bombasının yol açtığı türde radyasyonu aşırı dozda soğurmuş.
O professor Tanabiya irá explicar isto tudo melhor, em um momento. Mas basicamente, esta areia veio do Godzilla. Ela absorveu uma dose maciça de radiação, do tipo gerada apenas por uma bomba atómica.
İnsanlarla olan ilişkilerimizde, temelde onların karakter ve davranışlarını tartışır ve değerlendiririz.
Em nossas relações com as pessoas,... nós principalmente discutimos e avaliamos,... seus temperamentos e condutas.
İnsanlar temelde eğlenmek için televizyon izler.
Geralmente as pessoas assistem TV para se divertir.
Anımsamalarınız nostaljiye batmış, sizin zararsız ve temelde duygusal çağrışımlarınız... bir suç ortaklığının ifadeleri.
As suas saudosas lembranças, as suas evocações inofensivas e no fundo emotivas, são reacções de um cúmplice...
Cesur ama temelde aptal.
Corajosas, mas no fundo estúpidas.
Benim büyüm temelde eğitim amaçlı kullanılır aslında, ben de tam bu yüzden buradayım.
A minha magia tem apenas objectivos educacionais! Na verdade, é por isso que aqui estou!
Yazmak da istiyordum, ama temelde... nasıl söylesem... yaşamak istiyordum.
Isso também, mas sobretudo para... Nao sei bem como dizê-lo. Para viver.
Bu yüzden temelde iyi bir iş olacak.
- Mas recuperariamos os 70 % caso contrário não teremos nada.
- Seni, "İnsan, her tür mekanik aygıttan, temelde üstündür." derken duydum.
"O homem é superior a qualquer objecto mecânico."
Temelde aynı fikirdeyiz.
Concordamos basicamente com elas.
Son olayların, vergi sistemimize getirdiği yükü sizden gizlemeyeceğim. Bu yük temelde, tüm toplumumuzun refahına binmiştir.
Não vou esconder de vós a gravidade da situação da situação "explosiva" do sistema de impostos... em qual todo o bem estar da nossa sociedade se baseia.
İyileştirici bir temelde, suçlular daha iyi eğitilirler. Suç refleksini öldürmek, mesele bu.
Presos de delito comum como estes devem receber tratamento adequado que elimine todo o reflexo criminoso.
Biliyor musun, temelde aynı fikirleri savunuyoruz.
No fundo, temos as mesmas ideias.
Bay Jaffe, bu temelde herkesin düşkün... olabileceği zararsız sapkınlıklardan mı?
Sr. Jaffe, trata-se de uma daquelas perversões engraçadas a que qualquer tipo se pode entregar? Qualquer pessoa a pode ter.
Temelde insan doğasının erdemliliğine kuşkuyla bakan bir adamın yüzüne sahip.
Essencialmente o rosto de um homem incrédulo para com a bondade humana.
Çünkü savaşın çoğu cazibesi temelde bu tuhaf bu ilginç cazibeye dayanır.
Porque muito do encanto de uma batalha, é esta atração pelo bizarro, pelo estranho.
Yapılan bildirim temelde etkiyle ilgiliydi.
O que reportámos foram os efeitos.
Bence onun hakkında, ancak temelde pek başarıIı olmadığını söyleyebilirsiniz.
O pior que podemos dizer sobre Ele é que é basicamente uma decepção.
Ailesiyle bir evlilik bağı kurmama temelde karşı değilmiş.
Sugeriu um casamento com a tua filha.
Temelde, iki inanışın karışımı.
Basicamente, é uma mistura de duas religiões. - Um.
Temelde, güç mücadelesiydi.
Basicamente pelo poder.
Champollion hiyeroglif yazısının, temelde basit şifrelerden oluştuğunu keşfetti.
Champollion descobriu que os hieróglifos, são meras cifras de substituição.
Vudu, temelde bir dindir.
Portanto, o vodu é basicamente uma religião.
Kültürümüz bozuk. Yani uygarlığımız. Temelde bir bozukluk var, oğlum.
Há algo de errado com a nossa cultura, ou seja, com a nossa civilização.
Varsayalım ki sizin inancınız temelde doğru.
Imagine que o que a sua fé lhe disse estava essencialmente certo.
Macon, Ethan öldüğünden beri, insanların temelde kötü olduklarını kabul ettim.
Macon, desde que o Ethan morreu tive de admitir que as pessoa são más.
Aranızdaki şey temelde bu. "Ellen, bana bir tabak Spagetti daha getir." Doğru mu?
"Ellen, traz mais esparguete".
Biz ikiziz yani temelde aynıyız.
Somos gémeos. Somos basicamente iguais.
Temelde infilak devreleri.
São basicamente os circuitos de detonação.
Bu derin kişilik anlamına gelmez ki. Yani, temelde, ben mutlu bir insanım.
Isso não quer dizer que não sejas superficial.
Telepatik olarak bağlanıp, düşüncelerinizi paylaşacak, temelde, tek bir zihin olacağız.
Estaríamos ligados telepaticamente, a partilhar os pensamentos, a sermos uma essência, uma mente.
Temelde evet.
Basicamente, acho que sim.
Konuştum, temelde hemfikirler.
Sim, e em principio eles aceitam.
Öyle sanıyorum ki, temelde ona karşı çıkmayan insanlar var.
Presumo que há quem não se atreva a contradizê-lo.
Bence "Dokun Bana, Ben Dick," temelde, kendi kendini anlatıyor.
Acho que o título diz tudo.
Bence, yani, temelde sarkının konusu su.
E disso, basicamente, que trata a canção.
Bu taşıyıcı, temelde Atılgan'da kullandığımızla neredeyse aynı.
O transportador é basicamente o mesmo que usamos na Enterprise.
Temelde yaptığınız şey buzdan bir tepenin üstünden kendinizi aşağı bırakmaktır.
Basicamente, o que querem conseguir é levar os vossos traseiros do topo de um tubo de gelo até lá abaixo.
Soruşturma sonucunda savcılığın kriminoloji uzmanlarının... güvenilirliğini ve inanılırlığını etkileyen... delillere ulaşıIdı... ve sadece bu temelde... Temyiz Mahkemesi kararının bozulması gerektiği saptandı.
O inquérito revelou provas... afectando a consistência e credibilidade... dos médicos legais da acusação... e determinou baseado apenas nisso... que o Tribunal de Recurso deveria ser revertido.
Temelde benim söylemek istediğim birkaç yumurta kırmadan omlet yapılamayacağı ve insanoğlu sadece kırık bir yumurta.
Vê, o que estou a dizer, basicamente, é que tu não podes fazer omoletes sem partir alguns ovos, e a Humanidade é apenas um ovo partido.
Biz Avrupalıları, Yahudilerden ayıran bu fark meseleyi tehlikeli eğilimi ile dinsel önyargının halletmesi için değil, temelde farklı iki yapının anlaşılması gerçek bir uçurumu ortaya çıkardığı için verilmiştir. "
A profunda diferença que separa a nós, europeus, dos judeus não pretende de forma alguma que preconceitos religiosos, com os seus perigos, resolva a questão pois a percepção das naturezas fundamentalmente distintas revelam um verdadeiro fosso. "
Bence, tenis temelde pin-pong'dur ama burada oyuncular masanın üstünde duruyorlar.
Para mim, o ténis é como o ping-pong, e os jogadores estão na mesa.
Temelde, George, yaptığımız iş oldukça basit.
Portanto, basicamente, George, o lugar aqui é muito simples :
Temelde aynı, şimdi bir varil bedava bira alacağımız hariç.
É quase igual, só que temos um barril de cerveja à borla para a reunião.
Fakat temelde farklı bir felsefe öğretiyorsa...
Mas se ela ensina uma filosofia fundamentalmente diferente...
Ama temelde haklıydım.
Mas, o princípio estava correcto.
Temelde şunu söylemişti :
Se você se mover suficientemente depressa
İnsanlar temelde hep aynıdırlar.
As pessoas ao seu redor serão as mesmas,
Ama temelde iyi yürekli bir insanımdır.
Mas, basicamente tenho um bom coração.
Temelde erkekler ve kadınlar aynıdırlar.
Homens e mulheres são essencialmente o mesmo.
Sekste kadınlar temelde aynıdır ;
Coisas?