Thunderbolt translate Portuguese
66 parallel translation
Thunderbolt Oteli.
Hotel Thunderbolt.
San Mateo Thunderbolt Otelinden.
Do Hotel Thunderbolt, em San Mateo.
Terwiliger, Red Terwiliger... 35 numara, Thunderbolt.
Terwiliger, Red Terwiliger... o número 35... Relâmpago.
Thunderbolt mu?
Relâmpago?
Yıldırım.
O Thunderbolt!
Peki ya Yıldırım?
E o Thunderbolt?
Yıldırım'ı unut artık.
Esquece o Thunderbolt. Foi para o lixo!
Bu yıldırım.
O Thunderbolt!
Ve koca kıçlı A-10 Thunderbolt.
E um Thunderbolt A-10 enorme.
Gördüğümüz son şey Thubderbolt'un düşürülmüş helikopterlere napalm bombası bıraktığıydı.
Por fim, o Thunderbolt lançou napalm sobre dois helicópteros despenhados.
Son gördüğümüz şey Thunderbolt'un napalm bombası attığıydı...
A última coisa que vimos foi o Thunderbolt a lançar napalm... sobre os 2 helicópteros despenhados.
T-bolt, otoparkınız hazır.
Thunderbolt, o estacionamento está pronto.
T-bolt'un dikkatine, hedef yok edilemedi.
Thunderbolt, atenção... alvo não destruído.
San Francisco bölgesindeki hava taşıtlarına ben T-bolt.
Todas as aeronaves próximas de S. Francisco, daqui Thunderbolt.
T-bolt'tan tüm birimlere.
Thunderbolt a todos os postos.
Kanine Krunchies... köpeğinizin en sevdiği mama... "The Thunderbolt Adventure Hour" u sunar.
"Cereais Caninos" - - estaladiços que o seu cão gosta de trincar - - apresenta a "Hora da Aventura de Trovão,"
yıldız Thunderbolt, benzersiz harika köpek!
contracenando... Trovão, o cão prodígio!
Yardım et, Thunderbolt, kurtar beni!
Socorro, Trovão, salva-me!
Yardım et, Thunderbolt! Kurtar beni!
Socorro, Trovão, salva-me!
Thunderbolt geliyor!
Trovão vai a caminho!
Ahh, Thunderbolt, Sen benzersizsin!
Ahh, Trovão, tu és único!
Eğer köpeğinizin öyle olduğunu düşünüyorsanız... onu Londra'daki... Thunderbolt'un yeni heyecan verici macerasına getirin.
Se tu achas que ele tem o que é necessário, trá-lo ao Estúdio de Londres á nova e excitante aventura do Trovão,
"Thunderbolt Versus the Hound of the Baskervilles".
"O Trovão contra o Cão dos Baskervilles."
Thunderbolt Londra'da mı? ! Evet!
Trovão está em Londres?
Thunderbolt Londara'da.
É verdade! Trovão está em Londres.
Thunderbolt'u görmeliyim!
Papá! Eu tenho que ver Trovão!
Baba sadece yarın Thunderbolt'u görmeye gitmek zorundayım.
Papá, eu tenho que ver o Trovão amanhã.
Yoldan çekil. Biz şeyi istiyoruz... Thunderbolt!
Queremos... o Trovão!
Thunderbolt!
Trovão!
Selam, Thunderbolt!
- - Hi, Trovão!
Ben senin en büyük hayranınım, Thunderbolt!
Eu sou o teu maior fã, Trovão!
Ama Thunderbolt'dan hiçbir iz yok.
Mas justamente não há sinal do Trovão em lugar nenhum.
Bu tamamen yeni bir yol olacak. "The Thunderbolt Adventure Hour"!
Isto vai ter uma nova Direcção na "Hora da Aventura de Trovão"!
Thunderbolt, eski dostum, sonunda gölgenden kurtulabileceğim, seni kendini beğenmiş, rolünü abartan amatör oyuncu seni!
Trovão, velho amigo, finalmente vou conseguir sair da tua sombra, seu subavaliado, seu presunto excedente!
Hey, Thunderbolt, sen nasıl... benzersiz bir harika köpek olabildin?
Ei, Trovão, como é que afinal te tornaste um único cão prodígio?
Thunderbolt, dinle!
Trovão, escuta! Há uma emergência!
Dünyaca ünlü Thunderbolt... dünyaca ünlü 101 Dalmaçyalı'yı kurtarır.
O mundialmente famoso, Trovão, vai salvar os mundialmente famosos 101 Dálmatas.
Kudretli Thunderbolt burada!
Poderoso Trovão está aqui!
Thunderbolt Dalmaçyalı yavruları kurtarmaya gidiyormuş.
Trovão vai salvar os pequenos cachorros Dálmatas.
Thunderbolt, eski dostum!
Trovão, velho amigo! -
Bu Thunderbolt!
Eis Trovão!
Thunderbolt oradaysa... kötüler korkudan siner.
os vilões sempre tremeram de medo quando o Trovão aparece!
Ve Thunderbolt'u yanında getirmiş!
E trouxe o Trovão!
Hey, Thunderbolt bir keresinde... böyle bir kafesten kurtulmamış mıydı? Biliyorsun, 13. bölümde "The Flaming Flea Circus".
Ei, não foi o Trovão que fugiu duma jaula como esta uma vez, lembras-te, no episódio 13, "O Circo da Pulga Flamejante"?
Ben... ben Thunderbolt'a yardım etmeye çalışıyordum!
Estava - - estava apenas a ajudar o Trovão!
Anne, baba, bu Thunderbolt.
Mamã, Papá, este é o Trovão.
Aynı Thunderbolt gibiydi.
Igual a Trovão. Sabes, eles têm razão, miúdo.
Ben - orada "Yıldırım Tepesi" adında bir dağ vardı...
Havia uma montanha chamada Thunderbolt Peak.
P-47 Thunderbolt.
Raio P-47.
Güçlü Thunderbolt burada!
O Poderoso Trovão está aqui!
Hey, Thunderbolt, buraya!
Ei, Trovão, aqui!