Tik translate Portuguese
704 parallel translation
Bak, tik tak!
Bate!
Üzgünüm ama ben zaten Klik, Pik, Hik, Tik Gaf, Staf, Laf ve Çaf'a üyeyim.
Lamento, mas já estou inscrito em Click, Pick, Hick, Tick, Gaff, Staff, Laugh e Chaff.
Oturma odası, kapılar ve zemin meşe, lambriler tik ağacıdır.
A sala de estar, portas e soalho de carvalho, lambris em mogno.
Tiki tak bum tik tak
Um chick a chick boom chick boom
Tiki tak bum tik tak İşte kalbinizdeki Trinidad Güzeli
Um chick a chick boom chick boom é a Senhora de Trinidad
Ama şimdi yaklaştığında, sizi uyarıyor, şu şekilde tik-tak, tik-tak, tik-tak.
Mas agora, quando ele está por perto ele avisa-o com o seu tiquetaque, tiquetaque, tiquetaque...
Bütün akºam onlara ulaºmaya çaliºtik.
Passámos o serao a tentar contactá-los.
- Bayagi tartiºtik.
- Tivemos uma discussao acesa.
- Saat gibi tik tak sesi geliyor!
- Estou a ouvir um tique-taque!
Kafamın içinde tik tak yapan bir ses var!
Tenho um tique-taque na minha cabeça!
Bak bak, ikisinde de aynı tik var.
A cara chapada!
Tik tak, tik tak.
- Tic tac, tic tac...
Tik tak.
Tic-tac.
- Tik, tak...
- Tiquetaque...
Mesaj ve tik-tak sesleri gün boyunca devam etti.
O tiquetaque e a mensagem repetiram-se durante todo o dia.
Duydugum bu tik tak sesi ne?
Que é este tique-taque que estou a ouvir?
" O tik tak sesi 30 saniye sonra patlayacak bir bomba.
" O tique-taque que està a ouvir é uma bomba que explodirá dentro de 30 s.
Gül ağacı, maun, tik ağacı?
Pau-rosa, mogno, teca?
- Bence o bir tik.
- É um tique nervoso.
- Anlaºtik.
- Negocio fechado.
- Biz de geçerken ugramiºtik.
- So passámos para dizer olá.
Artik ödeºtik Binbaºi.
Ficamos quites, Major.
Anlaºtik çocuklar.
Troca feita, rapazes.
- Çok melodrama tik bir şey.
- Algo de muito melodramática.
Tik tak, tik tak.
" Tique, tique-taque.
Selam, bebeğim! Tik Tak'a gidip kurtlarını dökmek ister misin?
Fofa, queres passar depois pelo Tick Tock?
Bak ne diyeceğim, bütün bunlar bitince, en güzel elbiseni giy, ben de seni Tik Tak'a götüreyim, bütün gece boyunca dans etmek için, horozlar ötene kadar.
Vou dizer uma coisa. Quando isto acabar vai colocar o seu melhor vestido e nós vamos dançar no Tick Tock a noite toda, até os galos cantarem.
Bu bayanla Tik Tak'ta bir randevum var.
Tenho um encontro com esta moça no Tick Tock.
Tik tak tik tak tik tak... - Oh...
Eu estou a marcar as horas.
Hey, hey, hey! Cebimde bir sürü Tik Tak var.
No bolso, tenho uma embalagem inteira de Tic Tacs.
Tik-tak.
Tique-taque.
Tik tak sesi ile insanları hipnoz ettiklerini biliyor musun?
Sabes que costumavam hipnotizar as pessoas com o som dos ponteiros?
Hayır, Tik Tak Seramik'in Başkanı.
Não, é o Presidente da Tic Tac Painéis. Porquê?
Benim kafam bunlara basmıyor, Kimo. Tik-tak.
- A minha cabeça não funciona assim.
Kara dudaklarini içine tik. Derini aç. Burnunu küçült.
Esconde essa beiça de negro clareia a pele, encolhe o nariz.
Tik-tak, tik-tak, tik, tak!
Tiquetaque, tiquetaque, tiquetaque, tiquetaque, tiquetaque!
Şu "tik-tik" i durdur!
Pára o tiquetaque!
Tik-tak, tik-tak. Hook, saatlerden korkar!
Tiquetaque, tiquetaque o Gancho tem medo de um simples relógio!
Tik...
Tique...
- ben biliyorum lenf kanseri tiklerin yayılması ile ortaya çıkar bir tik, kanınızı emmeye başladığı zaman kanınızı istila eder ve bel kemiğinizden beyninize kadar ulaşır beyin mi?
A doença de Lyme é espalhada por parasitas chamados Ticks. Quando um parasita começa a sugar o sangue, ele é infectado, seguindo-se a espinal medula e depois o cérebro. O cérebro?
Zaman her tik takla daralıyor.
Essa hora aproxima-se a cada segundo.
Bu yeni hobin mi yoksa tik haline mi geldi?
É um passatempo novo ou algum tique nervoso?
Biyolojik saatim böyle tik-tak ediyor, ve bu davanın gidişatına bakılırsa, asla evlenemeyeceğim.
O meu relógio biológico não pára, e pelo andar deste caso, nunca mais me caso.
.. havuç ve bezelyeye müshil karıştırmak doğum kontrol haplarımı tik taklarla değiştirmek.
Sintetizou um laxante de ervilhas e cenouras, substituiu as minhas pílulas por rebuçados.
- Biliyorsun şu garip tik.
- O quê? - Isso, tu sabes -'E agora o meu próximo tique...'Isso.
Sıradan gidiyorsun önce tik sonra da "Maggie!".
Fazes isso em excesso com o velho tique, cospes,'Ei, Maggie!
Neden? Bu bir tik mi?
Será um tique?
O Bubu değil o bir saat, Tik Tak.
Esse não é um boo-boo. É um relógio tic-toc.
Tik?
Espasmo?
Tik Tak'a gidip dans etmek ister misin?
Quer dançar no Tick Tock?
Tik-tak-tok.
Um dó li tá.