Tuhaf bir durum translate Portuguese
234 parallel translation
Çok tuhaf bir durum belki, çünkü ikimiz de aynı kadına aşığız.
Talvez seja uma estranha circunstância que ambos estejamos apaixonados pela mesma mulher.
Şey, biraz tuhaf bir durum.
É um pouco estranho.
Tuhaf bir durum yarattığımı hissettim.
Logo me apercebi do ridiculo da situação.
Çok tuhaf bir durum.
E esta agora?
Bu çok tuhaf bir durum.
Isto é uma maluqueira.
Bu çok tuhaf bir durum.
É muito estranho.
Kadın da biraz tuhaf. Ne düşündüğünü bilmiyorum ama sanki tuhaf bir durum var.
Esta mulher é bozarra... não sei o que tu pensas... mas eu, não a "engulo"...
Tuhaf bir durum, George.
Um mau bocado, George.
Hakikaten tuhaf bir durum içerisindeyim.
Na verdade, à algo nisto que não gosto.
Tuhaf bir durum.
- É um embuste.
- Bu tuhaf bir durum.
- Isto é bizarro.
Bu, güneşin batmayı unutması kadar tuhaf bir durum.
Isso é como se o sol se esquecesse de nascer.
Önemsiz bir şey, fakat ilgileneceğiniz tuhaf bir durum, bilirsiniz.
É uma mera banalidade, mas sei que lhe vai interessar.
Tuhaf bir durum.
É estranho, entendes?
Tuhaf bir durum ne denirse, rastlantı ya da kader.
Faz-me lembrar Carl Jung, qual ele diz : Uma coincidência... qualquer coisa.
Tuhaf bir durum daha var. Sonarlarıyla ilgilenmiyorlar.
Utilizam os sonares como se procurassem algo, mas ninguém ouve.
Jerry, çok tuhaf bir durum.
Não me sentiria à vontade e pode ser perigoso.
Bu çok tuhaf bir durum.
Isto é muito estranho.
Tuhaf bir durum.
- Não sei, é estranho.
Bu, onun herhangi bir ölüm nedeninden çok daha tuhaf bir durum.
Isso é uma circunstância menos natural do que a causa da morte dela.
- Biraz tuhaf bir durum.
- Isto é esquisito.
- Tuhaf bir durum, değil mi?
- É esquisito, não é?
Tuhaf bir durum, değil mi?
É estranho, não?
Burada olan oldukça tuhaf bir durum.
Isto é uma merda assustadora.
B'Elanna, senin için tuhaf bir durum olduğunu biliyorum- - muhtemelen, bizden birisi aklında bile değildi- - ama bunu düşünmek için artık çok geç.
B'Elanna... sei que isto é uma situação muito bizarra... provavelmente não é o que cada um de nós tinha em mente, mas, é tarde demais para preocuparmos com isso.
Tuhaf bir durum.
Curiosa, diria eu.
- Tuhaf bir durum,?
- É uma situação e peras, não?
Tuhaf bir durum var.
Isto parece esquisito.
İtiraf etmelisin ki, epey tuhaf bir durum.
Isto é muito estranho, você tem de admitir.
Çok tuhaf bir durum.
Temos aqui uma situação!
Şey, bak, biliyorum bu tuhaf bir durum, Shari, ama beklemek istemiyorum.
Sei que isto é estranho, mas não quero esperar.
General, burada tuhaf bir durum var.
General, temos um problema.
- Tuhaf bir durum.
- Há uma coisa curiosa.
Tuhaf bir durum.
É muito peculiar.
Çok tuhaf bir durum.
Isto é tudo tão esquisito.
Tuhaf bir durum.
É estranho.
Ne tuhaf bir durum.
Que surpresa.
Burada tuhaf bir durum seziyorum.
Tive um pressentimento muito forte.
Bu tuhaf bir durum.
Que estranho!
Tuhaf bir durum değil mi?
Com as selvas posso eu bem.
Bak Robert, bu benim için biraz tuhaf bir durum.
Ouve, Robert, é embaraçoso.
Tuhaf bir durum, değil mi?
É estranho, não é?
Biraz tuhaf bir durum değil mi?
É um pouco embaraçoso, não acha?
Tuhaf bir durum, Philippe.
É incrível.
Diğer bir tuhaf durum da madame Doyle'un kamarasındaydı.
A outra circunstância curiosa ocorreu no camarote de Madame Doyle.
Ardından, özel bir durum içeren ama kişisel fırsatlar sunacakmış gibi görünen tuhaf bir ölüm haberi ulaştı.
que não só me cativou pelas suas características, como pareceu oferecer-me uma estranha oportunidade, Por isso, cá estou eu,
"Tuhaf bir olay, istisnai bir durum" diyecekler.
Dirão que foi um fenómeno aberrante.
Evet, müşkül bir durum olduğunun farkındayım, ama, malum, bir tuhaf oldum. sonra da gözlerimin içine bakıp... "Sincabım, seni seviyorum" deyince de...
Sim, eu sei, é uma confusão, mas, veja, fiquei abatido, e quando ele olhou para os meus olhos e disse, "Macaquinha, eu amo-te"...
Bu ışınlayıcı kaydına göre Kızıl Takım adlı bir grup acil durum ilan edildikten 26 dakika sonra Yıldız Filosu Akademisine geri ışınlanmış. Tuhaf.
Este registo de transportador mostra um grupo chamado "Esquadrão Vermelho" foi teletransportado para a Academia da Frota Estelar, 26 minutos depois de se declarar estado de emergência.
Tuhaf tip bir durum. Şey, efendim. Elimizde bir schnauzer var ve görünüşe göre- -
Temos um schnauzer e um...
Çok tuhaf bir durum.
Isso é tão estranho.
tuhaf biri 22
tuhaf bir şey 23
tuhaf birisin 17
durum 69
durumu 30
durumlar nasıl 26
durumu ne 21
durum nedir 160
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
tuhaf bir şey 23
tuhaf birisin 17
durum 69
durumu 30
durumlar nasıl 26
durumu ne 21
durum nedir 160
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durum bu 36
durum şu 37
durum nasıl 38
durumu nedir 24
duruma göre değişir 91
duruma bağlı 72
durum raporu 57
durumunuz nedir 41
duruma göre 34
durum bu 36
durum şu 37
durum nasıl 38
durumu nedir 24
duruma göre değişir 91
duruma bağlı 72
durum raporu 57
durumunuz nedir 41
duruma göre 34