Tıpkı sizin gibi translate Portuguese
284 parallel translation
Zihinleri onlara oyunlar oynar, suçlu olduklarına kendilerini ikna ederler. Sonra tıpkı sizin gibi buraya gelirler.
Por qualquer distorção mental peculiar, convencem-se de que são culpados e depois vêm, como você
Linda Mills de yastıksız uyuyor, tıpkı sizin gibi.
A Linda Mills que dorme sem almofadas como a Lois.
Tıpkı sizin gibi geri dönebilirim.
Posso ter de voltar para trás, como vocês.
Biz Fransız'ız, tıpkı sizin gibi.
Somos franceses, tal como vós.
Tıpkı sizin gibi.
E vocês também.
Tıpkı sizin gibi. Eğer hastalanırsanız.
Ele cuidará bem de si quando estiver doente.
Herhangi biriniz, iki buçuk hafta boyunca, tek başına kendinizinkinden başka bir insan sesi duymayacağınız bir buçuk metrekarelik bir kutuya kapatılsanız hayal gücünüzün de tıpkı sizin gibi kontrolden çıkma olasılığı oldukça yüksek olurdu.
Se um de vocês fosse trancado numa caixa de 2 metros quadrados, durante 2 semanas e pouco, sozinho, sem escutar uma voz humana além da sua, muito provavelmente sua imaginação escaparia com vocês também.
Dünyada en son yapmayı isteyeceğim şey genç ve güzel bir kadını korkutmaktır. Tıpkı sizin gibi.
A última coisa no mundo que o velho Simon queria facer era assustar a uma bela jovem... como você.
Önce bir haydut, sonra da büyük bir haydut olduğumda, beni tıpkı sizin gibi bir kahraman, bir idealist diye çağırabilirler, tıpkı senin gibi.
Primeiro bandido, depois tornas-te um grande bandido talvez me chamem de herói, um idealista assim como tu.
İnandığınız şeyi yapın. Tıpkı sizin gibi.
E fazem na vida aquilo que acreditam.
Yani kocanız ayaktaymış, tıpkı sizin gibi.
- Significa que ele estava de pé tal como a senhora está de pé.
Ben de bu çetrefil durumu aklımdan çıkaramıyorum, tıpkı sizin gibi.
Eu também não consigo tirar isto tudo da cabeça. Tal como o senhor.
" Tıpkı sizin gibi, ben de eşsiz biriyim.
Sou, como você, único.
O adamlar da koğuşun üyesi, tıpkı sizin gibi.
Estes homens fazem parte da enfermaria, tal como o senhor.
Tıpkı sizin gibi burada yaşarlardı.
Eles viviam aqui, tal como vocês.
Yarın sabah tıpkı sizin gibi 500 adamla birlikte kahvaltı ediyor olacaksınız.
Amanhã de amanhã, estarão a tomar o pequeno-almoço com 500 tipos iguais a vocês.
Arkadaşım, tıpkı sizin gibi kendini taburcu etti. Londra'ya gitti, Brixton'da oda tuttu ve bir daha geriye bakmadı.
Ele deu - se alta, tal como o senhor, o meu amigo apanhou o comboio para Londres, ficou em Brixton e nunca lamentou.
Tıpkı sizin gibi, o da yalan söyler.
Diz mentiras também. Como vós.
Bay Hutz, büyüyünce, tıpkı sizin gibi bir avukat olmak istiyorum.
Hutz, quando for grande, quero ser um advogado como o senhor.
- Ben de tıpkı sizin gibi acınası olacağım..
- Estarei tão atarantada como vocês.
Tıpkı sizin gibi, paniğe kapılmış.
Ela entrou em pânico, tal como você agora.
Tıpkı sizin gibi, her ay taksitini öder.
Paga uma hipoteca todos os meses, tal como vocês, brancos.
Tüm istediğim bu davanın çözümlenmesi, tıpkı sizin gibi.
Pretendo apenas resolver este caso. Tal como o senhor.
Ve tıpkı sizin gibi, çocukları vardı.
Eles tinham filhos como vocês.
tıpkı sizin gibi.
como tu.
Tıpkı sizin gibi, beğenseniz de, beğenmeseniz de.
" Sou como vocês, quer vocês gostem ou não.
Bu paraya, savaşın dışında kalan bir ülke el koyuyor. Tıpkı sizin ülkeniz gibi.
Este dinheiro é confiscado por um governo que, como o vosso, está em paz com o mundo.
6000 asır önce, bu galaksiyi kolonileştiriyorduk, tıpkı sizin yıldız gemilerinizin şimdi bu boşluğu keşfe başlaması gibi.
Há 6. 000 séculos, as nossas naves colonizaram esta galáxia, tal como as vossas naves começaram a explorar essa vastidão.
Kıstırıldık, Kaptan. Tıpkı şu an sizin kıstırıldığınız gibi.
Estamos encurralados, Capitão, tal como você, agora.
Sizin de tıpkı şu kaktüs gibi dikenleriniz var.
Está a ficar tão espinhosa quanto o seu maldito cacto.
Sizinle sorunum yok, tıpkı sizin de benimle olmadığı gibi.
Não temos nada um contra o outro.
Tıpkı Willy Wonka'nın şekerci olmak için doğduğu gibi ve sizin de birer Wonkacı olmak için doğduğunuz gibi.
Assim como o Willy Wonka nasceu para ser um doceiro... e vocês para serem Wonkereres.
Bazan ben de tıpkı sizin cin içtiğiniz gibi ot çektim.
Fumo erva, de vez em quando, tal como a senhora bebe gin.
Ona bakmadıysa, Komiser? Tıpkı sizin yaptığınız gibi mi?
Pode ter procurado, tal como o senhor fez, Tenente.
- Bize... yani... tıpkı sizin gibi yasalara saygılı... dürüst beyaz insanların... örgütü olan...
Partido Socialista Americano dos Brancos :
Ama mesele benim de onu sevmem. Tıpkı sizin sevdiğiniz gibi.
Mas o que se passa é eu também a amo... tanto quanto vós.
Evet. O Elliott'u harekete geçirdi, tıpkı sizin yaptığınız gibi, Bayan Blake.
Ela excitou o Elliott, como você, Menina Blake.
Tıpkı bir oyun gibi olacak sizin için.
Será uma espécie de jogo.
Bence John'u öldürmeye çalışan her kim ise, sizin bir görgü tanığı olduğunuzu sanıyor, tıpkı benim sandığım gibi.
Acho que quem tentou matar o John pensa que você viu tudo, como eu também pensei
Bakın Albay, hayattaysa, korkmuş ve açtır. Tıpkı sizin ve benim gibi, bir ihtilaf çıkmamasını istiyordur.
Coronel, se estiver vivo, está com medo, fome, e tão desejoso por evitar o conflito como o senhor e eu.
Yaralanabilir, ölebilir, çürüyebilir, tıpkı sizin ve benim gibi, general.
Ele pode ferir-se, morrer, decompor-se, como você e eu.
Eğer Lady'nin hizmetçisi perhiz yapan biri olmasaydı da sizin porto şarabı kadehini kabul etseydi, yeteneğinizle beni kandırmış olacaktınız. Tıpkı polisi kandırdığınız gibi.
Se a criada da senhora não fosse abstémia e tivesse aceitado o copo de Porto, o seu plano ter-me-ia enganado, tal como enganou a polícia.
Tıpkı şu İspanyol avukat gibi sizin de mi dilinizi kestiler?
Cortaram-lhes a língua como ao advogado?
Ve sonra o bir savaşçı olabildi, tıpkı bir gün sizin olacağınız gibi.
E depois ele se tornaria um guerreiro,
Sizin orada her şey bu kadar mükemmelse neden sizde de tıpkı bizde olduğu gibi eroin ve kokain sorunu var?
Se aquilo é um paraíso... Como é que sofrem como nós com a heroina e a cocaina?
Tıpkı sizin dağıldığınız gibi.
Como vos fostes desintegrando tu e ela.
"Whistling Pines." Kostümüm tıpkı sizin That Marvellous Mrs. Markham'deki kostümünüz gibi.
"Whistling Pines". O vestido é quase igual ao que usou em "That Marvelous Mrs. Markham".
Tıpkı sizin işiniz gibi.
Dar ao público o que eles querem.
Onlar sadece bilgilerini artırmak için galaksiyi geziyorlar. - Tıpkı daha önce sizin yaptığınız gibi.
Eles viajam pela galáxia a fim de expandir os seus conhecimentos, tal como vocês fizeram.
Billy özel, tıpkı sizin her biriniz gibi.
O Billy é especial, tal como cada um de vós.
Bu nedenle sizin planlarınızı kendilerine iletmeyeceğim tıpkı buradan İngiltere'ye tünel açma, Landes'in suyunu çekme veya bir Hindistan haritası çizme projelerini kendilerine iletmediğim gibi.
Razão pela qual não vou informá-lo dos seus planos... nem dos de cavar... um túnel para Inglaterra, drenar Landes... ou fazer um mapa da Índia.
sizin gibi 99
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
tıpkı 157
tıpkı senin gibi 132
tıpkı sana benziyor 22
tıpkı eskisi gibi 17
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
tıpkı 157
tıpkı senin gibi 132
tıpkı sana benziyor 22
tıpkı eskisi gibi 17