Universiteye translate Portuguese
894 parallel translation
Üniversiteye gidin, orada kız ve eğitim var.
Vão mas é estudar, lá encontrarão meninas e educação.
38 yaşındayım. Üniversiteye gittim.
Tenho 38 anos, fiz a faculdade.
- İyi. - Üniversiteye başlayacak.
- Vai para a universidade no Outono.
Peki. Üniversiteye gitmediler, Smith'e gitmediler.
Pronto, nao foram a universidade, nao foram ao Smith.
Üniversiteye gidecek misin?
Vais para a faculdade?
Üniversiteye hazırsın bakıyorum.
Acho que está preparado para a faculdade.
Üniversiteye gideceğim için ziyan olacak elbiselerini alabileceğimi söyledin.
Como vou para a universidade disse que eu podia ficar com a roupa do primo Sebastian.
Üniversiteye dönüp doktora yapabilirim.
Sou capaz de voltar para fazer doutoramento.
Üniversiteye gidip fiyatını yükselten orospuya ne denir?
Sabe como se chama uma prostituta culta?
Üniversiteye... gelecek yıl.
- Vou pra faculdade... no ano que vem.
Üniversiteye gidiyor.
Anda na universidade.
- Üniversiteye gideceğini duydum.
- Soube que vai pra faculdade.
Üniversiteye gideceğini sanıyordum.
Era um rapaz inteligente. Pensei que iria à universidade.
Üniversiteye girmek, kızların göğüslerine yaramış.
"Universidad de Indiana" Algo deve acontecer as tetas na universidade.
Sanırım üniversite giriş sınavına gireceğim. Üniversiteye mi gidiyorsun?
Bom, devo tomar um exame de ingresso à universidade.
Dave kimsenin başına bir şey kakmaz. Üniversiteye gitmedi de ondan.
Dave nunca desenhou ninguém com nada.
Üniversiteye gitmeliydim.
Devia era ter ido para a faculdade.
Üniversiteye girmem lazım. Mecburum!
Tenho de ir para a faculdade!
Üniversiteye gidecek bir gencin paraya ihtiyacı vardır dedim.
Quem vai estudar, precisa sempre de uns trocos.
Şehre gitmek istiyorum. Fotoğrafçı olarak bir iş bulmayı umuyorum. Üniversiteye giderek.
Quero ir para a cidade e arranjar um emprego como fotógrafo para poder pagar a universidade.
Üniversiteye gitmeyi düşündüğünü bilmiyordum.
Não sabia que estavas a pensar ir para a universidade.
Üniversiteye git, hayatına başla.
Vai para a universidade, começa uma nova vida.
Üniversiteye geldiğinde bana iki hayalinden bahsettiğini hatırlıyorum.
Lembro que me disse que tinha duas ambições... quando chegou a universidade.
... benim bir... önsezim oldu ve ... param vardı ve... kiliseden fırladım, ve Üniversiteye gittim... ve kapıların kapalı olduğunu gördüm... orada bir sürü Alman askeri vardı... ve Profesörleri gördüm.
Eu tive um... pressentimento e eu... tive muito medo e eu... sai correndo da igreja e fui a universidade... e vi que o portao estava trancado e... havia muitos alemaes Ia... e eu vi os professores.
Koşarak Üniversiteye giderim ve babamın konuşmadan önce... yazıyı kontrol edecek zamanı yok.
Meu pai nao teve tempo... de verificar o discurso antes de Ie-Io.
Üniversiteye gittim. Buradaydım.
Andei na universidade.
Üniversiteye gittin mi?
- Estudaste? - Não, nem por isso.
Üniversiteye gittin mi?
- Estudou?
Üniversiteye gitmemiş.
Não foi à faculdade.
Üniversiteye asla giremeyeceğim.
Nunca me admitirào na universidade.
Üniversiteye giden sensin, bu sorunu da sen çöz.
Tu é que andas a estudar, descobre-o.
Üniversiteye hazırlık.
Estou a estudar para os exames.
Üniversiteye gitmiştim.
Andei na universidade.
Üniversiteye başvuru yapan birinden daha fazlasını beklerdim.
Esperava um pouco mais de um atleta premiado.
Üniversiteye gidiyorum.
Passei pela universidade.
Üniversiteye elveda.
Posso dizer adeus à universidade.
Üniversiteye gitmek zorundasın.
Tens que ir para a universidade.
Üniversiteye gitmek istiyor.
Quer ir para a universidade.
Üniversiteye gitmeden önce hâlletmesi gereken bir sürü şey var.
Tem muitas coisas para resolver, antes de acabar o liceu.
Üniversiteye gitmelisin ve mezun olmalısın.
Tens de ir para a universidade tirar um curso.
Üniversiteye gitti ve avukat oldu.
Foi para a faculdade e formou-se em Direito.
- Üniversiteye mi gidiyorsun?
Vais para a faculdade?
Üniversiteye gittin diye kendini akıllı mı sanıyorsun?
Lá por teres estudos julgas-te muito esperto?
Üniversiteye gitmiş olsaydım haftanın altı günü araba lastiği satmazdım.
Se eu tivesse ido para a faculdade, agora não estava a vender pneus.
Üniversiteye baş vurana kadar ölmüş olacaksın.
Estarás morto quando conseguires entrar numa universidade.
Üniversiteye gitmiyorum.
Não vou para a universidade.
Üniversiteye diploma için gelmediğimi.
Não vim para a faculdade pelo diploma.
- Başka bir şey deneyin. - Üniversiteye gitmeyi deneseniz?
- Em outras avenidas.
Üniversiteye gitmelisiniz.
Devia ir para a Faculdade.
Üniversiteye gidiyorum.
Vou para a universidade.
Üniversiteye gidebilirdim, o dersleri alabilirdin.
Posso ir à faculdade. Posso fazer aquele curso.