Usa translate Portuguese
18,970 parallel translation
Nasıl kullanıldığını göstereyim mi?
Queres que te mostre como se usa?
Aptal kazaklar giyiyor. "
Ele usa camisolas estúpidas. "
"Ben kimyacı mı, biyokimyacı mı neyim ve bir keskin nişancı tüfeğini kullanmayı çok iyi biliyorum."
" Sou uma química ou bioquímica ou algo do género, e também sei como se usa uma espingarda de atirador.
Game of Thrones'un sohbet panolarında kullandığın isim.
É esse o nickname que usa nos fóruns da Guerra dos Tronos.
Bunu kalbinde taşıyor ve bunu gözlerinde taşıyor.
Ele usa-a no seu coração e usa-a nos seus olhos.
Bayan Kaur ateş edemiyorsunuz ama, en azından beyninizi kullanabiliyorsunuz.
A Sra. Kaur não consegue disparar, mas pelo menos usa o cérebro.
Terk edilmiş, ama burayı kullanıyor.
Está abandonado, mas ela usa-o.
Ne için kullanıyor?
Usa-o para quê?
Bunu kullan o zaman kraliçem.
Então, usa-a, minha Rainha.
Lobos buradan gizli bir şekile çıkar. Bütün operasyon boyunca GPS takip cihazı takar.
O Lobos sai das nossas instalações de forma confidencial e usa um localizador de GPS durante toda a operação.
Tommy, elini kesmeden önce bunu kullanmak ister misin?
- Tommy, por favor. Usa isto antes que cortes a mão.
Preeti Makhija nüfuzunu kullanıyor.
Preeti Makhija usa a sua influência.
- Bulursam takacak mısın?
- Usa-lo se eu o encontrar?
Kendini bileyen muşamba bıçağını al.
Usa a lâmina de linóleo que não precisa de ser afiada.
Ah! Ve sonra kestiğin bölgeyi penseyle açık tut, ve kaslarımı eski yerine koymak için de ayarlı penseyi kullan.
E depois segura a abertura com umas pinças de precisão e usa o alicate ajustável para voltar a colocar o músculo na posição.
Bu kelimeyi çok kullanıyorsun.
Você usa muito essa palavra.
Cymatic Topluluğuun adını kullanan profesyonel bir DJ.
É um DJ profissional que usa o nome Cymatic Society. Já falámos com a T.S.C.?
Beni kullan, Apu.
Usa-me, Apu.
Gördüğüm o ki, sen istediğini almak için insanların korkularını kullanan bir zorbadan başkası değilsin.
Pelo que vejo, não passa de um rufia que usa os medos dos outros para ter o que quer.
Drexel çalışanlarında pek de zeka aramıyor.
Drexel não usa subtileza para fazer passar a sua mensagem.
Kendini sürekli geliştiren arttırılmış bir yapay zeka ile yapmış, ki bu nadir bulunur.
Pelo que vi, usa inteligência artificial para alterar os dados. Isso é raro.
Soyadını dahi kullanmıyorsun.
Você nem apelido usa.
Wen'e göre Caretaker bu sitemi kullanarak belgelerin transferini sağlıyormuş.
Segundo o Wen, o Zelador usa-os para transportar documentos e outras cópias físicas.
Artık kimse "Chit" kelimesini kullanmıyor öyle değil mi?
Já ninguém usa "letras", pois não?
Koro, prova için kullanıyor o odayı.
O Coral usa essa sala para os ensaios.
Neden bir kadın açık saçık giyindiğinde kaltak diye yaftalanıyor da ben onun derisini yüzüp ceket olarak giyince katil oluyorum?
Porque é que quando uma mulher usa roupa mais atrevida, é apelidada de puta, mas se eu usar a pele dela como casaco, já sou um assassino?
Ve sizi sadece Boğazını kaşırken kullanan
E só vos usa Para coçar a garganta
Herkesin odasına dönmesini anons et.
Usa o altifalante. Manda-as voltar aos dormitórios.
Hiçbiri Invidia Güvenlik kullanmıyor.
Nenhum usa Segurança Invidia.
Yapabileceklerinin sınırı olmayan dahilerden bir kovan oluşturacak kadar gelişmiş bir yazılıma sahip biri belki?
Esse alguém tem o programa suficientemente sofisticado para que possam usá-las como um ninho de génios... Sendo capazes de sabe-se lá Deus de quê?
Beyin dosyasını okuduğum için bu nadir, çalınmış ve bilinmeyen sanat eseri için düzmece bir arkaplan oluşturup TheScrubJay'i ortaya çıkarmak için yem olarak kullanabilirim dedim.
Desde que li a reflexão das ideias dele, pensei que fosse fácil forjar a história para esta rara, até então desconhecida, obra-prima roubada e usá-la como engodo para atrair o Scrub Jay.
Rozetin varsa cezalardan kurtulmak için kullanırsın diye şansımı denedim.
Apostei que assim que tivesses um distintivo, Usá-lo-ias para te livrares das multas.
"Pinokyo Etkisi" denilen bir şeyden bahsediyor ve NZT'nin etkisindeyken Brian gerçeği mi söylüyor diye anlamak için bunu kullanabilirim.
Ela está a falar sobre uma coisa chamada "O Efeito Pinóquio", e sob o efeito do NZT, posso usá-lo para ver se o Brian está a dizer-me a verdade.
Muhtemelen onu kullansam bilirdim.
Provavelmente saberia se estivesse a usá-lo.
Ve şimdi duracak değilim.
E não é agora que vou deixar de usá-lo.
Onu kullanmamak konusunda katı olduğunu biliyorum ama James, senin arkanı kollamadığı çok açık.
Eu sei que está determinado a não usá-la, mas, James... É evidente que ela não o protege.
Bizi ayırmak için onu kullanıyor.
Ela está a usá-lo para dar cabo de nós.
Bu siniri kullan.
Usa essa raiva.
Silah kullanmak yok!
... não se usa armas.
Peki Louis beni ondan koruyamazdın ama ismini duvara yazdırmak için kullanabilirdin değil mi?
Sim, eu fiz as contas, Louis, e não me podias ter protegido mas podias usá-lo para ter o teu nome na porta, não é verdade?
O bir sahtekar. Sizi kullanıyor.
Ele é um impostor e está a usá-la.
Sizi kullanarak masada benim olduğum yere geçecek.
Ele está a usá-la para roubar o meu posto.
Ne kadar istiyorsan dinlenebilirsin.
Usa o tempo que precisares.
Suçluların kullanabileceği hiç aklına gelmedi mi?
- Por isso, divulguei-o. - Sabes que criminosos podem usá-lo?
- Sence hedefimiz uyduları mı kullanıyor?
- Achas que o nosso alvo está a usá-los?
Bunu onları bulmak için kullanabilir miyiz?
Muito bem. Vamos usá-la para os encontrar.
Parayı ona karşı kullanacak.
- E vai usá-lo contra ele.
CIA onayladı, istihbaratı birkaç farklı kaynaktan da almışlar gönül rahatlığıyla kullanabilirsin.
A CIA autorizou. Eles conseguiram a informação de múltiplas fontes, por isso... podes usá-la.
Onları kullanacağını bilmiyordum.
Não sabia que ia usa-los.
Prensiplerin cebinize koyup da işinize geldiğinde çıkaracağınız şeyler oludğunu mu sandınız?
Pensa que pode pôr os princípios no bolso e usá-los quando dá jeito?
Bekle, bekle, bize biraz zaman kazanıyor, tamam mı?
Espera, ele está a ganhar tempo, certo? Vamos usá-lo.