English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ U ] / Uygundur

Uygundur translate Portuguese

398 parallel translation
Charleston tarzı her şey uygundur.
Qualquer coisa na linha do charleston serve.
Operanın sahip olduğu en iyi dostu Bay Semple'a bir jest olarak, yeğeni Longfellow Deeds'in yeni başkan olması uygundur.
Em homenagem ao maior amigo que a ópera já teve, o defunto Sr. Semple, julgo que a presidência deve ser para o sobrinho, Longfellow Deeds.
30 yaş karar vermek için uygundur, ve ben hiç öyle değilim, Connor değil.
Trinta anos é uma boa idade para o fazer. E não sou isso. O Connor não é assim.
Burası uygundur.
Aqui está bom.
Ne olursa olsun, senin için Shelby'den daha uygun biri. Herkes daha uygundur.
De qualquer modo, ele é melhor para ti que Shelby.
Lon beni götürmeye uygunsa, seni götürmeye de uygundur.
Se o Lon serve para me levar, pode levar-te também.
- Sanırım bu sana uygundur.
- Estou assumir que concorda.
O nedenle, bana göre, Sayın Buckingham'ın dediği gibi, Prensin birkaç kişi eşliğinde gelmesi uygundur.
Por isso digo com o nobre Buckingham que é prudente usar uma pequena escolta para trazer o Príncipe.
Sen ne yaparsan benim için uygundur Anne Lord.
- Vamos tomar um coquetel...
Bu da pembecik yanaklı yaşlı hanımların bahçelerine uygundur.
Isso é para pequenos jardins de flores de pequenas rosas velhinhas.
Aç parantez "aklı başında" kapa parantez ; genel tanımına uygundur.
Citação : "Garota com a cabeça no lugar", fim da citação.
Gayet uygundur.
Parece-me excelente.
Babamın deneylerindeki ilk malzeme kül tablası olduğuna göre bizim de kendimizinkinde aynısını yapmamız uygundur.
Já que o cinzeiro foi o primeiro objecto que o meu pai transmitiu, considero apropriado utilizarmos um como o nosso primeiro.
Banliyöler uygundur.
Os subúrbios são muito convenientes.
Kendileri dava için uygundur.
Este homem é aceite, segundo a promotoria.
Sokağın sonu mu, kapıya kadar götüreyim mi? Sokağın sonu uygundur.
No fim da rua ou à porta de casa?
Yarın uygundur.
Slade, amanhã é óptimo.
Aynı deste uygundur.
Pode ser o mesmo baralho.
Saatleri daha uygundur ve daha az vurulursun.
Passa-se melhor o tempo e levamos menos tiros.
- Uygundur.
- É adequado.
Ona vurmak istersen, bence uygundur.
Se queres bater-lhe, por mim, estás à vontade.
Her zaman uygundur.
Qualquer altura é boa.
Soruşturmanın gidişatı uygundur ve ben bundan memnunum.
Considero o processo desta investigação válido.
Uygundur.
Pode ser.
Ne zaman uygundur?
Quando estará livre?
Bazı erkekler bu tür işlere uygundur bazı erkekler ise başka işler için biçilmiş kaftandır.
Alguns homens tem aptidão para algumas coisas... e outros não.
Rüzgar bize uygundur.
O vento está a nosso favor.
Ben, ah, umarım, sizce de uygundur, efendim.
Espero que isso seja aceitável para si, senhor.
Uygundur.
É aceitável.
imzalanan yazılı belge, bu mahkeme tarafından verilen karara uygundur. Siz benden daha çok korkuyorsunuz.
após terem verificado e atestado, a sua conformidade com o texto estabelecido, por este Santíssimo Tribunal.
Benim için uygundur. Sadece sizin nasıl olduğunuzu görmek istedim.
Ok, só queria ver como você estava.
Benim için uygundur.
Tudo bem.
Sarsıcı içeriği nedeniyle, film sadece erişkin izleyiciler için uygundur.
Devido ao seu chocante conteúdo, é recomendável apenas a um público adulto.
Resuli'ninki eline uygundur.
E olhem que os homens do Raisuli terão a arma adequada.
Kimi zarlar yalnızca tanrıların atmasına uygundur.
Há dados que só devem ser atirados por deuses.
Herhangi bir yer bunun için uygundur.
Qualquer solo é adequado para isso.
Evet, uygundur, tabii.
- O tom.
Sizin için de uygundur sanırım.
Deduzo que consigam lidar com isso.
Eminim müze için yaptığın her şey Eski Eserleri Koruma Antlaşmasına uygundur.
Sei que tudo o que fazes para o museu obedece ao tratado internacional para a protecção de antiguidades.
- Uygundur.
- Veio mesmo a calhar.
Rahat, sessiz, ve fiyatı uygundur.
É acolhedor, é calmo e o preço é o justo.
Umarım ev uygundur.
Espero que a casa lhe sirva.
Uygundur.
Isto serve muito bem.
Eğer bi daha yapmak istersen benim için uygundur.
E não me incomodo se fizer de novo.
21 yaş ve üzeri, ruhen ve bedenen sağlıklı tüm kızıl saçlı erkekler, başvurmak için uygundur.
"Todos os homens ruivos, sãos de corpo e mente " e com idade superior a 21 anos são elegíveis.
Tamam, ama bu ananelerimize uygundur.
Somos da gerência.
- Uygundur.
- Eu também.
Çarşamba öğleden sonra uygundur.
"Talvez pudessemos tomar uma bebida um dia desta semana. " Quarta-feira à tarde estarei livre.
- Uygundur.
- Pronto...
- Bana göre uygundur, bayan.
Tudo bem, senhora.
Umarım hava onlar için de uygundur. Böyle mi düşünüyorsun? Sana fikrimi söylemeliyim.
Espero que o tempo melhore, por eles.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]