English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ U ] / Uzatmayalım

Uzatmayalım translate Portuguese

89 parallel translation
Lafı uzatmayalım.
Deixem-se de tretas.
Konuyu uzatmayalım.
Não serve de nada falar.
Neyse, uzatmayalım.
Bem. Não vamos falar disso agora.
Fazla uzatmayalım, Elliot.
Não vamos prolongar isso, elliot.
Çünkü hâlâ kızgınsan eğer, bence bu işi uzatmayalım.
- Não. Porque se ainda estiveres, é melhor desistirmos.
- Bak, uzatmayalım bunu.
- Vamos mantê-lo na família.
Uzatmayalım. Siz geliyor musunuz?
Vamos deixar-nos disso.
Roger, lütfen bu işi daha fazla uzatmayalım.
Roger, por favor, não prolongue mais isto. Não tenho tempo.
- Uzatmayalım.
- Vamos a isto.
# Gel hatrımız için Uzatmayalım daha fazla #
Evitemos os amores e as lentas agonias
Bu durumu daha fazla gereksiz uzatmayalım.
Porém tentemos não alargar inutilmente a coisa.
- Ne dediğinizi biliyoruz General bu yüzden bir kez olsun lafı uzatmayalım.
- Nós sabemos o que está a dizer, por isso deixemo-nos de rodeios.
- Buna hiç gerek yoktu işte! - Uzatmayalım artık!
- Ah, credo, era só o que faltava.
Artık uzatmayalım.
Vamos acabar com isto.
Vedalaşmayı uzatmayalım, olur mu?
Não gosto de adeuses.
Uzatmayalım, gösteri başlasın.
Da-lhe!
Lafı uzatmayalım.
Deixemo-nos de rodeios.
Arayı uzatmayalım.
Vamos manter contacto.
Uzatmayalım.
Como queira.
Peki, uzatmayalım.
Não iria tão longe.
Uzatmayalım.
Não vamos mais falar disso.
- Uzatmayalım.
- Quer parar?
Herb, lafı uzatmayalım, sadede gelelim.
Herb, vamos mas é ao que interessa.
Biliyor musun ben de "Lafı uzatmayalım, sadede gelelim" diye bitirecektim.
Eu ia acabar a minha frase com o "vamos mas é ao que interessa".
Lafı fazla uzatmayalım, olur mu?
Vamos direitos ao assunto.
Hepimiz mükemmel kiracı isteriz ama görüşmeyi uzatmayalım.
Queremos o inquilino perfeito, mas não prolonguemos a entrevista.
Lafı uzatmayalım Bayan Phillips.
Deixemo-nos de cerimónias, esta bem, Sra. Phillips?
Lafı fazla uzatmayalım. Bayanlar, baylar, şov zamanı!
Sem mais demoras, senhoras e senhores, está na hora do espectáculo!
Daha fazla uzatmayalım.
Paremos por aqui.
Fazla uzatmayalım, olur mu?
Vamos directos ao assunto.
- Lafı uzatmayalım.
Vamos aos poucos.
Haklısın, o yüzden lafı uzatmayalım.
Tens razão, por isso, vamos ao que interessa.
Evet,.. ... bu konuyu uzatmayalım.
Nao vamos pensar no passado.
Evet, bu konuyu uzatmayalım.
Sim, bem, nao pensemos mais nisso.
Bence bu telefonu fazla uzatmayalım.
Ou desligamos o telefone agora mesmo.
Tamam uzatmayalım, işin özü şu ki en önemlisi liderlik.
Resumindo, estou a falar de liderança.
Daha fazla uzatmayalım, hadi izleyelim şu şeyi.
Então, sem mais cerimónias, vamos, assistir esta coisa.
Daha fazla uzatmayalım, tamam mı?
Ficamos por aqui.
Lafı uzatmayalım, Rog, sorun nedir?
Deixemo-nos de loucuras, Rog qual é o verdadeiro problema?
Yolu uzatmayalım!
- Mas nós não vamos para o museu.
Uzatmayalım, dostum.
Por isso deixa.
Lafı uzatmayalım ve üç saatlik havai fişek gösterisi başlasın!
Sem mais delongas, três horas de fogo-de-artifício!
Ayrıca Vera hakkında da bir rapor hazırla, haklısın şimdilik bırakalım şarkı söylesin, ama çok uzatmayalım!
Sim, senhor. E quanto à Vera, você está certo - no momento, deixe-a cantar, mas não por muito tempo!
Bu işi uzatmayalım.
Portanto, deixemo-nos de coisas.
- Lafı uzatmayalım.
- Vamos mantê-lo simples, Ben.
Lafı uzatmayalım, Ben.
Vamos mantê-lo simples, Ben.
Şey, o zaman, lafı fazla uzatmayalım...
Bem, então, sem mais demoras.
Arayı uzatmayalım.
Mantém-te em contacto.
- Öyleyse bu meseleyi fazla uzatmayalım.
Então esqueçamos isso nos próximos três dias.
Haydi uzatmayalım şunu.
Não nos deixemos afectar por isto.
- Fazla uzatmayalım.
- Vamos pensar um bocadinho.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]